Muhammed KURŞUN

Bir Koyundan İki Post Çıkmaz!

Muhammed KURŞUN

Doğal Afet Sigortaları Kurumu yani DASK; zorunlu deprem sigortasını yapmak ve yönetmek amacıyla kurulan kamu kurumudur. 17 Ağustos 1999 depreminin ardından deprem felaketine karşı Türkiye kamuoyu ve bürokrasisindeki bilinç eskiye oranla artış göstermesi elbette vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için öncü oldu. Bunu özellikle Elâzığ ve İzmir depremlerinde halkımızın yaşadığı mağduriyeti gidermesi DASK’ın hayatımızda ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha ortaya koymuştur.

DASK sigorta kapsamında belirtilen hususta; tazminat miktarının yasa ve bu poliçe hükümlerine göre tespit edilmesinden sonra DASK, “sigorta bedelini aşmamak kaydıyla kesinleşmiş olan tazminat miktarını en geç takip eden bir ay içerisinde hak sahibine ödemek zorundadır” ifadesi yer almaktadır. Bu konuda güzide kurumumuzun bu hassasiyetle davrandığını düşünüyorum. Tabi bazı aksaklıkların da yaşandığını duymaktayım ve bunun en önemli sebepleri halkımızın yanlış bilinçlendirilmesi ile kamuoyunda oluşan birli kirliliği diyebilirim.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da ikamet eden değerli dostum Sigorta Eksperi aynı zamanda İnşaat Mühendisi Kadir Bey’in anlattıklarını hayretle dinledim ve acaba mı diye de kendime sordum!

Kadir Bey'in anlattığı mevzu nedir diye soracaksanız hemen söyleyeyim; bir koyundan iki post elde etmek isteyen uyanık beyincikler…!

Yani şöyle özetleyeyim; Elâzığ ve İzmir’de ilk depremlerin ardında malum sonrasında da depremler oluştu.  Uyanıklar her depremde DASK’tan farklı başlıklarda müracaat ederek tazminat istemişler. Daha da ötesi istenilen her bedel için sigorta tazminatına göre o bölgeyi kapsayacak şekilde sigorta primleri de artış sağlamış. Yani uyanıklık yapmak isteyenler aslında o bölgenin primleriyle de haksız bir şekilde oynamışlar da haberleri yok!

Ah ah zavallılar… Ne olacak sizin bu cahilliğiniz? Ne olacak bu kul hakkı yemeleriniz? Ne olacak kamuya olan zararlarınız?

Gerek Elazığ’da gerekse İzmir’de görülen tablo bu…!

Hülasa; bireyin yaptığı DASK’ın hakkını istemesi ve bununla ilgili mücadele etmesi kadar normal ne olabilir ki! Kaldı ki; devletimiz DASK’ı zorunlu bir hale getirerek halkın mağdur olmaması için uğraşmaktadır. Bizler de DASK’mızı yapalım ama gerçek beyanlarımızla ve hakkımız olanı…! Eğer bir insan kendini tüm sınırlarına kadar zorlayarak kendinde olanın tamamını ortaya koyuyorsa, o insandan daha fazla şey istemek boşa vakit kaybıdır. Böyle bir uğraş insanı zarara sokabilir velhasılıkelam...

Yazarın Diğer Yazıları