Güzelim ülkemde gelinen bu noktada en çok üzüldüğüm nedir derseniz; gariban Ahmet amcamın, Fatma teyzemin ve daha ismini sayamadığım onurlu, şerefli ailelerimizin çocuklarını ne zorluklarla büyütüp ama emeklerinin karşılığını alamamalarıdır. Maalesef kul hakkı nedir bilmeyen, sadece paranın gücü ile garibanın hakkına gasp eden vicdansızlar inanın beni derinden üzmektedir.
Ülke gündemini bir anda değiştiren malum sahte diploma olayını görmemezlikten gelemeyiz. Sayın İmamoğlu’nun böyle bir noktada savunulacak bir tarafı olmadığı gibi bununla ilgili mağdur edebiyatı yapılacak hiçbir tarafı kalmamıştır. Ayrıca Sayın İmamoğlu’nun haricinde 27 kişinin de sahte diploması tabi ki akla gelen tek başlık diplomalar incelemeye alınmalıdır!
Sahte diploması olan 27 kişinin geçmişine baktığımda ne ilginç ki, zengin bir aile veya etiketi ile öne gelmiş aile portföyü görmekteyiz. Şimdi buradan diplomayı veren vicdan yoksunu kişilere sesleniyorum; sizi cezbeden nedir? Neyin tesiri altında kaldınız? Sizi bu imzaya atan ana temel etiket miydi?
Şimdi ben size soruyorum; vicdanınız rahat mı?
CHP milletvekilleri, TBMM'de kürsüyü işgal ederek, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganı atarak neyin aklama peşindesiniz? Yahu siz demiyor muydunuz haksız elde edilen diploma ile ülke yönetilmez hatta ‘vicdanlı AKP'lilerin de imzasını beklediğimizi buradan duyurmak istiyorum' demediniz mi? CHP’de vicdansız vekillerle mi var yoksa?
Buradan samimi olarak bir konuda serzenişimi duyurmak isterim. 28 kişiden daha niceleri var ki hala bunlar haksız makam, kazanç elde etmektedir. Bu konuda nasıl sahte içki operasyonu gibi ölüme götürüyorsa, sahte diploma ile de insanlık ahlakını ölüme götürdüğünü unutmamak gerekir!
Hülasa, ulu devletimizin özellikle bürokraside ciddi manada bir operasyon yapmasını bekliyorum. Vicdanlar rahat olsun, ülkede adalet tecelli etsin ve en önemlisi hukukun üstünlüğü kişinin variyetiyle üstün olmasın velhasılıkelam…