Taha Yusuf SARIGÜL

Statükonun Son Kalesi 'İLKSAN'

Taha Yusuf SARIGÜL

Hepiniz iş arkadaşlarınız veya akrabalarınız ile para gününe girmişsinizdir.  Neden para veya altın günlerine gireriz. Tabi ki elimize toplu para geçsin diye. Çünkü birlikten kuvvet doğar.  Kimimiz 5 kişilik, kimimiz 15 kişilik günlere giriyoruz. Günlere girdiğimiz para miktarı da değişiyor tabi. 100, 500, 1000, 2000 veya 3000 ₺. Kimin gücü neye yeterse. Kimse sizi zorlamaz bu günlere girmek için. Para miktarı da isteğe bağlı belirlenir. Kendi gönlünüzle istediğiniz güne girersiniz. Aklınıza yatmazsa bir önceki sene girdiğiniz güne sonraki sene girmezsiniz. Çünkü bu günler gönüllülük esasına göre düzenlenir.

Kimileri de güne girmek yerine kendisine bir hesap açıp burda para biriktirmek ister. TL, döviz veya altın hesabı açıp, her ay belli miktarda para ile birikim yapmaya çalışır. Bu paralar acil ihtiyaç duyulması halinde kullanılabilir. Veya para miktarı artınca yatırım aracı olarak da kullanılır. 30 bin ₺ para biriktirdiğinizi düşünün. 10 arkadaş birleşip 300 bin ₺ ile bir arsa alabilirsiniz. 3-5 yıla bir müteahhit bu arsaya ev yapabilir ve bu 10 arkadaştan Her biri birer daire sahibi olabilir. 30 bin ₺'niz 4-5 yılda 350-400 bin ₺'lik bir daireye dönüşebilir. Ya da biriken 30 bin ₺ ile 5 arkadaş birleşip 150 bin ₺ bir araya getirip bir iş koluna girebilirsiniz. Hem kendiniz para kazanırsınız hem de istihdam yaratarak ülke ekonomisine katkıda bulunursunuz. Herşey güç nispetindedir. Kurduğunuz bu küçük işletme ile 5 bin ₺'lik memur maaşınıza 1000-1500 ₺ civarında bir katkı fena mı olur. Hem başka insanlar da sizin sayenizde iş sahibi olur.

Peki siz hiç bitmeyen bir güne girdiniz mi?

Şimdi size devasa bir 'gün' den bahsedeceğim. Bu öyle büyük bir gün ki, sıraya girseniz size asla sıra gelmez. Çünkü tamı tamına 285.000 kişi var bu günde. Öyle bir gün düşünün ki bu güne girmek zorunlu. Para miktarını günü düzenleyen 3-5 kişi belirliyor. Günden çıkmak yasak. Yıllar boyu ödersiniz ödersiniz kurtulamazsınız. Mesleğe başlar başlamaz zorunlu olarak alırlar sizi bu güne. Emekli olana kadar da kalacaksın, çıkmak yasak derler. Emekli olunca da komik bir para hesabınıza yatırıp size 'güle güle' derler. 

Sağınızda solunuzda farklı meslek sahipleri de böyle büyük günler düzenlerler. Siz onlara imrenek bakarsınız. Onlar emekli olmayı dört gözle beklerken, emekliliği hak eder etmez emekli olurken, siz emekli olmayı hiç istemezsiniz. Resen emekli olana kadar çalışmak istersiniz. Diğer meslekler devletten aldıkları ikramiyenin 2 katı ikramiyeyi girdikleri bu devasa günler sayesinde alırken sizler emekli olduğunuzda devletten aldığınız ikramiyenin çeyreğini bile bu günden alamazsınız.
Neden mi? 

Çünkü sizin girdiğiniz bu günü yönetenler basiretsiz, beceriksiz ve kifayetsizlerdir de ondan. Küçücük bir okulda bile 15-20 öğretmen birikimlerini birleştirip bir ekonomik değer ortaya koyarken adı İLKSAN olan bu büyük 'günün' yöneticileri ortaya hiçbir katma değer koyamamışlardır yıllardır. Bahsettiğimiz diğer mesleklerdeki gün yöneticileri profesyonel ve vizyonerlerdir. Birikimleri devasa yatırımlara dönüştürmüşlerdir. Holdingleşmişlerdir. Ama sizin zorunlu girdiğiniz bu gün yöneticileri 'faiz' dışında ekonomik bir terim bile bilmemektedirler. Bunu da 'ikraz' adı altında üyelerine faizle para vererek gerçekleştirmektedirler. Her yıl zarar açıklarlar. Hiçbir iş yapmayıp, yıllık 342 milyon ₺ geliri olup da zarar eden başka bir dernek, şirket, vakıf veya sandık var mıdır acaba dünyada! 285.000 kişi demek aylık 28.5 milyon ₺ demektir. Bu parayla her ay bir fabrika kurulur. Yıllık 342 milyon ₺ eden bu para ile aklımızın alamayacağı yatırımlar yapılabilir. Ama nerde...

İLKSAN üyesi olmamama rağmen bu adaletsiz düzen çok zoruma gidiyor. 

Fakat bu düzenin artık değişeceğini 'yüksek sesle' dillendiren bir kesim var. Alanlarda gümbür gümbür gelen bir kitle var. Statükoyu yıkacak, korku dağlarını eritecek, kokuşmuş düzeni sona erdirecek bir yönetim geliyor. Öyle birkaç kişiye ballı maaşlar dağıtarak bu adaletsiz düzeni sürdürebileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Öyle ağlak ergenler gibi kaybedeceğinizi anlayınca önünüze gelene şikayet edip, bu statükoyu sürdüreceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. 

Yıllardır milletin parasını çarçur eden beceriksiz yöneticiler gidecek yerine gelen yeni yönetim anlayışı ile profesyonel idareciler görevlendirilecektir. İLKSAN şirket gibi yönetilip üyeleri için cazibe merkezi ve önemli bir ekonomik katma değer olacaktır. Kimse zorla bu sandığa üye olmayacak, üyelik gönüllü olacaktır. 

Artık POLSAN ve OYAK üyelerine bakıp da hiçbir İLKSAN üyesi "Himmet ağabey biz ne zaman yemek yiyeceğiz" mealinde bir cümle kurmayacak inşallah. Az daha sabır. 

Şunun şurasında 3 Nisan'a ne kaldı canım...
 

Yazarın Diğer Yazıları