Ömer Enes YILAR

Ulusal Medyanın Elazığ'ı Görmezden Gelişi

Ömer Enes YILAR

Her Elazığlı gibi ben de yaşadığımız bunca şeyin ardından artık kim dost kim değil iyice anlamaya başladım. Zaten dostunu iyi günde değil de dara düştüğünde anlarsın derler ya hep işte aynen öyle…

Yaşanan bu kadar olayın ardından yanında olanları çok iyi bilen vefalı şehir Elazığ, iyi olanı asla unutmaz ama yanında olmayanın hesabını da gün gelecek muhakkak soracaktır. 

Genelde bugünkü meselemiz, yanımızda olmayanlar...

Yanımızda olmayanlardan ilkiyle başlayalım o halde… 

Kimden bahsediyorum biliyor musunuz? Ulusal medyadan!

Aslında ilk anda yanımızda olduklarını düşünmüştük ama sonradan bir gittiler bir daha ne aradılar ne sordular… Propaganda yapılacak 2-3 haberle geçiştirdiler bizleri.
Aslında bu medyanın sadece Elazığ’a özgü takındığı bir tavır değil,  genel olarak deprem, sel vb. doğal afetlerle ilgili olaylar sonrası medyanın günler içerisinde bu olayları unuttuğunu ispatlayan birçok araştırma mevcut. 

Hepimiz şahidiz depremin ilk günleri Türkiye’nin büyük medya kuruluşlarının Elazığ’a ne kadar önem verdiğini, canlı yayınlar, özel haberler, tartışma programları… Ne kadar önemseniyordu Elazığ… Sonra birden kesildi o ilgili, giden bir daha arkasına bakmadı, unutulduk herkes gibi.

Tabi ara sıra bizi hatırlayanlar oluyor, mesela bazı kesimlere yaranmak isteyen bazı medya organları Elazığ’da devasa konutlar yükseliyor, binlerce konut teslim ediliyor, yaralar sarılıyor şeklinde manşetler atıyorlar. Bazı büyük gazetecilerimiz ise işte hükumete vurulabilecek bir konu hemen Elazığ’daki o isimleri arayıp sorularımı sorayım sonra bunun üzerinden iyi bir vururum düşüncesinde… Hatta üşenmeyip yerel medyadaki eski haberleri araştırıp, didiştirip buradan kendisine köşe yazısı çıkartabilecek kadar ilgililer bize karşı, mesele kişisel çıkar olunca tabi…

Meselenin özü; hiçbiriniz gelmediniz, mikrofonu doğrudan canı yanmış, evi başına yıkılmış, dünyası alt üst olmuş Elazığlıya uzatmadınız, yüreğine dokunamadınız.

Derdiniz nedir, beklentiniz nedir diye sormadınız, unuttunuz!

Aslında bu sorunlar, bu beklentiler sizlerin aracılığınızla duyurulsaydı belki çözümü daha kolay olurdu, süreçler daha da hızlanırdı, talepler daha da vatandaşa uygun şekilde karşılanırdı. 

O zaman Elazığlı ne yapmalı, kendini görmezden gelen ulusal medyayı değil de Elazığ’ın derdiyle dertlenen, gecesini gündüzüne katan yerel medyasını takip etmeli, destek vermeli. 

Zaten artık teknoloji çağı biliyorsunuz, çoğu zaman ulusal konuları bile bizler daha hızlı, daha tarafsız, daha size uygun bir dille sunuyoruz…

‘PAŞALAR’DAN HABER VERİN!
ABDULLAHPAŞA, MUSTAFAPAŞA, RÜSTEMPAŞA… Buraya bir de Sürsürü Mahallesi’ni dahil etmemiz gerekiyor. Peki bunların ortak özelliği neydi; riskli alan ilan edilip kentsel dönüşümle konut yapılan yerler olmasıydı… Deprem olalı 1,5 yıl oldu, bu alanlardan teslim edilenler oldu ve hala buralar için ödenecek ücretler belli değil.

İnsanlar evlerinde oturuyorlar ama ne kadar ödeyeceklerini bilmiyorlar!

Ne zaman teslim edilecekler, kuraları nasıl olacak, kim hangi etapta ne zaman evine kavuşacak…

Gördüğünüz gibi onlarca muallak var ve burada oturan insanlar her gün bu sorularını cevaplarını arıyorlar ancak bulamıyorlar.

Artık Paşalar’dan bir haber verin….!
 

Yazarın Diğer Yazıları