Hiç girmek istemediğim ama içimde tutup söylemezsem kendimi borçlu hissedeceğim bir konu ile başlıyoruz. Şuanda Türkiye gündeminin ortasında, Sedat Peker’in ülkemizdeki önemli konumlarda bulunan şahıslar üzerinden çektiği, videolar oturmaktadır.
Ben burada haklıyı haksızı aramak ya da bazı gazeteciler gibi birilerini öveyim de ileride işime yarar mantığından çok bu konunun ülkemize ve özellikle de Türk Gençliğine verdiği zarara odaklanıyorum hep… Bizim biraz ilgimizi çekiyor bu tarz konular ister istemez, hem kısa yoldan zengin olma arzusunu hem de genlerimizdeki liderlik vasfını dizginleyemediğimizdendir ki ‘mafya’ kelimesinin geçtiği ne varsa ağzımızı sulandırıyor.
Benim lise yıllarımda yayımlanan bir dizi nedeniyle bir dönemin gençliğinin nasıl heba olduğuna bizzat şahidim. Şimdi diziyi/tiyatroyu bırakın konu birebir gerçek olaylar ve şahıslar üzerinden yürüyor ve kısa sürede milyonların izlediği bu videoları izleyenlerin büyük bir çoğunluğu da gençlerden oluşuyor.
Bizlere böyle bir Türkiye mi miras bırakıyorsunuz? Hepinizin artık kendini sorgulama, nefsini hesaba çekme vakti gelmedi mi?
Gençlere bilimle, ilimle, üreterek, çabalayarak, markalaşarak; kariyer sahibi olma, liderlik etme ve hatta bunları kullanarak hakkıyla maddi bir güç kazanma hayalleri kurdurmak ve bunları gerçekleştirecek ortamları hazırlamak yerine önek alabilecekleri bu sahneleri oluşmasına nasıl müsaade edersiniz?
Nefsinize savaş açın!
***
İlimizde genel olarak eleştiri oklarının hedefinde iktidar milletvekilleri, bürokratlar, STK’lar var. Çözüm sağlayıcılar bunlar olduğundan, haklıyız ve çözümler üretilene kadar bunu yapmaya devam edeceğiz.
Sağ olsun Milletvekili Gürsel Erol, geçen gün yaptığı yürüyüşle hem Filistinli kardeşlerimizin gönlüne dokundu, hem kendi partisine yol gösterdi hem de benim zihnimin derinliklerinde sakladığım bu yazının artık zamanının geldiğine işaret etti.
Ülkede iki ittifak ve bu ittifaklara öncülük eden 2 parti var. CHP ve İYİ Parti Türkiye siyasetinde birlikte hareket eden iki parti olarak, Elazığ’da da bu birlikteliği zaman zaman sergiliyor.
Bu iki siyasi partiden hareketle…
Bazen düşünüyorum; ilimizdeki Ak Partili siyasetçilerin sıklıkla dile getirdikleri 5-0, 4-1 olacaktır özgüveninin nereden geldiğini… İşte buradan geliyor. İlimizdeki muhalefetin başarısızlıklarından. Şuanda Ak Parti’nin rakip olarak görebileceği tek isim, Gürsel Erol’dur.
Düşünün Filistin meselesi kadar önemli bir mesele ve İYİ Parti gibi il yönetiminin -bizzat bana- sıklıkla dile getirdiği biz milliyetçi/muhafazakar bir partiyiz iddialarıyla bağdaşmayan bir tutum.
Gürsel Erol Filistin için yürüyeceğini açıklıyor ve fotoğraf karelerine bir bakıyorsunuz İYİ Parti İl Başkanı Mevlüt Or… Teklif Or’dan gelse sıkıntı olmayacak tabi…
İYİ Parti’nin iller bazında teşkilatlarının çok da seçim kazanacak nitelikte olmadıklarını düşünüyorum (Şimdi şöyle cevap verecekler, biz kısa sürede teşkilatlarımızı kurup seçime girdik ve başarı elde ettik--- Başarı muhalefet olmaksa devam edin!..) ama iddia etmiyorum. Elazığ teşkilatı için bunu iddia edebilirim. Genel olarak İYİ Parti’nin aceleye getirilmiş ‘teşkilatlar’ üzerinde çok yoğun çalışması gerektiğini düşünüyorum.
Gelelim ilimizin diğer muhalefet partilerine. Burası çok kısa çünkü söyleyecek çok bir şey yok. Proje yok, yüreğe dokunmak yok, siyasi tecrübe yok… Ezbere eleştiriler var, kopyala/yapıştır açıklamalar var… Ne Saadet Partisi’ni ilimizde şaha kaldıracak bir oy var ne de HDP’ye oy verecek bir seçmen kitlesi…
Siz diyeceksiniz ki çıkacak adaylar önemli, ben de diyeceğim ki 20 yılın tecrübesi..?
O zaman ne diyoruz?
Elazığ’da bu muhalefetle yine 4-1 hata belki 5-0…
