İlhami BULUT

Moana

İlhami BULUT

İki odun tokuştur, yak ateşi de bekle
Bir yılkının sesini, çökerken gönlü olsun
Neler yüklü sırtında, yürüyemez bu yükle
Aç kapıyı be hancı, son durağı bu olsun..
*
Elime geçen bir kitap; oyuncağın bir çocuğa telkin ettiği heyecanından daha az olmaz benim için.
Moana dün elime geçti, klasik postacı heyecanını yaşatıyor posta ile gelen kitaplar, İnsana.
Şair Mediha Armağan Bıyık’a ait. Moana isimli şiir kitabı,
Kitap elime geçer geçmez; Mevlana’yı hatırlattı, hani diyordu ya; Mevlana ‘yeni bir şeyler söyleme zamanı geldi can cağımız.
Moana’yı daha önce duymuşluğum meal vermeme yetmeyince önce ismi araştırdım.
Genel olarak okyanus anlamına gelen Moana; özel de. Aynı isimli, yaşantısı tamamen doğada geçen bir kabile reisinin çok cesur kızının ismi olduğunu öğrendim bakın yeni bir şey söylemenin özelliğini; beni hemen araştırmaya yönlendirdi.
Şair; önsözünde; şiirlerinin kitaplaşma evresinde; bizi şiir bahçesinde buluşturan İlhami Bulut’a teşekkür ederim; ifadesinin güzelliğini yaşadım açıkçası, hiçbir şey yapmamamızın bile kadirşinaslıkla mukabelesi güzel mi güzel; şiir; biraz da, gönül alma işi değil mi diye de düşünmedim değil. Hayatın manevi aksamını güzel kılmak ne güzel.
Herkesin bir kitabı olsun diye içimden geçirdim, bu yemek tarifi de olabilir, herkesin bir kitabı olsun, bu ne güzel bir takı olur kültürümüze, edebiyatımıza. Bu hamaratlık çok gerekiyor bu topluma.
Bu şiir kitabını okumak uzun sürdü; benim şiir okuma tarzım; şiir diye yazılan metnin ilk iki satırını okurum; mısra ise tamamını, cümle ile yazılmışsa, üçüncü satır umurumdan çıkar ve okumayı bırakırım, bu benim tarzım.
Cidden, bu şiir kitabında; satır atlama imkanı bulamadım. Tıka basa şiir.
‘O gün seni ne mutlu ediyorsa; işte ona sahipsin’
*
Rüzgarında kokun aynı denize
Bakarız ya siner üzerimize
Mecnun dem vuramaz hasretimize
Leyla bilmez nasıl yakar vaveyla.
*
Günümüzdeki şiirin felsefeden yoksunluğundan yakınırız, bunu ben çok dile getirim şahsen; bu yoksunluğun; bu şiir kitabı sathında giderilme yolunda olduğunu memnuniyetle müşahede ettik.
*
Yorgun düşlerimin derinliğinde
Gözümde uzayan kıvrılan sular
Yüreğin ki dinle her bir yerinde
Yediğim vurgunun öyküleri var
Yorgun düşlerimin derinliğinde
*
Görüldüğü gibi Mona Roza şiir tarzında mısralar.
Bu şairimiz bir yerde; ‘derdimi tabipte bilsin istemem’ diyor..
Dozu çok yüksek, dedik ya bir felsefeye oturuyor iyice.
*
İbrahim’mi sandın ateşten azat
Yusufi kuyuda çekersin azap
Mecnun’u çöllere yüreği kezzap
Garip gönüllere Leyla say beni….
+
Akış çok harika…Kadın ağzı dediğimiz faktör; çok anlamlı kılmış bu şiiri.
*
Kadınım
Cenettir ayağım altı
Hak edenler için Rabbim yarattı
Ana hakkı geçiyor Sırat’ı
Kadınım..
*
Çok manidar manalar.
Okunan metnin okuyucu nezdinde şiir olması için, en belirgin kriter; çocuk dile çıkarken heceler ya ba…ba….baba ama nasıl bir heyecanla söyler yeni öğreniyor ya, an..neee…bunlar kanıksanınca yeni kelimelerde heyecan arar, çi çek gibi..
İşte şiir diye okuduğu metinde; yeni bir şey öğrenen çocuğun heyecanını duyuyorsa okuyucu; işte o şiirdir onu okuyan için.
Ben bu heyecanı duyarak okudum.
MOANA isimli şiir kitabının iz düşümüdür bu. Bize şiir okuma şansı verenleri selamlıyorum.
Herkesin bir kitabı olsun.
Bu sözün güzelliğini onaylayacağınıza olan umudu beslemek ne güzel.
 

 

Yazarın Diğer Yazıları