Hanifi Yavaş

MHP'nin derdi Vatan

Hanifi Yavaş

Milliyetçi Hareket Partisinin siyasi geçmişine baktığımızda, ülkenin ve devletin çok ihtiyaç duyduğu zamanlarda önemli roller üstlendiğini görürüz.

Toplumsal ve siyasal sancıların en yoğın yaşandığı dönemlerde MHP, derdinin vatan olduğunu göstermiştir.
Son yirmi yıl ve öncesine baktığımızdada Devlet Bey'in her zaman devlet adamlığı ciddiyeti ile hareket ettiğini görürüz.
Türkiye de, sosyal, siyasal ve ekonomik krizlerin yaşandığı 1970'li yıllarda MHP'nin insiyatif almaktan kaçınmayarak, 31 Mart 1975'te  1.Milliyetçi cephe hükümetinin kurulmasında yer almıştır.
Yine sosyal olayların arttığı, ülke içinde kavga ve kargaşanın had safhaya ulaştığı bir dönemde 2.Milliyetçi Cephe hükümeti olarak adlandırılan koalisyonu 21 Temmuz 1977'de kuruldu.
Aynı inisiyatif 1991 yılında tekrar alınmıştır.

Türkiye yeni bir seçime giderken, yine bugün olduğu gibi o günün CHP'si olan SHP, PKK'nın siyasi kolu bugünün HDP'si olan HEP ile ittifak yapmıştı. O seçimde CHP, bugün olduğu gibi o günde adaylıkları kandilde belirlenen 22 PKK'lı yı meclise taşıyarak tarihteki utanç vesikasına bir yenisini eklemişti.

Bu şer odaklarının ülkemiz için oluşturduğu tehlikeyi gören MÇP ve RP
yanlarına IDP'yide alarak karşı bir blok oluşturmuşlardır.
Bu ittifak kararı alındığında MÇP kanalında görüşmeleri sürdüren ve bu ittifakın mimarlarından biriside MÇP Genel Sekreteri Devlet Bahçeli'dir.

Türk siyasal hayatına baktığımızda 1999 yılında, ülkemizin çok sıkıntılı olduğu bir dönemde inisiyatif alan Devlet Bey ülkemizin  hükümetsiz kalmaması için büyük risk alarak koalisyon ortağı olmuştur.
MHP ve Devlet Bey, 2015 yılında Ak Parti tek başına iktidar olamayınca koalisyon görüşmeleri sırasında, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Başbakan sen ol" teklifini bir dakika bile düşünmeden reddederek büyük bir feraset ve devlet adamlığı örneği göstermiştir. Erdoğan iktidarının yıkılmasını önlediği gibi Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başına getirenlerin büyük oyununu da bozmuştur.
15 Temmuz 2016 'da hain darbe girişimi sonrasında Emperyalizmin Türkiye'yi bölme planlarını gören  Bahçeli ve Erdoğan birbirlerini En sert şekilde eleştirmelerine rağmen geçmişteki politik söylemleri bir tarafa bırakarak ülkenin bekası için, 1991 yılında "Başbuğ Erbakan ve Mücahid Türkeş"in sahip olduğu ruh ile bir araya gelerek, başta ABD Emperyalizmi ve içerideki tüm aparatlarına karşı yeni bir cephe oluşturmuşlardır.

16 Nisan 2017 'de Başkanlık sistemine geçildikten sonra Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin önünü yine MHP ve Bilge Lideri Devlet Bey açmıştır.

Halkın seçtiği Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın sistemde iki başlılığa neden olacağını gören Devlet Bey bu defa sistem değişikliğinin önünü açarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kurulması için harekete geçmiş ve yeni sistem kurulmuştur.
MHP ve lideri Devlet Bahçeli'nin Milli ve Yerli duruşunu geçte olsa fark eden Emperyalist siyonist güçler, önce MHP'yi ele geçirmeye çalıştılar. Bunda başarılı olamayınca, yeni sistemde 50+1'in ne kadar önemli olduğunu gördükleri için MHP'yi bölmek ve koparabildikleri Milliyetçi oylar ile iktidarı yıkmak, ülkeyi bölmek ve parçalamak planı içine girdiler. Ama MHP ve bilge lideri Devlet Bey her zamanki feraseti ve devlet adamlığı ciddiyeti ile partiye sahip çıkarak oynanan oyunları bir kez daha bozarak oyun kurucu rolünü devam ettirmiştir.

Devlet Bey'in son çıkışı da çok önemlidir.
Terör örgütü elebaşının meclise gelerek Dem Parti sıralarında oturup millet meclisi kürsüsünden tüm dünyaya ve kandil baronlarına "silahları bırakarak teröre son verme çağrısı" siyasi analiz fakiri olup politik kısır argümanlar ile düşünenlerin anlayacağı bir çağrı değildir.
Suriye'de başlayan, Gazze ve Lübnan'a sıçrayan süreçte hedef Türkiye'dir.
Lübnan'a sıçrayan savaş ile siyonistlerin sınırımıza dayandığı gözle görülen bir gerçektir. Bu artık bir ihtimal değil kesin ki, devlet harekete geçti.

İsrail/ABD yıllardır bölgeye kurduğu üstler ve sınırımıza yaptıkları yığınaklar ile bugünlere hazırlanıyorlar. PKK'nın Suriye uzantısı PYD/YPG  terör örgütünün her yerde İsrail bayrağı da taşıyor olmaları, hedefin Türkiye olduğunun en açık delilidir.
Böyle bir konjektörde çok tecrübeli bilge bir siyaset adamı olan Devlet Bey'in bu açıklamaları kendisinin değil bizzat Devlet'in sözleridir.
Devlet Bey'in bu sözleri ile amaçlanan bir çok husus vardır. Bunların en önemlisi ise Türkiye olası bir sınır ötesi hamlelere girişmeden önce içerideki ve dışarıda terörden kaynaklanan sorunları çözmektir.
Bu adımın MHP'den gelmesi herkesi şaşkına çevirdi.

Türkiye'nin çok daha büyük hamlelerle bölgeyi yeniden dizayn edecek.
Türkiye bu tarihi misyonu ile Siyonist Emperyalistlerin oyununu bozarak çok daha büyük adımlar atmaya başlamıştır.
Devlet Bey'in bu açıklamalarını, anayasa değişikliği için destek sağlama girişimi olarak değerlendirenler ya ABD'nin borazanlığını yapmakta ya da siyasi okuması olmayan cahillerdir.

Yazarın Diğer Yazıları