Mustafa Demirbağ

Yahudi devleti

Mustafa Demirbağ

“Yahudi Devleti” Teodor Herlz’in yazmış olduğu bir kitaptır. Aslında bu kitap 26 - 29 Ağustos 1897 günleri arasında İsviçre’nin Basel kentinde düzenlenen ilk siyonist kongrede sunduğu bildirinin kitaplaştırılmış halidir. Kitap; kurulması arzulanan Yahudi Devletinin, hem nasıl kurulacağı hem de nasıl yönetileceği ile alakalı en önemli Yahudi manifestosu olarak kabul edilmektedir.

Kitabın başlangıcında, Dünyanın değişik ülkelerine dağılmış halde bulunan Yahudilerin yaşadığı zorluklar anlatılmaktadır. İlginç olan durum şudur: Yahudileri ötekileştiren, zulmedenlerin Hristiyan coğrafya olarak anlatılmasıdır ve kitapta Yahudi zulmüne ilişkin tek bir İslam örneği verilmemiştir-verilememiştir.

Yıllardır çözemediğim bir durumdu, Yahudi-Hristiyan kardeşliği. Evet, İslam inancına göre Hz. İsa ölmedi, göğe yükseldi. Ama Hristiyanlarca Hz. İsa’yı çarmıha gererek öldüren Yahudilerdi. İnsan kendi peygamberini, hem de işkence ederek öldürdüğünü düşündüğü bir millete nasıl bu kadar bağrını açar anlamış değildim. Bu kitabı okuduktan sonra anladım ki, Hristiyan halkları da Yahudiler tarafından köleleştirilmişler. Yahudiler konusunda gaflette olan sadece İslam âlemi değil, aynı zamanda Hristiyan âlemi de gaflet içerisindedir. İşte Yahudilerin bu mükemmel kurgusunun temel taşı bu kitaptır.

Çok hacimli olmayan bu kitabın her satırı ayrı ayrı bir tez konusu olmalıdır. Yahudi devletini kurabilmek için öncelikle iki unsurun kurulup çalışmalarına başlaması ve her şeyin bu eksende ele alınması vurgulanmaktadır. Bu iki unsurun birincisi; Yahudi Derneği, diğeri ise Yahudi Şirketidir.

Yahudi Derneği; tüm Yahudilerle alakalı politikayı üretecek, tüm dünyaya yayılmış Yahudileri fikren bir araya toplayacaktır. Yahudi şirketi ise işin ticaret ve finansal kısmı ile meşgul olacaktır. Kitabı okuyunca, hem siyasi hem de ekonomik yönden güçlü olabilmek için, hem kendi halkını hem de Hristiyan âlemini nasıl ustalıkla kullanmayı planladıklarını çok daha iyi anlıyoruz. Bugün her şeyi planladıkları gibi başardıklarına şahit oluyoruz. Arazilerin nasıl alınacağı, nasıl el değiştireceği? Arazi alırken ve satarken sömürülecek gurubun ve kişinin ilgisine göre nasıl alım yapılacağı? Yahudi şirketinin; üretim yapacak olan girişimlerinde, öncelikle Yahudi vatandaşların çalıştırılarak onların duygu yoğunluğundan faydalanılması gerektiği, böylece ticarette daha hızlı ve etkili olarak büyüyebilecekleri açık açık anlatılmaktadır. Kitapta sürekli olarak “Yahudiler hiç mağdur olmayacaklar” demesine rağmen büyük ülküleri için kendi insanlarını bile feda edebilecekleri, örtülü kast sistemlerinden ve Yahudi şirketinin sömürüye dayanan büyüme ülküsünden anlaşılmaktadır.

Yahudilerin toprak(devlet) arayışı bitince, ki zaten arayış yalandır. İstedikleri yer de bellidir. İnsanların Yahudi topraklarına nasıl göç etmesi gerektiği bile tane tane anlatılmıştır. Burada bana göre en ilginç olan ifade mealen şöyledir: “Göç edecek her gurubun başında bir haham olacaktır. Bu hahamlar daha sonra kendi aralarında bir “baş haham” seçecekler. Hahamlar, direktifleri Yahudi Derneğinden alacaklar ve sadece onlara karşı sorumlu olacaklar.”

