Hanifi Yavaş

Türkiye Yüzyılı ve Terörün Sonu

Hanifi Yavaş

Daha önce "Terörün Sonu ve Türkiye'nin Şahlanışı" başlıklı yazımda bugün gelinen aşamaların yakın zamanda gerçekleşeceğini ifade etmiştim.

Abdullah Öcalan beklenen çağrıyı yaparak " PKK'nın silahları bırakmasını ve kongreyi toplayarak örgütü fesh etmesi" çağrısında bulundu.

Öcalan "bağımsız Kürt devleti, federasyon, özerklik, kültürel özerklik gibi çözümlerin tarihsel temeli olmadığını" belirtti. 
Yine Öcalan, PKK Kongresi'ne çağrıda bulunarak devletle ve toplumla bütünleşmek için PKK'yı dağıtma ve silahları bırakma konusunda bütün gruplara seslendi. Yani Suriye'nin kuzeyindeki, Irak'ın kuzeyindeki ve İran'daki PKK gruplarına da çağrıda bulundu.  
Kadim devlet aklı, kendi toplumunda birlik olmadığında ülkenin güçlü ve müreffeh olamayacağını görmüştür. Türk Devleti'nin taviz vermeyen isteklerini Öcalan dile getirerek örgütüne  çağrı yapmıştır.

Terörle mücadeledeki başarının, siyasal hamleler ile sürdürülerek terörün bitirilmesi anlayışı bugün sonuç vermiştir.
Devlet aklının planladığı doğrultuda, Cumhur İttifakının ve Devlet Bahçeli'nin açıklamaları ile başlayan süreç, Ortadoğu'da, ABD ve İsrail'in bütün planlarını bozdu. Bütün süreç Türk Devleti'nin istediği doğrultuda ilerledi.

Öcalan'ın "PKK'yı feshetme ve silahsızlandırma" çağrısı bölgede, ABD ve İsrail'in, Kürt görünümlü ikinci İsrail planını yok etmiştir. 
Devlet'in terör ile etkin mücadelesi terör örgütünü yok etme aşamasına getirdi. Dünyada ve Ortadoğu'da değişen dengeler ile bütünleşince Öcalan bu çağrıyı yapmak zorunda kalmıştır.

Terör elebaşı Abdullah Öcalan'ının yaptığı silahları bırakın çağrısı ile Türkiye ve bölgedeki değişimler Türkiye yüzyılı için tarihi bir fırsat oluşturmaktadır.
PKK ve uzantıları, Öcalan'ı dinlermi diye bazı siyasi analizler yapılmaktadır.
Ancak bunlarla ilgili görüşmeler yaparken hepsi planlanmıştır.
Öcalan'ın çağrısı sürpriz değildir.

Öcalan yakalandığı zaman bile Türk devletinin emrindeyim gibi ifadeler kullandığını biliyoruz.
2004 yılında örgütün kendini fesh etme ve daha sonra ki terörü bitirmek için yapılan çözüm süreci girişiminin sabote edilmesi bu günlerin geleceğinin habercisiydi. Sadece terörün sona ermesi için uygun şartların oluşması bekleniyordu.

Bu çağrı, Türkiye'de ki farklı toplumsal kesimlerin tarihte olduğu gibi birlik beraberlik ve kardeşliğin pekişmesine neden olacak ve aynı zamanda Irak ve Suriye coğrafyasında da dengelerin yeniden değişmesine neden olacaktır.

Türkiye çok uzun zamandır bugünleri planlamaktadır. 

Görünen o ki Türkiye yüzyılı ifadesi politik argümanlar ile söylenen bir söz değil kadim devlet aklının planlamasının gelecege dönük projesidir.

Türk devlet aklı içerideki ve dışarıdaki konjektor değişimi ile tarihi bir adım atarak terör sorununu kökten çözüme kavuşturmaktadır.
Bu plan çerçevesinde Suriye'deki denklem değişikliğide oldukça önemlidir.
Suriye'deki yeni yönetimin PKK'ya olan tavrı, üniter devlet dışında hiçbir seçeneği kabul etmemesi ve tek ordu olarak Suriye ordusu dışında başka silahlı güçleri kabul etmemesi terör örgütüne alan bırakmamaktadır. Suriye yönetiminin bu tavrı devletimizin kırmızı çizgilerini oluşturmaktadır.

PKK ve uzantılarının silahı bırakmasını istemeyen ABD ve Avrupa'dada durum geçmişten çok farklıdır.
Avrupa'nın bugün yaşamış olduğu güvenlik krizi Türkiye için avantaj oluşturmaktadır. 
Coğrafi konum olarak her zamankinden daha fazla Türkiye'ye muhtaç hale gelmiştir. Bu nedenle geçmişte olduğu gibi Avrupa bu süreci engellemeye çalışamayacaktır. Yapılan açıklamalarda bunu göstermektedir.

Trump ile birlikte ABD'nin Çin ve Rusya politikası ile terör örgütüne bakış açısı farklı bir şekilde evrilecektir.
Öcalan'ın çağrısından sonra kimi gurupların muhatap biz değil pkk'dır demesi oyalamaya ve zaman kazanma taktikleridir.
Türk devleti tavizsiz bir şekilde nettir. Silahları bırakmadıkları takdirde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifade ettiği gibi " taş üstünde taş, gövde üstünde baş kalmayacaktır."

Yazarın Diğer Yazıları