Taha Yusuf SARIGÜL

İntihar Eden Bir Gencin Ölü Bedeni Üzerinden İdeolojik Tartışma Çıkarmak

Taha Yusuf SARIGÜL

Tıp fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes'in intiharı tüm ülkeyi yasa boğmuş ve derinden etkilemiştir. Daha acı taze iken ortaya çıkan tartışmalar hem aileye hem de Enes'in arkadaşlarına zarar vermektedir. Hayatının baharında bir insanın ölümü üzerinden kindar bir dille kavga ve ideolojik bir hesaplaşma üretenlerin yaptığı şey toplumu kutuplaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Münferit bir olaydan hareketle toplu bir linç kampanyası ve öfke nöbeti ile karşı karşıyayız. 

Her fırsatta İslam'a ve dindar kesimlere olan öfkelerini kusan iflah olmaz kitle, geçtiğimiz gün Elazığ'da yaşanan üzücü bir intihar olayı sonrası organize bir şekilde yine harekete geçti.  Adeta pusuda bekler gibi bekliyorlar. Herhangi bir vakıf veya dernekte istenmeyen bir olay yaşansın da  topyekun bir linç girişiminde bulunalım! Kimse yanlış anlamasın. Cemaat ve tarikatları savunmak değil niyetim. Hiç kimse layusel değildir. Cemaat ve tarikat yapılarında da tasvip etmediğimiz bir takım durumlar mevcut. Bunu geçmişteki yazılarımızda dile getirmiştik. Linkten okuyabilirsiniz.

https://elazighakimiyethaber.com//yazi/taha-yusuf-sarigul/cemaatler/26249/ 

Özellikle son intihar olayı sonrası aşikar olan bir durum var. Kimseyi zorla, istemediği bir yurtta veya bir öğrenci evinde kalmaya zorlamamak gerekir. Bir çocuğun ailede görüp, almadığı dini eğitimini başka bir yerde alması çok zordur. Zorlama ve baskı, istenmeyen durumlara neden oluyor. Yine meslek seçimi konusunda gençlere biraz daha özgürlük alanı tanınmalıdır. İlgi ve yeteneklerine göre sevdikleri mesleği seçmeleri desteklenmelidir. Tüm Türkiye'de yaşanan 'tıp fakültesi' kompleksi topluma zarar veriyor. Enes bu konudaki üzücü bir örnek. Fakat okulu bitirmiş, mesleğe başlamış ve işini sevmeyen mutsuz doktorlar ile günlük hayatta sıkça karşılaşıyoruz. 

   Ortada yanlış bölüm tercihi yapmış, okulda çok zorlanan ve ailesi tarafından istemediği bir cemaat evinde kalmaya zorlanan bir çocuk var, bu çocuk intihar ederek hayatına son veriyor. İnsanı derinden üzen bu intihar olayını cemaat ve tarikat yurtları kapatılsın kampanyasına dönüştürenler samimi değiller. Samimi olsalardı binlerce gencin uyuşturucu kölesi haline gelmesine sebep olan bar, disko, gece kulübü gibi ifsad yuvalarının da kapatılmasını talep ederlerdi. Zira alkol ve uyuşturucu batağına düşüp intihar eden yüzlerce genç var. Bu gençlerin ölümünü dert edinmeyenlerin Enes Kara'nın ölü bedeni üzerinden duyar kasması içlerindeki kinin ve nefretin açık göstergesidir. 

Gün geçmiyor ki bir genç intiharı ve cinayeti ile karşılaşmayalım. 'Erkek arkadaşı ile kaldığı rezidansta gece alkol ve uyuşturucu alan ve sabaha karşı çıkan tartışma sonucu balkondan düşerek ölen genç kız' haberlerine hiç de yabancı değiliz. Bu tür olayları 'kadın cinayeti' üzerinden okuyup, alkol, uyuşturucu ve gayrimeşru bir ilişkiyi ağzına almayanlar Enes Kara olayında ise alçakça İslam'a saldırıyorlar. 

Amaçları üzüm yemek değil, amaçları bağcıyı dövmek. Amaçları bir gencin ölümü değil. Amaçları İslam'a saldırmak. Islah edilemez bu güruhun kini kolay kolay bitmeyecektir. Biz yine de duamızı edelim; 
Allah ıslah etsin.
 

Yazarın Diğer Yazıları