51 yıllık tarihe sahip olan şanlı Elazığspor’umuz tarihi boyunca hiç bu kadar düşmediği yalnızlık, sahipsizlik ortamına ilk kez bu denli düştü. Sezon başından bu yana ortamlarda dönen muhabbetler Elazığspor tarihinde hiç alışık olmadığımız para muhabbetleri. Domates alınamadı, stadın ses sistemine para ödenemedi ve hiç alışık olmadığımız para muhabbetleri. Durum o denli vahim ki futbolcu alacakları, TFF, FIFA borçları hiç ağza dahi alınmıyor.
Çünkü hayati ihtiyaçların karşılanacağı muhabbetlerden fırsat kalmıyor diğer ödemeleri. Ben 2007 yılından bu yana Elazığspor’u takip etmekteyim. En yok dönemleri de gördük, şampiyonluk dönemlerini de. Ancak hiç bu kadar aciz muhabbetlerin döndüğü bir ortam hiç olmamıştı. Allah bu konuda sonumuzu hayr eylesin diyelim.
Elazığspor’un ezelden beri tek kazanımı karakterli futbolculara sahip olması benim nazarımda. Her dönem, her şartta yaşanan maddi problemler yaşanmasına rağmen hep karakterli futbolcular sahneye çıktı. O oyuncu topluluğu bu dönemde de var. Sezon başından bu yana yaşanan maddi problemler tüm Elazığspor taraftarlarının malumudur. Her fırsatta yaşanan yokluk ortamına rağmen ellerinden geleni yapan kahramanlar Adana Demirspor karşısında destansı bir galibiyete imza attılar. Bu galibiyet her açıdan farklı bir hava kattı şehre. Resmen ölü toprağı serpilmiş olan Elazığspor camiası, bu galibiyetin ardından bir nebze de olsa hareketlendi. Kağıt üstünde Elazığspor’un 4-5 katı bütçeye sahip futbolcu topluluğu ile mücadele eden Adana Demirspor’u deplasmanda yenmek her takımın harcı değildir!
Muazzam bir strateji sergileyen takımımız, deplasman takımı ne yaparı çok iyi sahaya yansıttı. Kontra atakla golü bulan takımımız, ikinci yarıda tam anlamıyla etten duvar ördü. Genç Onur, Ali Fırat, Emre, Orhan kusursuza yakın kademe yaptılar. Ön liberolarımız da savunmaya büyük katkı sağladılar. Adana Demirsporlu Pote’ye, sonradan oyuna giren Batuhan’a, Kage’ye ve Kosecki’ye fırsat vermeyen takımımız, hep doğruları yaparak altın değerinde bir 3 puan aldı. Bjarnason ve Lamine Diarra gibi yıldızlarının yokluğunda alınan bu galibiyet takıma ilaç gibi oldu. Mutluluk genç oyuncularımıza oldukça yakıştı ve maç sonu verilen galibiyet pozu tüm Elazığlılar’ı gururlandırdı.
Şimdi gelelim asıl meseleye. Her nedendir bilinmez Elazığspor sahipsizliğin en büyüğünü yaşıyor. Yazımın başlığında da söylediğim gibi barışmamızın bir yolu yok mu? Elazığspor düşerse akibeti ne olur bilinmez. Spor Toto 1. Lig’in nimetlerini, şehrin tek reklam yüzü olduğu gerçeğini bir çoğumuz göremiyoruz, ya da görmek istemiyoruz (!) Lütfen artık küskünlüklere son verelim. Taraftarın futbolcuyla değeri vardır. Futbolcunun hocasıyla değeri vardır. Hocanın yönetimle değeri vardır. Yönetimin tüm Elazığ’a değer vermesi gerekir. Küskünleri bir kenara bırakıp, bu pırlanta gibi genç oyunculara ve ağabeylerine destek vermesi gerekiyor. Yıkıcı olmayı bırakıp, yapıcı olmaya bakmalıyız. Eskişehirspor ve Karabükspor’un küme düşeceğini hesaplarsak Elazığspor’umuzun bir takımı altına alma şansı vardır. Arması bu lige korku veren takımımızın verilecek olan maddi ve manevi desteklerle çok rahat ligde kalacak potansiyeli vardır.
YETER Kİ BİR OLALIM, BİRLİK OLALIM, ELAZIĞ’IN SAHİPSİZ OLMADIĞINI HERKESE GÖSTERELİM…
Yazımı şu güzel sözle sonlandırmak istiyorum;
Sonunda düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız”
Martin Luther King