Rüveyda Sadak

Zemzemli Su, Süt ve Zeytinyağı Sosyolojisi

Rüveyda Sadak

Malum umre mevsimi… Zemzem kavramını tolere (!) edebilmek için bireysel tercih ile manipüle edilen dini hassasiyeti göz ardı etmek, alışkanlığa dönüştü. Tüketici varsa üretici de tabiî ki var. Fakat arz-talep gerçekliği konusunda sergilenen çelişkili bu durum bir manipülasyondu. Rağbeti manipüle edilen, kutsal bir gerçeklikti. Söz konusu hassasiyet gerektiren böyle önemli bir konunun, ekonomik çıkarlı kâr amacıyla manipüle edilmesi, akla tezat bir tutumdu. Hayalet şehir Gazze’de, yıkılan ve su yokluğu ile karşı karşıya olan insanlar yemek, ekmek ve son olarak da içme suyu tedarik edemediği için farklı yöntemlerle su temin etmeye çalışıyor. 

Çamur birikintilerinden su çıkarmaya uğraşan bir Gazzeli… Ve suyu, araçsallaştırarak çeşme suyunu zemzem şişesine eklemek, paranın mantığıyla vicdanı karşılaştırarak açıklıyor. Hassasiyet konusunda dini değerleri böylece görmezden gelmek, manipülasyon kapsamına zemzem değerini bile dahil etmiş oldu. Neler yaşanıyor böyle. Tüketici ve talep aynı açıda yer alan kavramlardı, öyle değil mi. Para gündemi, manipülasyon için yön tayin ederek aynı güzergâhta fırsatçılığı meydana getiriyor. Manevi boyutuyla zemzem gibi değerli bir dini hassasiyetin manipüle edilmesine ortam oluşturan fırsatçılık, vicdan kavramından uzaklaşıyor. 

Filmlere konu olan süte su katmak, komediden gerçeğe aktarılırken, şimdilerde toplum hayatını endişelendiren bir trajediye dönüşüyor. Ve zeytinyağı gölgesinde renkli uğraşlar sonucu boyalı bir ayçiçek yağı… Envai türleriyle piyasada yer edinen, yenilmediği halde et olarak marketlerde satılan, fırsatçılık harikası (!) şarküteriden tüketiciye birtakım gıdaların, doğal olmayan ve sağlığı olumsuz etkileyen şekilde üretiliyor. Zeytinyağı adıyla görsel şölene (!) dönüşen boyalı ayçiçek yağı, geçmişte bir dönem bulunmayan ayçiçek yağının şimdilerde zeytinyağına alternatif olması aklı, vicdanı düşündüren bir davranıştı. Böylece toplumsal sağlığa gelebilecek zararı düşünmeyen bir mantık, vicdanı hesaplamış olabilir miydi? Söz konusu, sağlık. Covid ile Pandemi sürecinde toplum olarak küreseli düşünen mantığın, boyalı zeytinyağı konusunda yorumsuz bir farkındalığı (!) benimsemiş olması, oldukça şaşırtıcıydı. Böyle bir gıda manipülasyonunu bir sanat eseri gibi seyrettirmek, ayrıca bireysel vicdanı eleştirmeliydi. Görünen o ki paranın nabzı, fırsatçılık için sempatik görünüyor. Vicdan, para kapsamında kâr ve zararı hesap ederken ekonomik kazanımı, fırsatçılığa motive ediyor. Söz konusu, insan ve toplum. Toplum sağlığına böylece saygısızlık ifadesi, Covid’e denk adlandırılsa pek abartı sayılmaz. Nitekim insan, değerlidir. Covid sürecinde seçeneksiz düşünülemeyecek kadar değerli bir canlıydı, insan.

Yazarın Diğer Yazıları