Muhammed KURŞUN

Elazığ'dan İzlenimlerim…!

Muhammed KURŞUN

Önce deprem ve arkasından pandamı sürecinde memleketimize gelmek nasip olmamıştı. Yeni normalleşmelerin gündeme gelmesiyle birlikte uzun bir aradan sonra aziz şehir El-aziz’e gelmek nasip oldu. Tabi üç önemli kural MASKE+MESAFE+HİJYENİK’e dikkat ederek güzelim toprağı koklamak iyi geldi…

Elazığ’da kaldığım sürede gözüme ilişen 3 konu üzerinde durmak istiyorum;

Birinci konu deprem ve özellikle Abdullahpaşa, Rüstempaşa, Mustafapaşa ve İzzetpaşa mahallerin yerinde yeller esiyor misali yıkımları gerçekleşmiş. Bu acı olay sonrasında yaraların yavaş yavaş sarılması elbette olumlu gelişmeler sergilemektedir ancak Elazığ adeta toz dumanları arasında yaşıyor ve gerekli hijyenik kontrollerine rastlayamadım. Mesela stadyum çevresindeki ağaçların üstüne bakarak veya Mustafapaşa mahallesindeki yaşam alanlarına bakarak ne demek isteğim anlaşılır herhalde!

Yine depremde vaat edilen paraların ödenmemesi ile ilgili halkın feryadını da buradan belirtmekte yarar buluyorum ve ilgililerin konu ile hassasiyeti bekliyorum. Son olarak Dilek Sitesi muhteşem ve umarım ki bundan sonraki imarlara örnek olur tabi rant girmezse…!

İkinci konu pandamı ve malum KORONA; maalesef alış-veriş merkezlerinden tutunda düğün salonları, cafeler, piknik yerleri, umumi açık alanlarda önlem anlamında gerekli hassasiyeti gösterene rastlamadım. Tabi bu süreçte işi ciddiye alan kesime sözüm meclisten dışarı…! Bu arada denetlemeler konusunda ise çalışmalara şahit oldum ama yeterli görmediğimi belirtmek istiyorum. Özellikle bu duyarsız davranmanın sonu nereye kadar gidecek? Kıymetli halkımızın konunun ciddiyetinden uzaklaşmamasını temenni ediyorum.

Üçüncü konu ise 300 bin üzerinde bir Elazığ’ın büyüme ve ekomik şartlarına bakıldığında maşallah her evde bir araç olmakla birlikte iki araç konusunda ise standartları yakaladığını söylemek mümkün. Allah daha versin elbette buna itiraz eden yokta yeterli derece alternatifsiz yollar ve şehir merkezinde yoğunlaşmalar ile birlikte adeta felç…! Sürücülerdeki sabırsızlıklar ve gereksiz tartışmalar ise işin cabası.

Elazığ’da Gazi Caddesi trafiğe kapatılmalı ve devlet kurumları şehrin dışına aktarılmalıdır desem de nerde…

Vilayeti şehrin içinde yeniden inşa ederek bu çalışmanın ciddi anlamda olacağını sanmıyorum. Ama 5-10 sene sonra Elazığ yaşanacak cazibe merkezlerinde yer alan bir şehir olma konusunda sınıfta kalması elzemdir. Hep birlikte şehrin rahat nefes alması için özellikle kamu kurumları şehir dışlarında yer almalı ve caddeler trafiğe kapatılarak yayaların rahat alış-verişlerini yapacakları eski Elazığ resmini oluşturmalıdır.

Hülasa, ziyaretlerimde gözüme ilişen eksiklikleri naçizane belirtmek istedim. Umarım bu gören gözleri sizlerde görüyorsunuz ve çözüm için adım atarsınız. Atmazsanız ne olur derseniz; onu da halka sorarsınız sonra velhasılıkelam… 

Yazarın Diğer Yazıları