Ömer Enes YILAR

Umudunuzu Kaybetmeyin

Ömer Enes YILAR

Son 2 yılda yaşadıklarımızdan ve özellikle son günlerde duyduklarımızdan sonra ister istemez bir burukluk kaplıyor insanın içini. Kolay değil büyük bir deprem yaşadık üstüne bir de pandemi belasıyla boğuşmak zorunda kaldık. 

Geldiğimiz noktada şöyle bir şehir turu atınca hala kapanmamış yaralarımızın olması; ağır hasarlı kapısı penceresi sökülmüş yıkılmayı bekleyen binalar, yıkılıp yeri otoparka dönmüş alanlar, yarısı yıkık dökük yarısı ayakta kerpiç evler görünce insanın iç burukluğu bir umutsuzluğa dönüşüyor.

Şöyle bir kulak kesilince şehir insanına otobüste, minibüste, çay ocağında herkesin bireysel sorunlara ek olarak ortak sorunlarda buluştuğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Çözüme olan inanç ise her geçen gün azalıyor ne yazık ki… 

Ortak sorunlar denilince işte hemen orta hasarlı bina sahipleri, evi yıkılıp yerinde yaptıramayan vatandaşlar, tefecilere peşkeş çekilen hasarlı kamu kurumlarının üzerinden kazanılan katrilyonların haberlerini duyan yetimler, şehrin bir ucundan diğerine sürgün edilmiş 6-7 nüfusla 60 m2 alanda yaşama mecbur bırakılmış depremzedeler, işyeri kaybolan esnaflar, arsasına ev yapılmış ancak hala ne kadar ödeyeceğini bilmeyen mahalle sakinleri geliyor insanın aklına ve kapkara kesiliyor geleceğe açılan pencere…

Ancak başta da söyledik ya umudumuzu kaybetmeyeceğiz. Bu şehir Elazığ’ın Elazığlı olma bilinciyle yeniden ayağa kalkacak çok kısa bir zamanda. 

Bu şehir gibi bizler de hiçbir zaman pes etmeyeceğiz, konu sorun çözmekse Elazığ gibi inatçı olacağız, cesur olacağız, inançlı olacağız ve emin olun başaracağız. 

Bunu da konuşarak, bazen bağırarak, haykırarak yapacağız. Hakimiyet olarak biz yazacağız, konuşacağız, konuşturacağız. 

Size de uzatacağız mikrofonu, korkmadan, çekinmeden sizler de anlatacaksınız. Sorunlarımızı konuşarak, tartışarak çözeceğiz ve yarınlara yeniden umutla baktığımız günlere kavuşacağız. 
***
Kendi kendini idare eden şehir… 

Sanki bir boşluk var gibi ama ne yaparsam yapayım dolduramıyorum yerini. Türkiye’nin en az aşılama oranına sahip şehirlerinden biri Elazığ. Biz ne yapıyoruz? Basit birkaç eleştiriden öteye geçilmediği gibi vurun abalıya diyoruz ve aşılama oranını artıracak, insanları aşıya teşvik edecek faaliyetler olmadığını görmezden geliyoruz. Evet, tedbirler muhakkak önemli ama aşılama oranı düşükse özellikle tam doz aşılı kişi sayısı azsa biz sürekli tedbirleri konuşuyor olacağız. Yapmamız gereken şey tedbir almak zorunda kalmayacağımız, yeni kısıtlamalarla karşılaşmayacağımız günleri konuşmak değil mi artık?
 

Yazarın Diğer Yazıları