Taha Yusuf SARIGÜL

Kemalist İdeoloji'nin Bitmeyen Sevdası: Darbe

Taha Yusuf SARIGÜL

Cumartesi gecesi 104 Emekli Amiral imzasıyla kaleme alınan bir bildiri Türkiye'nin gündemine oturdu. Geçmişte birçok defa bildiri, muhtıra, e-muhtıra ve darbe ile karşı karşıya kalmış bir toplum için böyle şeyler artık ileri derecede itici karşılanıyor. Darbeler tarihi açısından kirli bir geçmişe sahip olan ülkemizde bu tür bildiriler için söyleyeceğimiz tek şey; 'yeter artık gına geldi, bir bitmediniz.' 

Son darbe girişimi olan 15 Temmuz darbe girişimi devletin her kademesine sızmış FETÖ terör örgütünün deşifre olmasını sağlamıştı. Tabii olarak, deşifre olan bu örgütün devletten tasfiyesine de hızla başlanmıştı. Özellikle Z kuşağı ekseninde dönen tartışmalara odaklandığımızda 15 Temmuz 2016 tarihinin bile Z kuşağı için uzak ve unutulmuş bir tarih olarak görebiliriz. Bu bağlamdan konuya yaklaşacak olursak Türkiye'nin darbeler tarihinin de, darbecilerin ideolojisinin de çok çabuk unutulduğunu söyleyebiliriz.

15 Temmuz mevzubahis olduğunda tepkilerini en sert şekilde ortaya koyanlar 104 Amiral'in yayımlamış olduğu 'darbe heveslisi' bildiri karşısında methiyeler dizme ve avukatlık yapma yarışına girdiler. Darbecilik üzerinden FETÖ'yü vuran 'kemalizm' kendi darbeci geleneğini yadsıyor, günahlarını günahtan saymıyor galiba. 'Mustafa Kemalin Askerleri' hala cüretkar, vesayet sevdalıları hala heveskar, darbe seviciler ise hala ümitvar anlaşılan. 

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan'da sanki hiç darbe olmamış gibi, hiç muhtıra verilmemiş gibi 'salağa yatıp' gece yarısı yayımlanan bu bildiriye destek veren muhalefet, bize 'Kemalist Darbeci Geleneğin' hala devam ettiğini, sivil ve demokratik sistem üzerinde potansiyel bir tehlike olduğunu bir kez daha hatırlattı. Sahi, geçmişte bu kadar darbeyi kim, ne adına yaptı. Atatürkçülük kisvesi ile yapılan bu kadar darbe, kemalist-vesayetçi ideolojinin ülkenin başına ne kadar büyük bir bela olduğunun göstermiştir. Kendilerini 'asıl' diğerlerini 'üvey evlat' olarak gören Kemalist ideoloji bu ülkenin gelişiminin önündeki en büyük engeldir. Sivil, askeri ve yargı bürokrasisine yerleşmiş bu zihniyet, açıklanan bu bildiri ile ülkemiz için hala ne kadar tehlikeli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. 

Darbe onlardan gelirse meşru, devletin kadroları onlar tarafından işgal edilince hak'tır. Kendilerinden olmayanlar bu ülkenin üvey evlatları, ev önü bekçileridir. Ev sahibi onlardır. 15 Temmuz'da bile darbeciler Atatürkçülük kisvesini kullanmışlardı. 15 Temmuz gecesi TRT'de okunan bildiri Kemalist ideolojinin tezahüründen başka birşey değildir. Fetöcüler bile şunu çok iyi biliyorlardı; Türkiye'de darbeler Atatürkçülük kisvesiyle yapılabilirdi ancak. 

Bir gece yarısı 104 Amiral'in millete parmak sallayarak yayımladıkları bu bildiri öyle basitçe geçiştirilecek bir olay değildir. 'Asılmışın evinde ip'ten bahsedilmez' diye bir laf vardır. Kimse bunu fikir özgürlüğü olarak lanse etmeye çalışmasın. Durumdan vazife çıkarıp, kendilerini ilgilendirmeyen bir konuda gece yarısı bildiri yayımlamak hiçbir makul gerekçe ile izah edilemez. Bu emekli askerlerin devletin sırtından semirip, devlete ihanet içerisinde olmaları kabul edilemez. Tüm imtiyazlarına son verilmelidir. 

Bu bildirinin bir hazırlık süreci ve bildiriye katkı sunan muvazzaf askerlerin olup olmadığı iyi araştırılmalıdır. Çünkü vesayet düzeni bu şekilde devam eder. Her darbenin bir hazırlık süreci olmuştur olmuştur mutlaka. 

Bu vesileyle bazı gerçekleri birkez daha hatırlama şansımız oldu. Darbeci, kemalist ideoloji hala diridir. Atatürkçülüğü hala bir maske olarak kullanmaktadır. Seçilmiş hükümetleri gayrimeşru, 5. Kol faaliyetleri ile yıkmaya çalışan militarist anlayış hala aktiftir. Bunlara karşı müteyakkız olmalıyız. Darbeler tarihini yeni nesillere iyi anlatmalı, antidemokratik girişimlerin her an olabileceği düşüncesini taze tutmalıyız. 

Millete rağmen hareket edenlerin milletin tokadını sert bir şekilde yediğini ve tarihin çöplüğünde yerlerini aldıklarını bazılarına sık sık hatırlatmak gerekiyor sanırım. 
Allah'a emanet olun. Selamlar.
 

Yazarın Diğer Yazıları