22 Gün Sonra, Gazze'de Bir Yıl Mı? Asır Mı?
Rüveyda Sadak
Neredeyse 1 Yıl…7 Ekim’den bugüne, bombalar altında hayaletin şehri Gazze idi. Yaşanılan şehir Gazze’den geriye kalan toprak kalıntıları, Gazze nerede demek için geçerli bir sebep olmuştu. Yaşamak için olmayan mekân, açlık, susuzluk gibi faktörler yaşam mücadelesi veren Gazze için önemliydi ve hâlâ önemli. Mesela bir domates neydi, Gazze’de? Normal şartlarda böyle bir soru olabilir mi? Fakat konu Gazze ise bir domates bile önemine devasa bir anlam yükleyebiliyor. Bir domatese bile bir değer atfediliyor, Gazze’de. Öyle çok çeşitli, renkli bir menüden bahsedilmedi. Söz konusu sadece birkaç sebzeydi. Mevcut duruma göre nicel bir olasılık, tabiî ki mümkün değildi. Kilogram gibi ağırlıklı bir kavram olabilir miydi, mevcut mekân Gazze’de? Maalesef hayır. Yok kavramının gerçeklik bulduğu Gazze’de, tane ve avuç ile yapılan bir hesaplamadan ileri gidilemiyor. Çalışarak kazanılan bir meblağ, şükür ile bereketi artırsın temennisi diyerek… Çöplere sabit coğrafya olan ve geçenlerde envai türden sebzenin yerleri kapladığı görüntüyü hatırlayınca bir bereketten bahsetmek, görsel mekânıyla takdir beklemiyor olmalı.
Gazze’de çok miktarın denk bile gel(e)mediği yemek ve sebze kavramı, çöp mağduru sebzeler için ne düşündürüyor olabilir? Yerlere lüzumsuz dökülen ürünler, gerekli miydi gereksiz mi ya da her şeyden önce takınılan tutum bir israf değil miydi? Bu bir hiyerarşik yanılgı olmalı. Nitekim sebze ürününün, çapı ile yanlış değerlendirilen çöp kavramının, aynı cümlede kullanılabilmesi bile oldukça geniş bir farkındalık (!) oluşturuyor. Mekân Gazze ise var kavramı hiç yoktur. Bunu ispata değer kılan bir domates idi maalesef. Öte yanda boykotun farklı yönleriyle dikkat oluşturan unsurları da mevcut. Markanın bir statü oluşturduğu, bilinen bir doğru. Fast food küresel ölçeğinde, markalı ve okunuşunda değişime gidilen finansalın, arz-talep eğrisi yine sorularla cevap bulamıyor.
Bu değişim, özgün bir tercih miydi ya da böylece daha mı cazip ve organik olunabil(ir)di? İleri kelimesinin özgünlüğüyle seviye (k)atlamak, bu olsa gerek. Takıntıya dönüşen ve isimleriyle olmazsa olmaz haline gelen sempatilerden bahsediyoruz. Zaten bunun için değil mi, tamamen yapay bir gerçeklikle kavramı izole etmek. Aslında bu bir küresel doğru muydu diye düşündürmüyor değil. Nitekim böyle bilinmezdi öyle ya. Bazı markaların, takıntılı bir islamofomobi hayranlığıyla kavramda reforma geçişini gören bireysel, hayretle yâd ediyor, Gazze’yi hayalet şehre dönüştüren 1 Yılı... Marka kapsamlı dağarcık, isimlerde reforma geçerken, tebrik beklemiyor olmalı?