Ömer Enes YILAR

Bizi Dert Sahibi Ettiz!

Ömer Enes YILAR

Hep aynı şeyleri konuşup, yazıp, söyleyip durmaktan usandık artık. Biliyorum belki şehrin yüksek yamaçlarında bulunan, depremin az etkilediği kesim bu yazıları ve haberleri okuyunca, yine mi aynı şeyler diyerek pehh edip geçerken bizler vatandaşın derdiyle dertlenip, genç yaşta dert sahibi olduk.

Muhtarlar, gazeteciler, vatandaşlar bir yandan şehrimizin kanayan yaraları için gecesini gündüzüne katarken ilimiz siyaseti de ülke gündemine yoğunlaşmış durumda.
Depremi, pandemisi derken şimdi bir de Sedat Peker’i çıktı gakgomun başına ki sormayın…

Kimisi erken seçim derdinde, kimisi twitter’dan laf yarıştırma peşinde… Canım Elazığlı’nın halini soran yok, muhtarlardan başka…

O zaman biz yine konuşanların peşine düşelim, seslerine kulak verelim, bakalım ne diyorlar… Sonra bir iki kelam da benim söyleyeceklerim var, muhakkak dinleyesiz, çözüm üretenler dinlemiyor, bari kendi kendimize anlatalım duralım!

Dün Elazığ Muhtarlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Murat Gülbasan bir basın açıklaması yaptı ve dedi ki; “Siz bu şehre nasıl ihanet edersiniz?” 

Açık yüreklilikle şehrimizin sorunlarını dile getirdiği için teşekkür etmekle birlikte açıklamasının detaylarına inmek isterim. Zaten en başından beri eleştirdiğimiz konu olan ‘böyle hasar tespiti mi olur’ isyanıyla bağdaştırıldığında bu tepkinin ne kadar doğru olduğunu da görmüş oluyoruz. Gülbasan, az hasar verilen kerpiç evlerden bahsediyor ve şehrin birçok noktasında üç- beş fotoğraf, bir çekiç darbesiyle bu evlere az hasar verildiği konusu gündeme getirerek, bu durumun sebebi olan yöneticilerden hesap sorulmasını istiyor… 

En başından söylediğimiz gibi Allah bir daha yaşatmasın ama bu deprem, şehrimiz için bir fırsat olabilirdi, ama olmadı. Biz ne kadar söylesek de benim artık umudum yok, olmayacak da… 

Muhtarımızın da bahsettiği gibi 20 bin ev yapıldı ve 20 bini daha da yapılarak Elazığ baştan sonra eski yapı stoklarından, daracık sokaklarından, trafik sorunundan arınabilirdi ama olmadı, Elazığ afet bölgesi ilan edilemedi, ben, sen, o, biz, siz, onlar… Ba şa ra ma dık…

YETER ARTIK!
Gerisini Muhtarımızdan dinleyelim buyurun: “Yeter artık!  Biz deprem yaşadık. Bu şehre ılımlı insanların gelip vatandaşa hizmet vermesi gerekiyor.  Şehrimize bir ayrıcalık tanıyın. Bugün bu şehirde 25 bin ev yıkıldı.  Allah’tan korkmuyor musunuz?  Bu memlekete özen göstereceksiniz.  Bu memleket yara almış bir memlekettir.  Taşın altına elini koyacak bir tane adam görev yapmıyor.  Hangi kuruma gidiyorsak bizi boğmaya çalışıyor.   Bugüne kadar konuşmadık diye bu meydanı sahipsiz zannetiniz.  Vatandaşı devlete düşman ediyorsunuz. Memurlar vatandaşı illallah ettirdi.  Vatandaşlar 4 kere 5 kere dilekçe veriyor.  Vatandaşla top gibi oynuyorsunuz.  Utanmıyor musunuz?  Bin tane kerpiç ev için vatandaş müracaatta bulunmuş. Bu bin evden sadece 150 ‘sine ağır hasar vermişler.  Geri kalan evlerin hepsine az hasar vermişler.  Bu  durum bu şehre ihanettir.  Bu şehirde görev yapan bu şehrin çocukları resmen bize ihanet ediyorlar.  Ellerine fırsat geçti diye milletin anasını ağlatmaya çalışıyorlar.  Bu durumu milletvekillerimiz artık görsün.  Kim görevini yapmıyorsa atın tekmeyi gitsin. Yarın seçimlerde siz pişman olursunuz. Bu dönemde vatandaşın işini görmeyen hangi müdür varsa ihanetçidir.  Bu ortamda vatandaşın hangi kurumda işi görülmüyorsa o kurum bu şehre ihanet ediyordur.”

Benim söyleyeceklerime gelelim… Depremin üzerinden sayamayacağım kadar çok zaman geçmesine rağmen hala vatandaş beni arıyor ve diyor ki mahallemizde yıkılmayan yapı var, burası madde bağımlılarının mekanı haline gelmiş, her gün polisi arıyoruz, binanın etrafında herhangi bir güvenlik önlemi yok, çıkan koku hayattan soğutuyor, çoluğumuzu çocuğumuzu dışarı gönderemiyoruz… 

Yani artık ben ne söyleyeyim? 

Tabi kesin açıklamalarınız, bahaneleriniz var ama bu şehre bu eziyeti yapmayın artık yeter!...

TOP ARTIK AFAD’DA 
Diyecektim ki Muhtarlar Derneği’ne üye muhtarlar benden önce davrandı ve şu soruyu sordu: “Ya bu TOKİ’lerden haberi olan var mı ?  Tuzu kuru olanlar yerlerini yapıp ziyaretçi kabulüne bile başlarken, vatandaş medyada teslim edilmiş evlerini halen görememiş. 

Ne zaman vermeyi düşünüyorsunuz? 
Yoksa ekran başında kiminle hangi kirli ilişkiler içinde olduğunuz çıkacak diye bekliyor musunuz? Sizler bekleyip durun bizler de beklemekteyiz. Hayırlı beklemeler.”
Siyaset, bürokrasi, STK’lar… Neredesiniz? Nerede; denetim, takip, koordinasyon?

Biz Kurban Bayramı’na kadar bu işi halledelim diyoruz, siz neredesiniz?...

Ha.. AFAD… 27 Aralık depreminin ardından başlatılan hasar tespit çalışmaları da nihayete erdirildi ve itiraz sonuçları da açıklandı. Bu süreçten sonra dosyalar AFAD’a gidecek ve hak sahipliği süreci başlayacak. Sürecin hızlı işlemesini kamuoyu adına talep ediyorum. Lütfen bu süreci hızlandırın ve nihayete erdirin ki önümüzü net bir şekilde görelim…
 

Yazarın Diğer Yazıları