Hanifi Yavaş

Bir Diriliş Destanı: 18 Mart

Hanifi Yavaş

18 Mart…
Bugün benim doğum günüm.
Biz, millet olarak her 18 Mart ta, kefenimizi giyer, şehadet şerbetini içer ve Rabbimiz katında diriliriz.
İman şuuru ve vatan sevgisi ile yapılan bu kutlu mücadele o kadar büyüktür ki, 
Mehmet Akif'in 
"Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi." diyerek mısralara döktüğü Tevhit savaşçısı ve vatan sevdalısı kahramanların şehadet günüdür. 
107 yıl önce, vatanımıza kasteden emperyalist haçlı zihniyetine karşı millet olarak ölüm kalım mücadelesi vererek tarihi yeniden yazdığımız günün adıdır. 
Vatanımız işgal edilmesin, şanlı bayrağımız yere düşmesin ve minarelerde ezan susmasın diye 300.000 insanın şehadete koştuğu gündür. 
Çanakkale Zaferi, işgal altında bulunan ülkemizde, emperyalist devletlere karşı verilen milli mücadelede, düşmana vurulan ilk ve çok önemli bir darbedir
Emperyalistlerin bu saldırıları hiç bitmedi. Dün olduğu gibi bugün de ülkemize ve milletimize düşmanlık etmeye devam etmektedirler. 
Bu saldırılar her zaman askeri silahlarla olmuyor. Bazen siyasi kargaşalar, bazen toplumsal olaylar ve benzeri yöntemlerle de yapılmaktadır. 
Ülkemizde, her on yılda bir yaşanan darbeler, 80'li yıllara kadar sağ-sol kavgaları, alevi-sunni kışkırtmaları ve Türk- Kürt ayrıştırma gayretleri, bu ülkenin üzerinde yıllarca oynan oyunların bazılarıdır.

Yine, milli  menfaatlerimizi ne zaman korumak için gayret sarf etsek, uygulanan çeşitli ambargolar, ekonomimizi bozmak için oynanan kur oyunları da bu saldırıların değişik şeklidir. 
Toplumun aile yapısını, milli duygularını, manevi değerlerini, ahlaki duyarlılığını, geleneksel temellerini yok etme gayretleri de en önemli saldırılarıdır.
Bugünde görüldüğü gibi etrafımız kuşatılmaya ülkemiz parçalanmaya çalışılıyor. 

Siyonizmin 107 yıl önce Çanakkale’de yapamadığını şimdi etrafımızı kuşatarak yapmaya çalışıyor. 
Siyasi deha Erbakan Hoca, 1994 yılında yaptığı bir konuşmada bu günleri görerek hepimizi uyardı.
"Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye’dir." 

Güneyimizde, Suriye’yi paramparça ederek, önce sınırımızda siyonist güdümlü PKK devleti kurdurup sonrada ülkemizin doğu ve güneydoğusunu bu devlete katmak için planlar yaptığını hepimiz biliyoruz. 

Amerika'nın, Türkiye-Yunanistan sınırı Dedeağaç’ta büyük bir  askeri üs kurarak ülkemizi batıdan da kuşatmaya çalışmaktadır. 
İşte tam da burada, Atatürk'ün dediği gibi, 

"Müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilen" gaflet ve delalet içindeki kimi kişi ve kuruluşların da var oluşu, hepimizin uyanık davranarak, Çanakkale ruhu ile bu emperyalist ve içerideki işbirlikçi saldırıları püskürtmek zorundayız. 

18 Mart Çanakkale ruhu ile 15 Temmuz da içimizdeki hainleri hezimete uğrattığımız gibi bundan sonrada siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri her türlü planlarına ve saldırılarına hazır olmalıyız. 

Rabbim  bu milleti bir daha Çanakkale gibi destanlar yazdırmaya mecbur bırakmasın.
Bu vesile ile bu aziz vatanı, şehadetleri ile bize miras bırakan şehitlerimizi rahmet ve minnet ile anıyoruz. 
Mekânları cennet olsun.
 

Yazarın Diğer Yazıları