Rüveyda Sadak

Virüs, Demografisiyle Mütevazı Olamazdı

Rüveyda Sadak

Çok değil, bundan sadece birkaç yıl önce… Dünya gündemini olumsuz sonuçlarıyla aniden değiştiren bir telaffuzdu, Virüs detaylı Covid-19. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan açıklamaya göre ilk belirtilerin görüldüğü tarih, 8 Aralık 2019 idi. Bu veri, Türkiye’de görülen ilk vaka itibariyle 11 Mart 2020 olarak açıklanmıştı. Küreselde önemli ve olağanüstü bir sorundu, covid. Salgın, artışıyla yoğunluk ve devamlılık gösterirken, toplumların nüfusunu endişelendiren düşük seviyelere çoktan ulaşmıştı bile. Kâbusu ile toplumları tedirgin eden bu kavram, uluslar arası potansiyelini yaygınlaştırarak, küresel sağlık konjonktüründe olumsuz sonuçlar meydana getiriyordu. Vaka sayıları ve artış hızı, günlük can kaybı ve pek çok kavramın mümkün olduğu tablo verilerinde, vaka sayılarını takip eden yorgun insanlardı, covid ile muhatap bireyler. Geçmişten arda kalan olumsuzluğu ve ürkütücülüğü ile bilinen covid, mevcut çağın felaketi ve küreselin de anılan yegâne ismiydi. Endişe grubundan olduğu halde canlı dünyaya hâlâ motive olmaya çalışması ise tabiî ki gereksizdi. Şimdi tekrarı ve güncel isimleriyle muhabbeti bile bireyler için panik oluşturabilecek bir alışkanlıktan bahsediliyor. Havanın soğumasıyla sezonu renklendirmek (!) amaçlı, endişe ve stres faktörüyle toplumu olumsuz etkileyen diyaloglardan biri... Covid döneminde, inisiyatifli (!) muhabbetlerle oluşturulan stres öğesi, toplum üzerinde çokça mobbing oluşturmuştu. Küresel gerçek, karşılaşılan bu olağanüstü durumu süreç kapsamındaki can kayıpları ve artısı olmayan eksilerle zaten ifade etmişti. Virüse karşı steril tedbir için çeşitli yöntemler kullanılmıştı. Sabun, kolonya gibi kimyasal ürünlerin kullanılmasındaki tek amaç, covid temkiniydi. Nitekim bu mental, yanlış olmamakla birlikte bireye göre mevcut süreç için yeterince açıklayıcı olabilirdi. Covid sonrası toparlanma aşamasında, sorun yok iken… Bireysel muhabbetlerin, olmayan covid kapsamında bir alternatif geliştirmesine istinaden, ‘neden’ sorusu sorulabilirdi. Covid sosyolojisinden sonra, toparlanmaya çalışan bireyler üzerindeki olumsuz etkiye dair, alternatif isimlerin endişe oluşturması doğru değil. Eldiven ve maskelerin günlük rutinden uzaklaştığı virüs sonrası normalleşme süreci, yeni normal olarak literatürde yerini almıştı. Söz konusu maske ile bütünleşen covid dönemi bitti. Dolayısıyla telaş oluşturan varsayım ve olmayan hipotezi, doğru gibi ifade etmek tutarsızlıktı. An itibariyle yeni normal, zaman aşımına uğramayacak tecrübeyle covid farkındalığına dahil oldu. Farklı isimlerle toplumsal panik konusunda rağbet göremeyen endişe, abartılamadan küresel tabakada başarısızlığa dönüştü. Toplum, normalleşme dönemine alışmaya çalışırken yankıları hâlâ devam eden covid’in ardından, farklı isimlerdeki hastalıkları özümsemek, covid’e alışkanlık yüklemekten başka ne olabilirdi ki? Türlü muhabbetleri vardı, covid’in. Doğruluğunun umursanmazlığı kapsamında, kimine göre sadece (!) can kaybı sebepli bir virüs iken daha birçok sebeple bilmeyenin bile her şeyi bildiği bir dönem olarak bilindi, covid. Hatta çoğu muhabbetin başrolünde, hikâyelerdeki kapsamlı dağılım, tiyatral tasviri bile hak edebilirdi. Bireye ve topluma dair covid gerçeğinden sonra şimdi ise var olan normalleşmeyi, endişe faktörlü stres ile anlatabilmek, tecrübeli bir mizah (!) olmalı. Küresel isim covid sonrası süreç, sonbaharın sakin yapısını manipüle etmeye çalıştı. Karamsar altyapıyı çeşitlendirip panik ortamı sağlayarak, bu yıl hangi denklemin ismi konusunda mutabık olmaya çalışıyor. Covid dönemli toplumsal, maske ve mesafe şeklinde olumsuz mizacıyla geçmişten hatırlanmaması gereken olumsuz bir nostaljiydi. Çizelgeler, azalmayan artışlarla stresi katlayarak yükseltiyordu. Vakalar, can kayıpları hız kesmeden süreklilik gösteriyordu. Çevresel izolasyon ile kapalı ortamlara hassasiyet kapsamlı vaka, can kaybı, iyileşen ve neticede bireysel, toplumsal ölçekli, iki basamaklı önem arz eden rakamı görmek, günlük alışkanlıklardan biri haline gelmişti. Hep bir temkin ile geçmişten kalan alışkanlıklardan olan maskeyi koleksiyona taşıyan bireylerin, mevcut endişe oluşturan covid konusunda temkinli ve tedbirli olmaları, geçmiş dönemin yani covid’in normaliydi. Şimdiyse ‘ya pandemi geri gelirse’ endişesi, bireyin strese bağlı panik işlevini yerine getirmeye çalışıyor. Bunu ifade ederken de sanalın dünyası sosyal medya, çağından çıkış serüvenine yardımcı oluyor. İnternet, gerek bireysel gerek toplumsal olarak her alanda var olan bir gerçek. Ve covid devamı stres enfeksiyonunu manipüle edebilmesi için sosyal medya, bireysel panik konusunda fazlaca başarılı (!) oluyor. Endişe kurgulu tasarlanan bazı sayfalar, bireylere yönelik izlenebilme olasılığını artırarak, panik kültürünü böylece gerçekleştiriyor. Pandemi sürecinde küresel kapsamlı sosyolojinin, toplum için olumsuz endişe teşkil eden stresi hatırlatması yeterli gerekçelerdendi. Esnetilmeyen bir hastalıktı, corona. Toplumların, hastalık karmaşası yaşadığı corona kavramını toplumsal streste unutmuş bireyler olarak; Batı nil, maymun çiçeği ve rağbetin sessizliğindeki farklı isimler mekân edinemezken, umuyoruz ki kavram çeşitliliği, basit gribal dışındaki isimlerle müsamaha gerektirmez. Sağlık, sıhhat temennisi ile. 
 

Yazarın Diğer Yazıları