Nasıl da çarpıyor zaman duvarına yüreğim
Yıldan yıla aklım da eriyor bir o kadar
Nerede sessizliği unutturan mor geceler
Bir zamanlar bende sevgiyle dolu delikanlıydım
Bezirganbaşı almış başını işte gidiyor
Sıcak, çölde insanı nasıl yiyip bitiriyor
Develerin önünde ya bir at, ya da eşek
Eşekler bile gün içinde rehberlik ediyor
Artık benim de tel tel ağarıyor saçlarım
Ayaklarım eskisi kadar hiç de yar olmuyor
Her geçen günde daha da çöküp kalıyorum
İster istemez o eski anılarıma dalıyorum
Ömür dediğin ne ki, işte geldik, işte gidiyoruz
Yıl yıl, gün gün eskimede hep gökyüzü
Ay bile eskisi kadar çekici gelmiyor bize
Tutun gökyüzündeki her şeyi atın denize
Nasıl da gömülüp kalmışız arasında düşlerin
Her geçen günün ömürden gittiğini bilmiyoruz
Yıllar yılı meğer ne çok hüzün biriktirmişiz
Katılıp topluluklar arasına nice canlar vermişiz
Zaman içinde ne çok şeyler geldi başımıza
Kimseler dönüp bakmadı akan gözyaşımıza
Hep kendi gücümüzle o tür savaşıp durduk
Kendi dünyamızda, gör ne saraylar kurduk