Hanifi Yavaş

Dağ Fare Doğurdu

Hanifi Yavaş

Dünya, pandeminin oluşturduğu ekonomik ve sosyal sıkıntılarla uğraşırken, ardından patlak veren Ukrayna-Rus savaşının savrulmasını yaşarken, bizim muhalefet bu konulara yoğunlaşıp ülkemize ve milletimize nasıl yardımcı olacağını anlatmak yerine koltuk kavgasına düşmüşlerdir. 

Masada hangi düzene göre kim nereye ve nasıl oturacak tartışmalarından sonra açıklamanın yapılacağı toplantı salonuna nasıl girileceğini ve uzlaşı metnini kim ya da kimlerin okuyacağı gibi abesle iştigal meselelere bolca mesai harcadılar. 

Mutabakat ile alınan kararları dikkatlice inceledim. Uzlaşı metninde görülmektedir ki, milletin dertlerine çözüm olacak hiç bir çalışma yoktur. Bu metinde, HDP'nin isteklerine yer verildiği çok nettir. 
Teröre destek veren belediye başkanlarının görevden alınarak kayyum atamasına son verilmesi ve AİHM kararlarının uygulanacağını ifade edilmesi, Demirtaş ve Kavala gibi terörist ve destekçilerini serbest bırakılması anlamına gelen maddeler HDP'nin istekleridir.

Özellikle sözde Milliyetçi İYİ Partinin bu konulara itiraz etmemesi düşündürücüdür. 

Yapılan kamuoyu anketlerinde, ülkenin sorunları nelerdir denildiğinde, ilk sırada ekonomi gelmektedir. Bu açıklamada ekonomi ile ilgili tek kelime olmaması, halkın sorunları ile ilgili olmadıklarını gösteriyor. 
En çok merak ettiğim konulardan biride "İstanbul Sözleşmesi". Bu konuda, iktidara geldiklerinde bu sözleşmeyi geri getireceklerini söyleyen ittifakın büyük ortakları CHP ve İYİ Parti ya küçük ortaklarla anlaşamadı ya da toplumun bir kesiminden tepki almamak için uzlaşma metnine yansımadı? 
Türk siyasi hayatına baktığımızda, çok partili parlamenter sisteme geçildikten sonra iktidarların ortalama ömrü 1.5 yıldır. Tecrübe edilerek, hiç bir derdimize derman olmadığı görülen bu ucube sistemi tekrar geri getirme çabaları, partilerine ve kendilerine siyasi rant sağlama düşüncesinden başka bir şey değildir. 

Uzlaşı metninde, PKK ve FETO terör örgütü ile mücadele hususunda nasıl bir politika izleyecekleri ile ilgili tek kelime yok. 

Yine bu açıklamayla içerisinde olması gereken, Cumhurbaşkanı'nın seçimi ile ilgili tek madde yok. Referandum ile halkın karar verdiği bir hususta tek kelime olmaması güdük bir uzlaşı metni olduğunun göstergesidir. 

Hâkimler ve savcılar kurullarının ayrı ayrı oluşturulacağı, anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkının genişletilmesi gibi konulara değinmeye gerek bile duymuyorum. 
Saadet Partisi açısından baktığımızda, bu uzlaşı metninde SP'nin damgasını vurduğu Milli ve manevi değerlere atıfta bulunacak tek bir ifade yoktur.
 

Yazarın Diğer Yazıları