Rüveyda Sadak

Bir Geleneksel: Çay

Rüveyda Sadak

Çay derken, lafın gelişi tabiî ki...
‘Geleneksel?’
Neden Geleneksel?
Kültür denince şüphesiz akla ilk gelen ‘Geleneksel’ kavramı olmuştur. Toplumun kendisi, biz olan, toplum insanı yani.
En azından biz diyebileceğimiz bir kısım hala var. Bu da bir şey.
Geleneksel, haliyle yoğun bir kavram.
Alışılagelmiş, yerel ve vesaireleri artırmak mümkün.
Tabi özenti değil de biz olanı, gelenekseli tercih etmek dahilinde.
Günümüz insanında hep özenti haller, almış başını gidiyor.
Birkaç örnek yeterince açıklayıcı olacaktır:
Toplum, gelenekselin yaşadığı bir bütünlük.
Mesela…
Bir çay kültürü, toplumumuzun geleneklerinden.
Yeri ayrıdır, baş tacıdır kendisi. Gerek ev halkı gerekse misafir gayet memnundur halinden. Her zaman vardır, olmalıdır.
Çay; yereldir, samimiyettir ve her şeyden önce gerçektir, gerçeğin kendisidir.
Ve ülkemizde çayın anavatanı,
Karadeniz…
Tamamen organik ve yerel
ve bizden.
Biz olan, doğal, yurdum insanı, özenti olmayan hep tümüyle biz.
Şimdilerde…
Çay artık pek tutulan bir şey değil açıkçası ve maalesef.
Öyle tabi özenti unsur fast food, cappuccino dururken…
Değişik olacağız sonuçta değil mi?
Ne alaka çiğköfte, kebap, baklava, çay gibi gibi örnekler çoğaltılabilir.
Bunun için sınırları zorlamak deyimi, yerinde bir tabir olsa gerek.
Modern (!) olmak için sınırları zorluyoruz. Çok önemli tabi (!) öyle de samimiyiz bu konuda. Ne önemliymiş meğer bu özentilik.
Anlamış olduk. Teşekkür edelim.
 

Yazarın Diğer Yazıları