İlhami BULUT

İnsan ve Hayvan

İlhami BULUT

Senelerdir, beni yazılarımla takip eden herkes ve yakın çevrem çok iyi bilir ki; benim siyasi bir tablo ile ilgim, irtibatım kesinlikle yoktur.

Benim yazımsal prensip parametrelerim; toplum duyarlılığına paralel; kamu vicdan pusulasının; ibresini kendimce işaret etmektir.

Çocukluğumuzda; avut dolusu, ağzımızla karınca yuvalarına su taşırdık, rahmetli annem kışın yeni doğan kuzuyu, sobanın yanında beze sarar, onunla aynı odayı paylaşırdık.

Köpeğimiz olduğu zamanlar; rahmetli babam özellikle akşam yemeklerinde; sofraya oturur oturmaz, o ite ekmek verdiniz mi diye sorar. Cevaba göre hareket ederdi.

Eşeğimiz vardı çoğu kez, zevkle elimle ot ikram ederdim, böyle ünsiyet kurmuştuk hayvanlarla.

Yani; bize hayvan sevgisiyle; bire bir hayatı paylaştık.

Şimdi gündeme yayılan konu, başıboş köpeklerin insanlara verdiği zararlar, bu zararların nasıl önleneceği;

Köpek ve insan; ikisi de can; bir hayvan biri insan; bunların farkı ne;

Allah insanları muhatap alır, insanlara inmiştir Kuran, hayvanlara değil, yeryüzünün halifesi olan insanlar tenvir eder dünya hayatını, sorumlu insanlardır yani.

Diğer fark nedir; köpek üzerinden konuyu ele alalım; köpeklerin; kardeşi, amcası, halası, dayısı, babası, doğumundan bir müddet sonra annesi bile yoktur artık.

Yani bir köpek yavrusu öldüğü zaman (ki hiçbir zaman hlç kimse istemez) takriben bir dakika kadar; mutat bir yas tutar. Sonra unutur, yaratılış doğası bu.

İnsan böyle mi; bir insanın çocuğu ,onun ölümü Allah vermesin onun yasını ömür boyu tutmak zorunda bırakmıyor mu!

İnsan acıyı çok uzun süre ve çok derin yaşar, hayvanlar bundan muaftır, balıkla bir insanın ölümü farklıdır, balık daha kolay can verir.

Bu örnekler sınırsız sayılacak kadar çeşitlidir.

Çok sayıda çocuğumuzun ölümüne sebep olan bu köpeklerle ilgili olarak önlem alınması gerekmiyor mu?

Yüzlerce canı yanan aile var bir tuşla internete girip bakabilirsiniz; burada isim vermiyorum, çocuğu ölen bir baba; hüngür hüngür ağlayarak; şöyle sesleniyor ‘ benim çocuğumu, ısırmamışlar, resmen yemişler’

Öte yandan; yürekleri parçalayan anne feryatları;

Hangi konuya vicdanen, mantıken yaklaşmaya kalksak, hemen siyasi bir şablona oturtur hale geldik.

Nedir; bu illet.

İnsanı sevmeyenin, hayvan sevgisi, göstermelik, plastiktir.

Çocuğunu yakınını köpek saldırısı sonucu kaybeden insanlar; insanlara bakarak şifa ve çare arıyorlar;

Biz ne diyeceğiz; git ne yapalım, hayvan bu cezai müeyyide uygulayamayız ki, deyip, savuşturalım mı

İkisi de can; biri hayvan, biri insan; hayvan da can, hiç tereddüt yok, tavukta can, koyun, kuzu da, kesip yemeyelim o zaman.

Dedik ya; hayvanların yas boyutu asla insanlarla bağdaşmaz, insanlarda akıl denen cevher üstünlüğü, yası daha boyutlu hale getirir.

Yaşar Kemal ne güzel demiş; ‘biz kahramanlarımızı yanlış seçiyoruz’ sen o vücudu parçalanan çocukların; annesinin, babasının yerine kendi koy, ondan sonra; gel hayvan hayranlığından bahsedelim.

Sağa, sola çekmeden; insanların yüreğini parçalayan, başıboşluklardan bir an evvel kurtulmak ümidiyle;

insani mülahazalarla hayvan haklarını koruyanlara saygımız sınırsızdır. bizim sözümüz plastik yürekleredir.

Tez zamanda; en seri ve güçlü tedbirlerle; köpeklerin ve insanların yaşam haklarını koruyan tedbirlerin alınması temennisiyle;

Ülkemizde eksik olan; insan sevenler derneğinin olmaması mı yoksa!!!

Yazarın Diğer Yazıları