Malum siyasetteki işlerin iki yönlü bakış tarafı olduğunu söylemek isterim. Birincisi medya ile görülen tarafı, ikincisi de kapalı kapılar ardından yapılan tarafı. Mevzu o ki, ikincisi olan kapalı kapılar elbette hep merak uyandırmış ve kulis bilgileri adı altında içeriden sızdırılacak mevzulara kadar uzanmıştır. Tabi siyasetin bu yönünü takip etmek içinde Ankara’ bizzat bulunmanın ayrı bir avantaj olduğunu vurgulamak isterim.
Peki, şimdi gündemde ne var derseniz hemen cevaplayayım; olası erken seçim!
AK Parti Cumhurbaşkanlığı seçimi için TBMM’den 360 vekil sayısına ulaşarak erken seçim kararı aldığını biliyorum. Tabi bu mümkün mü?
Bana göre zor…
Cumhur İttifakı cephesinde malum an itibariyle AK Parti, MHP, Hüda-Par ve DSP son katılımlarla birlikte sandalye sayısı 324’tür. Hadi diyelim Yeniden Refah Partisi’nin destek verdi o zaman bu sayı 328’e çıkıyor. Yani sonuçta bu sayı Meclis’te seçim kararı alınmasında yeterli olmuyor.
Kalan 32 sayısına ulaşmak için formül nedir?
Dedik ya seçim kararı alabilmek için 360 milletvekilinin oyu gerektiğinden ve mevcut desteklerle birlikte önümüzdeki günlerde bazı bağımsız milletvekillerinin yanı sıra, Gelecek, DEVA ve İyi Parti’den yeni katılımların olabileceği kulislerde konuşulsa da ben yine de kolay olacağı kanısında değilim. Ancak bir formül var?
CHP’nin kendi parti içinde yapacakları Cumhurbaşkanı adayı ön seçimi için malum tarih 23 Mart olup süreç içerisinde kopmaların yaşanacağını düşünüyorum. Yani parti içi muhaliflerin bu konuda AK Parti’ye geçmese de erken seçim için bazı vekillerin destekleri ile birlikte olacağı kanısındayım tabi bu benim öngörüm kulis değil!
Ayrıca CHP’de genel kurulda genel başkanlık için yapılan seçimlerde iddia edilen “oy satma” mevzusundan rahatsız olan milletvekillerin de olduğunu biliyorum. Acaba buradan da AK Partiye ekmek çıkar mı?
Hülasa, erken seçim mevzusu dillere dolaşmaya başladığı şu günlerde politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır velhasılıkelam…
