Ucuz İken Bile Pahalı Bir 20 TL…
Rüveyda Sadak
Söz konusu bir billboard değil. Ya da herhangi bir duvar yazısı… Genişletelim. Şu klasiklerden araba arkası yazıları olabilir mi? Cevap mı? Bunların hiçbiri. Neydi peki? Bu bir para idi. Evet ‘20 TL’ bir para. Bir paranın, 20 TL gibi brüt ağırlığı açıkçası pek bir şey ifade etmeyen bir meblağ ile parasal değerin değil de içinde bulunulan bir sorunsalın, meydana getirdiği durumdan bahsedilmişti. Ve ifade edilen bir cümle idi: ‘Para yok dayı açız aç ne olacak bu gençlerin hali’ şeklinde ruh halini dile getiren 20 TL’nin, bugün bir genç ile yorumlanan gerçeğiydi. Bundan birkaç yıl önce, 20 TL’nin ulaşılmaz bir katsayı değeri var idi, bilmeyen yoktur. Manipülasyon (fırsatçılık) kavramının, o zamanlar pek bir şık olmadığı geçmiş zaman diliminden bahsediyoruz. Kelime anlamının bile bilinmediği, kendi halinde ve bir zamanların manipülasyon kavramının belki sadece haberlerin manşet gündeminde değil, aksine alt başlık olarak bilinmesiydi. Herhangi bir parasal değer ithafı olan nesnenin, 1 ise katlanarak artan miktarıyla anlam bulan bir ifadesi oldu manipülasyon teması. Şimdi 20 TL ile sadece stabil biçimde gerçekleştirilemeyen alışverişin, ol(a)mayan alışı ile minimum rakamın hangi arz-talep değerinden bahsedilebilirdi. Oysaki manipüle edilmeyen miktarıyla virgülleri artıran bir alışveriş sağlıyordu.
Mentalde doğru orantıyı, geleceğin sesi gençlerden duyulan paranın yine gençler tarafından, ne olacak sorusuyla mevcut miktar 20 TL ile alınabilen ürünün, alınamayan ürün kapsamında bir farkının olmadığını açıklıyor. Mesela ne alınabilir, bu miktar ile? Sınırlı sayıda ve tabiî ki yüksek olmayan fiyatıyla şöyle bir sosyolojik analiz şeklinde, birden üçe doğru… Bir dördüncüsü olamazdı, şimdi doğruya doğru. Neden? Çünkü rafların manipülasyon boyutunda, fahiş fiyat indirimi (!) ile alınamayan ve aksine sadece bakılıp geçilen ürünlerdeki ulaşılmazlık! Ve geçenlerde bir TV kanalı ve gençlere sorulan bir soru, verilen cevaplarıyla manipülasyonun artık alışılan bir standart olduğunu belirtiyordu. Soru içeriğinde, mevsim kapsamlı dışarıda tüketilen içecek ürünlerin isimleri sorularak, marjinal fiyatları öğrenildi. Bireysel çözüm olarak ise elde taşınan suyun, paraya oranını sabitlemesiyle minimal olarak oluşturulan bir pratik deneniyordu. Ve genç öğrenci profili…
Anlaşılan bir yorgunluğu karşılıyor olmalıydı ve soruya gençler tarafından verilen cevaplar, şaşırtmayan özelikte idi. İçerik itibariyle bir kıstas oluşturması için para üzerindeki yorumsal farkındalık örneğinde olduğu gibi ‘para yok…’ şeklinde, olmayanı var gibi ifade etmeyip bir tezat oluşturmayan, tamamen yalın doğallığı ifade ediyordu, 20 TL. Alışveriş maliyetinin kademe olarak, kısa vadede yüksek tutulabilmesinin analiz edilmesi için yorumsal bir artışa gerek yoktu. Düz standarttan bahsetmek gerekirse günümüz geneliyle ve yine bahsedilen 20 TL gibi bir rakam olunca, fahiş fiyatların seyrini konuşmak bir ironi şeklinde, harfleri rakamsallaştırmaktan başka ne olabilirdi ki? Para kapsamlı yok’un, var olamayana bir oranı var mıydı, 20 TL’den bahsederken?