Aylardır Gazze’ye bomba yağdıran İsrail’in mevcut konumu, nüfusu, sosyolojik, psikolojik, siyasi, jeopolitik, yaşadığı coğrafyada ki nüfus yoğunluğu ve askeri gücü göz önüne alındığında bu yaptığı zalimlikleri hayal dahi edememesi gerekirken maalesef pervasızca ve özelde İslam alemine meydan okurcasına yapıyor.
Küresel konjonktürde Yahudi’nin Amerika üzerinde ki hegemonyası aklı selim her kesimin malumu. Amerika’nın bu zulme açıktan verdiği destek de bu malumun malumu. Yani sebep sonuç ilişkisi. Bunu anlamak pekte zor değil.
Ancak açık olmayıp örtülü olan bu sebep sonuç ilişkisinin başka versiyonları da var ki işte bunlar insan olanın yüreğini sızlatanlardır.
Filistin lehine gösteri yapmanın yasak olduğu, Gazze katliamının haber yapılmasının, Filistin bayrağının taşınmasının yasaklandığı, İsrail aleyhine slogan atılmasına müsaade edilmediği ve vicdanların susturulmaya çalışıldığı İslam coğrafyasında ki Arap ülkelerin başında ki Yahudi kuklaları veya dünya perestlik nefisleriyle Yahudi’ye uşaklık edenler bir gün gelecek Gazze’li mazlumların uzatacağı ele inşallah muhtaç olacaklardır.
Sadece Allah’a kulluk edip ondan yardım dileyen ve ondan başka kurtarıcı aramayan Gazze’lilerin yediden yetmişe imanı, inancı, davası, şuuru, metaneti, duruşu, direnişi, ölüme meydan okuyuşu ve vicdanı mutlaka kendilerini kurtuluşa erdirecektir. Çünkü bu hasletler nihayetinde zafer getirir.
Unutmayalım ki;
İnsanoğlu tarih boyunca bu tür haksızlık, adaletsizlik ve zalimlikleri çok görmüştür. Bunları yapanların ve destekçilerinin sonu da her daim hüsran olmuştur.
Nitekim İsrail’in yaptığı zulüm artık insanlığın vicdanında sorgulanır hale geldiği içindir ki Avrupa ve Amerika’da dahi bu zulme karşı Filistin lehine gösteriler yapılmış ve yapılıyor. Bu gösterileri yapanların dini ve dili insanlığın sesi ve vicdanıdır.
Dini, mezhebi, etnik kimliği ve yaşadığı coğrafya ne olursa olsun vicdanını, acı duyma ve hissetme yeteneğini kaybetmemiş akledebilen her insanın kabul edemeyeceği orantısız ve acımasız bu saldırılar karşısında vicdanlar dile gelmiş ve haykırıyor. Allah’ın izniyle insanlık bu zulme yenilmeyecek ve haykırış sesi susmayacaktır.
Çünkü,
Mesele din ve kimlik meselesi değil insanlık meselesidir. Mesele insan kalabilmek adına vicdan ve ahlak meselesidir. Mesele hak hukuk meselesidir. Mesele mazlumdan mı zalimden mi yana olmak meselesidir.
Yahudi’nin bu yaptığı zalimlikler maşeri vicdan ve ahlakında kendisine yer bulamayacak ve lanetlendiği gibi lanetlenecektir.
Allah’ın izniyle, bir gün gelecek zalimler ve destekçileri insanlığa yenilecek ve mazlumlardan merhamet dilenir hale gelecektir.