Teokrasi ile alakalı ilginç bir durumu da aynen kitaptaki hali ile aktarmak istiyorum: “Artık bir teokrasiye sahip olmayı sona mı erdirmeliyiz? Kesinlikle ve içtenlikle hayır! İnanç bizi bir arada tutuyor, bilgi bizi özgür kılıyor. Bu yüzden din adamlarımızın bir kısmı üzerinde öncekilerden gelen herhangi bir teokratik eğilimi muhafaza etmeliyiz.”

Yukarıdaki paragrafta net olarak anlaşılan bir konu var. O da Siyonist düşüncenin yeni bir teokrasi anlayışının olduğudur. Yahudi halkı içerisinde bulunan ve Siyonist olmayanların uyutulması için de eski geleneklere bağlı din adamlarının var olması gerektiğini söylüyor. Buda aslında Siyonizm

ile Museviliğin birbirinden çok farklı olduğunun ispatıdır. (Geleneksel Yahudi inanışı Museviliktir.) Hatta bir adım öteye gidilecek olursak Yahudi Derneğinin yeni dini; Siyonizmdir.

Bir önceki paragrafta ifade ettiklerim de bunu desteklemektedir. Sonuç olarak seçildiği iddia edilse de tüm hahamlar Yahudi Derneğine bağlıdır. Kendilerine ait fikir hürriyetleri yoktur.

Mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Ya da inşallah çekmiştir. Yahudi Derneği ve Yahudi Şirketi tek bir oluşumu ifade etmektedirler. Yani, “Yahudi Dernekleri” ifadesi gibi çoğulluk içermemektedir. Bu bir üst aklın, üst oluşumun adıdır. Dünyanın her yerindeki Yahudilere ait, sosyal ve siyasi oluşumların adı ne olursa olsun kaynağı ve emir aldıkları yer “Yahudi Derneği” dedikleri üst akıldır. Mason locaları, Lions ve Rotary kulüpleri Yahudi derneğinin (deşifre edilmiş) en bilinen kollarından bazılarıdır.

Yahudi Şirketi ise; kolları dünyanın her yerine yayılmış, farklı isimlerden oluşan ancak gerçekte tek bir şirketi ifade eder. Finans sahiplerinin adı da çoğu zaman bilinmez. Çünkü ön plana çıkıp başka kesimlerce antipatik olmak istemezler.

Bugünkü Yahudi Devleti tam olarak bu esaslarla yönetilmektedir. İsrail’i yöneten soykırımcı, katil netanyahu ve şakşakçıları Yahudi Derneğinin günümüzdeki üyeleridir. Zaten ticareti söylememe gerek bile yok. Neredeyse hemen her ülkenin dev kuruluşları Yahudilerin elindedir ve Yahudi Şirketinin zincir halkalarını böylece oluşturmaktadırlar.

Kendi ülkemizde bizleri çalıştırıp, üretilen ürünü yine bize satıp, alın terimizin karşılığını ise kurşunla ve çocuklarımızın ahlaklarını hedef alan cerahatli hançerleriyle ödemektedirler. İsrail’e destek olan Avrupa da, tıpkı İslam ülkeleri gibi körleşmiş durumdadır. Avrupa toplumunda aile yapısının daha erken çökmesini tesadüf mü sanıyorsunuz? Orada iş çabuk görüldü. Çünkü inanç temelleri sağlam olmayan Avrupa’yı kandırmak daha kolay olacaktı. Ayrıca onları İslam’a karşı potansiyel bir çoğunluk olarak kullanmak da gerçekçi bir politikaydı.

Artık boykot demiyorum. O sizlerin vicdanına kalmış. Son günlerde ülkemizde dile getirilen farklı boykot söylemleri de acaba neye hizmet edecek? O da sizlerin vicdanına kalmış.

“Sadece Filistin için değil, kendi özgürlüğünüz için yapmanız gerekeni yapın.”

Yorumlar 1
y.ç 26 Mart 2025 13:39

????????????

Yazarın Diğer Yazıları