Rüveyda Sadak

Bayramın Ertesinden…

Rüveyda Sadak

Bu bir mental sorun olabilir mi? Mümkün… Öyle ya bayram ve sorun kavramları pek de şık görünmüyor. Fakat günümüz dünyasında her şey gider şekliyle anything goes to önermesi hakim olduğu için şaşırılmıyor. Bayram konusunda, çokça mesajların ultra standartları zorladığı biliniyor. Bunun için bireysel uygulamalı bir zorunluluk anlayışının benimsenmiş olması, yanlış tabir olmasa gerek. Gönderilen her mesajın, çoklu gönder alışkanlığıyla sabit gerçekleştirildiği bu anonim geleneğin, şiirsel olarak akıcı şekliyle edebiyata katkısını (!) da görmezden gelmemeli. Oysaki bu, edebiyata bir değer ithaf bir değer sosyolojisi bile olabilirdi. Bayrama dair bağlantısı hakkında, ezber teknolojinin sınırsız imkânlarından yararlanılmalıydı. Neden? Çünkü toplumsal değer gerçeğinin aslında organik kalıplarıyla deformasyona uğraması ve bir değişim bir dönüşüm gerçekleştirmiş olması galiba böyle bir şeydi. Teknolojinin yapay gerçeksizliği böylelikle bir formaliteden ibaret sayılabilirdi. Bayramdan bayrama ve sadece bayramlara dair özgün görünüm kazandıran ve çoğunlukla okunmadan gönderilen çelişkiler de yok değil. Klasik yaşam şeklinin, dış mekânlardan ibaret sanılması bir yanılgı değilse ne idi? Bayramın gerçekliğini, bayram kavramından uzaklaştıran çok çeşitli çevresel faktörlerden biri olabilirdi, mekânın yaşanılmayan bir bayram yanılgısı. Moderne uyum sağlamanın tek modeli, marka ile kombin sağlamak idi. Marka ise bir her şey ve fakat marka değilse hiçbir şey gibi mentali anlaşılmayan manidar söylemler bir toplumsal kabul (!) olurken aynı zamanda olmazsa olmazlardan idi. Dış mekân aktörlü gerçeklik de bunun içindi. Nitekim mekânların ifadesi artık bir takıntı olmaya devam ediyor ve böylelikle sağlanan bir hiyerarşinin (!) zaten mantıksal tutarlılığını düşünmüyoruz bile. Bayramın sadece kavramda sınırını, modern günümüz ifade ederken bir ramazan bayramı için iftar bayramı denilmesindeki o nüansın nezaketi, dini bir bayram olduğunu ve tabiî ki gerçekten bir bayram olduğunu yeterince ifade ediyor. Ve söz konusu kurban bayramındaki kurban kesiminin bir tören ve bir ritüel şeklinde gerçekleştirilmesini, bireysel değil aynı zamanda dayanışma içinde bir iyilik organizasyonu olarak düşünmek, şaşırtıcı olmamalı. Bayramın özgün ruhunu yansıtamayan bir aynı olma telaşı değil miydi, modern mantık? Evet modern. Modern, ne söylerden ziyade daha çok modernde, çoğu bireyin yaşam biçimini belki de idolleştirmekten kaynaklı bir sorun olabilirdi. Bir özgünlüktü, modern. Ve modern,

ne demez mesela? Olduğun gibi mi ya da olmadığın gibi yani kendin değilmiş gibi mi?

Yazarın Diğer Yazıları