Günümüzde tüketicilerin mal ve hizmet alımlarında karşılaştıkları sorunların çözümünde
başvurdukları en önemli kurumlardan biri Tüketici Hakem Heyetleridir. Bu heyetler, belirli bir
parasal sınırın altındaki uyuşmazlıklarda, mahkemeye gitmeye gerek kalmadan, hızlı ve
masrafsız çözümler sunar. Ancak heyet kararları her zaman tarafların beklentilerini
karşılamayabilir.
Böyle durumlarda, karardan memnun olmayan tarafın dava açma hakkı doğar.
Bu makalede, Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı dava açma süreci, dikkat edilmesi
gereken süreler, yetkili mahkemeler ve dava usulü ele alınmaktadır.
Tüketici Hakem Heyeti ve Görev Sınırı
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında faaliyet gösteren Tüketici
Hakem Heyetleri, belirli parasal sınırın altındaki tüketici uyuşmazlıklarına çözüm üretir. 2025
yılı itibarıyla bu sınır 104.000 TL olarak belirlenmiştir. Bu tutarın altında kalan uyuşmazlıklar
için tüketiciler, ikamet ettikleri yerdeki hakem heyetine ücretsiz olarak başvurabilir. Kararlar,
bağlayıcı olmakla birlikte mahkeme kararı niteliği taşımamaktadır; ancak ilamlı icra takibine
konu edilebilirler.
Karara Karşı Dava Açma Hakkı
Hakem heyeti kararı taraflardan birinin aleyhine sonuçlanabilir. Bu durumda tüketici ya da
satıcı, karara karşı 15 gün içinde dava açabilir. Bu süre, kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten
itibaren başlar ve hak düşürücü niteliktedir. Süresi içinde açılmayan davalar reddedilir.
Dava açma hakkı her iki tarafa da tanınmıştır. Yani sadece tüketici değil, satıcı veya hizmet
sağlayıcı da karara itiraz edebilir. Açılacak dava, klasik anlamda bir temyiz değil, iptal davası
niteliğindedir.
Yetkili ve Görevli Mahkeme
Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı açılacak davalarda görevli mahkeme, Tüketici
Mahkemesi’dir. Ancak tüketici mahkemesinin bulunmadığı yerlerde, Asliye Hukuk
Mahkemesi bu sıfatla görev yapar. Yetkili mahkeme ise tüketicinin yerleşim yeri ya da satıcının
yerleşim yeri mahkemesidir. Taraflar bu iki mahkemeden birinde dava açabilir.
Dava Usulü ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Dava dilekçesi, kararın iptali talebiyle hazırlanır. Dilekçeye, Tüketici Hakem Heyeti kararı ve
başvuru evrakları eklenmelidir. Dava harca tabidir; ancak tüketiciler, maddi durumları
elvermediği takdirde adli yardım talebinde bulunabilir.
Mahkeme, dosyayı inceler veya hakem heyeti kararını iptal eder ya da onaylar. Karar, taraflarca
istinaf edilebilir. Dava açılmış olması, kararın icrasını kendiliğinden durdurmaz; bu nedenle
mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilmesi gerekebilir.
Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı dava açmak, taraflara yargı denetimi yoluyla hak
arama imkânı tanır. Bu süreç, belirli usul kurallarına bağlıdır ve özellikle 15 günlük süre içinde
işlem yapılması büyük önem taşır. Görevli ve yetkili mahkemeye doğru başvuru yapılması,
dilekçenin eksiksiz hazırlanması ve gerekli belgelerin sunulması, davanın sağlıklı ilerlemesi
açısından kritik rol oynar. Tüketici ya da satıcı konumundaki kişilerin, bu süreci doğru
yönetebilmesi için gerekirse bir hukukçudan destek alması yerinde olacaktır. Böylece, hem
bireysel hakların korunması hem de tüketici hukukunun etkin şekilde uygulanması sağlanmış
olur.