Filistin Direniş Hareketi Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye ne yazık ki İran’ın Başkenti Tahran’da kaldığı konutta bir güdümlü füzeyle öldürüldü.
İsmail Haniye’nin hayat felsefesi, davası, mücadelesi, misyonu ve vizyonu herkesin malumu. Netice şehitlik. Allah rahmet eylesin.
Bu menfur saldırı birçok az bilineni daha çok bilinir hale getirdi.
İran’ın başkenti Tahran’da ve üstelik İran’ın resmi davetlisi olarak gittiği bu ülkede misafir edildiği konutta saldırıya uğruyor ve şehit ediliyor.
Dikkat edilirse ateşlenen füze hiç koordinat sapmasına uğramadan direk Haniye’nin kaldığı odanın penceresinden girip hedefi vuruyor.
Bu olay az bilinen İsrail’in doğal düşmanı gibi davranan İran’ı teslim almış İran derin yapılanmasının kime hizmet ettiğini ve kimlerin doğal düşmanı olduğunu çok bilinir bir hale getirmiyor mu?
Ortadoğu’da devam eden gizli ve açık savaşın taraflarının kendi tarihi emellerine ulaşmak için kullanıldıkları materyaller her ülkeye göre değişiklik arz etse de değişmeyen tek şey, savaşın vekâlet savaşı şeklinde sürdürülmesidir.
Türkiye’nin başına bela edilen A’dan Z’ye tüm terör örgütlerinin, istisnasız tamamının destekleyicisi ve hatta mimarı başta Amerika olmak üzere Avrupa ve İsrail olduğunu bilmeyen yoktur. Bu destekte türevlerin olduğu da herkesin malumu.
Gelinen noktada Türkiye ile görünürde bile dost olmaktan uzaklaşan Amerika’nın Ortadoğu’da ki müttefiki, aynı zamanda tetikçisi İsrail’e verdiği destek siyasi, ekonomik ve stratejik ortaklığın ötesinde insanlığa düşmanlığın ortaklığı ve müttefikliğidir.
Ülkesini, soykırım ve sömürü üzerine kurmuş Amerika’nın, kurulduğu günden bu güne ülkesinin varlığını sürdürmek ve halkının refahını sağlamak için yaptığı en önemli icraatı her daim sömürme, öldürme ve soykırım olmuştur. Maalesef ki tüm bu yaptıklarına her daim meşruiyet kazandıracak sanal ve sahte argümanları dünya kamuoyuna servis etmekten geri durmadı.
Amerika da yapılanan Yahudi lobisi de kurduğu nüfuzla bu ülkenin siyasetinde, diplomasisinde ve kamu politikalarında belirleyici bir konuma geldiği için Gazze’de insanlık suçu işleyen, masum insanları katlederek soykırım yapan Netanyahu’yu ABD Senatosu’nda ayakta alkışlatmıştı.
Demokrasi, çağdaşlık ve medeniyet gibi söylemlerin arkasına sığınıp yaptıklarını gizlemeye çalışan Amerika ve Avrupa’nın gerçek yüzünü görmek için İsrail’in yaptıklarına bakmak yeterlidir.
Amerika’nın devletsel yaşam felsefesi ile Yahudi’nin hayat felsefesi bir araya gelip müttefik olduklarına göre zayıfın ve mazlumun acısı bitmeyecek, şiddet son bulmayacak, korku devam edecek ve gözyaşı dinmeyecektir.
Her yaşanan acı olaydan sonra atılan “Kahrolsun….” Sloganları bu acıyı yaşatanları ve işbirlikçilerini tebessüm ettirmekten başka bir işe yaramıyor.
İslam coğrafyasının sabrını bilmem ama insanlığın sabrı bittiğinde acılara tebessüm edenlerin “Kahrolsun….” Sloganı atacak zamanları dahi olmayacaktır.
