Yıllardır Başkent kulisini yakından takip eden biri olarak özellikle bu dönemde Gazi Meclisimizin seviyesi hiç bu kadar düşük olmamıştı. Tabi TBMM yasaların çıkarıldığı ve ülkenin adeta kader ağlarını oluşturduğunu düşünürsek maalesef ciddiyet yerine bel altı küfürlere kadar seviyenin inmesi elbette bir vatandaş olarak beni düşündürüyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organı olduğunu zaten biliyoruz. 23 Nisan 1920'de Osmanlı Devleti'nin İtilaf Devletleri'nce işgaline direniş göstermek üzere kurulmuş olan Gazi Meclisimizin asli görevi yürütmeyi denetlemek ve yasama erkini kullanmaktır. Burada vekiller mazbatasının ardından yemin ederler. Şimdi gelin bu yemin metnini bir okuyalım…
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim”
Gelelim mevzuya; geçtiğimiz kurul toplantısında DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, geçmişte yaşanan kavgayı hatırlatarak "Sizin grubunuzdan bir kadın arkadaş çıkıp grubumuza o... ç... dedi" ifadeleri ile birlikte tansiyonun yükselmesine sebep oldu. Daha ilginci ise bu çirkin açıklamayı ciddiyete alıp aynı çirkin üslupla karşılık verilmesi seviyenin iyice düşmesine neden olmuştur.
Beyler bırakın bu mahalle ağızlarını ve tatile girmeden masada bekleyen yasalar için gayret sarf ediniz. Özellikle ülke gündeminde olan insan hakları, adalet, haksız kazanç, vergi sistemi, enflasyon gibi en önemli başlıklarda gayret sarf etmenizi bekliyoruz. Siz dokunulmazlık mevzusuzunu sanırım yanlış anlamışsınız!
Edep yahu diyorum ve toplumun sosyal dokusunu güçlendiren ve insanlar arasında köprüler kuran kritik öneme sahip olan edep farklı kültürlerde ve topluluklarda saygı, sevgi ve uyumun korunmasına yardımcı olur. Edep, her bireyin taşıması gereken ve toplumun her katmanında yankılanması gereken bir ahlak yükümlülüğüdür.
Hülasa, edepli olmak ve bunu hayatında şiar etmek iyi doğmuş olmaktan daha önemlidir. Unutulmamalıdır ki; Confucius’un dediği gibi İnsan, edebiyle değerlidir. Bilgi ne kadar çok olursa olsun, edep kadar etkili olamaz velhasılıkelam…