Hanifi Yavaş

Popüler Kültür ve Tesettür

Hanifi Yavaş

Yazıya başlamadan hemen belirtmem gerekir ki, bu yazının konusu kutsal metinlerde ve dinlerde var olan örtünme ile alakası yoktur. Son yıllarda popüler kültürün ve moda sektörünün etkisi ile özellikle genç kesimde çok hızlı bir giyim tarzı değişikliğinin arttığını görüyoruz.

Yaz ayları ile birlikte sokakta, Avm'lerde, çarşı-pazar her yerde özellikle genç kızların nerede ise çıplaklığa yakın bir tarzda giyim değişimi gözlenmektedir. Bu durum sıkça sosyal medya da gündeme gelmekte, bir kesim bu durumdan rahatsızlığını dile getirirken diğer tarafta bunu, kendileri için bir özgürlük alanı olduğunu ifade ederek savunmaktadır. Buradaki sorun birilerinin açık giyinmesi veya örtünmesi değildir. Konu asla açık giyinen kişileri sorgulamakta değildir.

Moda sektörünün ve popüler kültürün bireylere dayatmış olduğu çıplaklığı sorgulamaktır. Sorun genç kadınların açık yada kapalı giyinmesinden öte çıplaklık kültürünün dayatılması ve sorgulanmasıdır. Ve bu çıplak giyinme yaşam tarzının özgürlük ve modern yaşam tarzı diye bireye ve topluma sunulmasıdır. Bu makale de incelemek istediğim konu insanlık tarihi sürecinde bireylerin ve toplumların giyinmeye ve örtünmeye neden ihtiyaç duyduklarıdır. İnsanlar tarihi süreç içerisinde hangi nedenler ile giyinmeye ve örtünmeye gerek duymuşlardır? Bununla ilgili bilimsel bir delil yada fosil var mıdır? Giyinmenin temel nedeni nedir? İklim şartlarımı, yaratılıştan gelen bir duygumu? Yoksa sosyal yaşam içinde bireylerin güzel görünmek için süslenme ihtiyacı mıdır?  Veya yaratılıştan gelen bir istek midir? Yaşadığımız dünyada üzerimize taktığımız giysileri, yaşamımızın ve içinde bulunduğumuz kültürün vazgeçilmez bir unsuru olarak görmekteyiz. Antropologların yapmış olduğu araştırmalarda insanların giyinmeye ne zaman başladıkları dair hiç bir bilimsel kanıt yoktur. Çünkü giysiler, fosilleşme sürecinde dayanıksız malzemeler olduğundan zaman içinde çürüyerek yok olmuştur. Günümüze kadar ulaşan hiç bulgu yoktur.

Sadece, Gürcistan'da Dzudzuana Mağarası'nda 30 bin yıl öncesine ait olduğu saptanan, boyalı keten lifleri bulundu. Bu bulgular bize, insan yaşamında giysilerin hep var olduğunu bu bulguları ise çok daha sonraki aşamaları gösterdiğini anlıyoruz. Çünkü bulunan bu renkli keten liflerin, giysilerin, örtünme ile birlikte süsleme  amaçlı kullanıldığını gösteriyor. 30 bin yıldan çok öncesinde daha İlkel şartlara giyinmenin ve örtünmenin nasıl olduğu bilinmemektedir. İlk giyinme konuda yapılan açıklamalar tamamen tahminlerden ibarettir.

Bu konuda araştırma yapan araştırmacılar ve sosyal bilimciler "ilk insanların  soğuk ve sıcaktan korunarak hayatta kalmak için giyinmek zorunda kalmış  ve bu nedenle de bazen çıplak gezmiş kimi zamanda hayvan postlarından kendilerine giysi yapmışlardır" demektedirler. Bazı iddialara göre de "giysiler, tek bir kültüre özgü, öylesine veya şans eseri ortaya çıkmış bir nesne olarak da gözükmemektedir" demektedirler. Ancak bugüne kadar bunlarla ilgili tek bir delil bile yoktur.

Feminist akımlar ise çıplak olarak dünyaya gelinmesi nedeni ile çıplaklık için bir özgürlük alanı olduğunu savunmaktadırlar. Onların tarihsel olarak iddia ettikleri gibi antik Yunan ve Roma'da çıplaklık doğal olarak yaşanan bir süreçte değildir. Giyim, diğer canlılardan bizi ayıran en temel özelliklerden biridir. Kıyafet giymek, süslü ve renkli elbiseler giyinmek ya da örtünmek insan yaratılışının  en doğal temel isteği ve ihtiyacıdır. Bunu iklim yada başka şartlar ile açıklamak doğru değildir. Faktörel anlamda iklim değişikler nedeni ile giyim tarzları da farklılık olsa bile giyinmenin tek ve temel nedeni tek başına iklim şartları değildir. Batıdan doğuya, kabile halklarından en karmaşık medeniyetlere kadar hepsinde giysi giyme vardır. Tabii bunun seviyeleri, biçimleri ve tarihleri bambaşka örtülere sahiptir. Ama en nihayetinde insanlar, vücutlarını, özellikle de cinsel organlarını kapatmayı tercih etmiş oldukları  gözükmektedir.

Sudan’da halen günümüze kadar gelen avcılık ve toplayıcılık yapan Nuer gibi kabileler utanma duygusu olduğundan, özel bölgelerini kapatmaktadırlar. İnsanın yaratılışının anlatıldığı Adem peygamber olayında cennetten dünya boyutuna geçişte yaptıkları ilk hareketin örtünme çabası olması bunun açık göstergesidir. Bu yaratılış gerçeğini Allah bize Araf süresinin  22. Ayetinde açıkça bildirmektedir. Ayette açıklandığı gibi çıplaklık utanılacak bir durumdur. Bedeni kıyafetler ile örtmek ise insanın yaratılışından gelen bir duygudur. İnsanın yaratılış kodlarında çıplaklık değil örtünme vardır. İlkel diye kabul ettiğimiz topluluklarda bile ayıp yerlerinin kapatılmasıyla dahi olsa giyinme kültürü mevcuttur. Özgürlük, modernizm ve çağdaşlık adına çıplaklık derecesinde soyunmak, aslında ilkelliğin ortaya çıkardığı bir durumdur. Elimizde bulunan tarihi verilere baktığımızda medeniyet yolunda ilerleyen batıdaki ve doğudaki tüm toplumlarda örtünerek ayıp yerleri kapatmak, güzel, temiz ve şık giyinmek yaratılış tan gelen önemli bir eylem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle diyoruz ki, tarih boyunca giyinmek/örtünmek medeniyetin sembolü olmuştur.

Yazarın Diğer Yazıları