Hedef Türkiye
Ahmet Şara liderliğinde, Suriye'de katil Esad rejimi yıkıldıktan sonra ülkenin normalleşmesi ve tekrar ayağa kalkması için mücadele başladı.
Ahmet Şara defalarca yaptığı çağrılarda, ülkenin birlik ve beraberliğine önem verdiklerini, intikam peşinde koşulmayacağını, Esad döneminde suç işleyenler dışında hiç bir etnik, dini ve mezhebi kesimler arasında ayrım yapılmadan demokratik ve özgür bir Suriye inşa edeceklerini deklare etti.
Şara'nın bu tavrına tüm dünya ülkelerinde olumlu karşılandı.
Yeni Suriye yönetimi etnik yada mezhebi bir düşüncesinde olsaydı devrimin ilk günlerinde bunu rahatlıkla yapabilirdi. Bunu yapmamaları Şara'nın açıklamalarının samimi olduğunu göstermektedir.
Suriye'deki yönetim değişikliği ile birlikte Türkiye'nin yeni yönetim üzerindeki etkileri birilerini fazlasıyla rahatsız etti ve etmeye devam ediyor.
Son günlerde Türkiye'nin ülkede ve Suriye-Irak ekseninde terörü bitirme girişimleri ile Abdullah Öcalan'ın bu yöndeki çağrıları birilerini harekete geçirdi.
Suriye'nin huzurlu bir toplumsal yapıya kavuşarak güçlenmesini ve Suriye'den Türkiye'yi tehdit eden terör gruplarının yok olmasını istemeyen güçler Suriye'yi etnik ve mezhep kökenli iç savaşa sürüklemek istemektedirler.
Olaylar nasıl ve kim tarafından başlatıldı?
Suriye'de devrik Esad rejimi unsurlarının 6 Mart'ta Lazkiye'nin Ceble ilçesinde düzenlediği saldırıda en az 11 güvenlik görevlisinin hayatını kaybetmesi ile başladı.
Bu rejim kalıntıları, güvenlik güçlerinin bulunduğu noktalara ve camilerden çıkanlara saldırarak onlarca kişinin ölümüne sebep oldu.
Bu hareketlerin gerçekleştirildiği yerlerin Esad'ın memleketi olan ve Nusayrilerin çoğunlukta olduğu, Lazkiye ve Tarsus olması tesadüf değildir.
Bu olayların başlamasından birkaç gün sonra terör örgütü PKK'nın Suriye yapılanmasının Suriye devletine teslim olmasıyla görüldü ki, bu olayların bir amacıda bu anlaşmayı sabote etmekti.
Amaç suriyede mezhep temelli bir iç savaş çıkararak devrime karşı ayaklanma başlatmaktır.
Bu olayların arkasındaki güçler, İsrail ve iran'dır.
Hatayda Nusayrilerin şeyhi olduğu iddia edilen Selim Narlı isimli kişinin etrafındaki insanlara konuşma yaparken İsrail'den yardım istemesi tesadüf değildir.
Suriye'de devlete karşı Esad artıklarının yaptıkları terör girişimidir. Terör kimden gelirse gelsin kabul edilemez.
Aslında konu Suriye olmasına rağmen hedef Türkiye'dir.
Türkiye'de muhalif medyanın iddia ettiği gibi Suriye'de Alevi katliamı yoktur. İç savaş çıkarmak isteyen teröristlerle mücadele vardır.
Türkiye terör örgütüne operasyon yapıldığında "Kürtler katlediliyor" diyenler ile Suriye'de sivilleri öldüren Nusayrilere operasyon yapıldığında "Aleviler katlediliyor" diyenler aynı zihniyetin ürünüdür.
Suriye’de yaşanan olayların nedenide iç karışıklık çıkararak ülkeyi istikrarsızlaştırmak ve Türkiye’nin bölgedeki etkisini azaltma girişimidir.
İsrail ve İran, Nusayri, Dürzi ve Kürt azınlıkları kullanarak kendi güvenliği için Suriye'yi karıştırmaktadır.
Türkiye'de muhalefet ise Suriye'de olanları ve yapılanları anlamadan, Cumhur İttifakını ve liderlerini eleştiririrken kullandiklari dil de tehlikeli ve zehirli bir dildir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel başta olmak üzere Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve diğer yöneticilerin, Alevi vatandaşlarımızdan oy devşirmek için yaptıkları açıklamalar, sosyal medya trolleri tarafından da tekrarlanması çok talihsiz ve tehlikelidir
Ülkemiz etnik ve mezhep endeksli siyaset anlayışından fazlasıyla zarar görmüştür. Muhalefet kesiminin sorumsuzca yaptığı bu açıklamalar toplumsal birliğimize ve kardeşlik anlayışımıza zarar veren kutuplaştırıcı açıklamalardır.
MHP Lideri Devlet Bey’in açıklamalarından hepimizin ders alması gerekiyor.
"Cumhuriyet Halk Partisi’nin Baas zihniyetinin tetikçisi gibi hareket edip Alevi kardeşlerimiz üzerinden istismar kampanyasına tevessül etmesi hastalıklı ve hasmane siyasetinin yeni bir türevidir. CHP’nin mezhep provokasyonu sadece Türkiye’ye değil, şu mübarek günlerde İslam toplumlarına, bölgesel denge ve dinamiklere yapılabilecek en vahim kötülüktür. CHP’nin Baas artığı ve uzantısı gibi pozisyon alması çok tehlikeli bir kırılma ve kopuştur."