Lafı hiç eğip bükmeden bu şehrin en büyük sorununu açıklıyorum.
Hazır mısınız?
Aha da açıklıyorum:
“Birbirimize sahip çıkmıyoruz,
Bir avuç kalitesiz, ilkesiz, omurgasız ve yeteneksiz azgının sesi, bin avuç güzel insanın sesini bastırıyor,
Kıskanç insanlar liyakat sahibi insanları itibarsızlaştırmaya çalıştığında susuyoruz,
Yeni ve güzel sözü perdeliyoruz,
Aynı sözlerle, aynı düşüncelerle, aynı kişilerle şehrin geri kalmışlığına isyan edenlerin aslında en büyük sıkıntımız olduğunu göremiyoruz,
Namuslu insanlara iftira atan namussuzlara sessiz kalıyoruz,
Haz çığlığı atarcasına dedikodu yapanları hayatımızdan çıkartmıyoruz,
Zübük’leri kahraman yaparken bu şehri gerçekten seven insanların kıymetini bilmiyoruz,
Aşına/ekmeğine kul hakkını bulaştırıp haksız rantının binde birini garibanın sofrasına bin bir reklamla atanlara haramın hayrı olmaz diyemiyoruz,
Sakil adamları akil ilan ederken, akil adamları sahipsiz bırakıyoruz,
En acısı da ne biliyor musunuz?
Biz aslında birbirimizi sevmiyoruz!”
****
Belki galat-ı meşhurdur, belki gerçektir, bilmiyorum…
Bir baloda zamanının çok ünlü ve güzel bir kadını Albert Einstein’ın yanına gitmiş ve şöyle demiş:
“Düşünsenize, sizinle birlikte olsak ve doğacak çocuğun güzelliği bana, zekâsı size benzese ortaya ne muhteşem bir çocuk çıkar!”
Einstein de şu cevabı vermiş:
“Düşünsenize, sizinle birlikte olsak ve doğacak çocuğun zekâsı size, güzelliği bana benzese ortaya nasıl bir çocuk çıkar?”
****
Ahlak gibi yüksek bir erdemin zehirli dillere pelesenk olması çok tehlikelidir. Ahlakın, ahlaksız bir dille nikâhında ortaya çıkacak sonuçlar çok yıkıcı olabilir.
Bir İhsan Tarakçı olmasa da, ahlak felsefesinin önde gelen isimlerinden Franz Kafka'nın ''Aforizmalar'' adılı kitabında ''İyi'' ile ''Kötü'' kavramları geniş yer tutar. Kafka, ''iyi bir bakıma rahatsızlık vericidir'' sözünde de belirttiği üzere dünyadaki mutlak gücün kötülük olduğunu ifade eder. Ona göre insanın iyi bir varlık olması için kendini gerçekleştirebilmesi gerekir. Kendini gerçekleştirmenin biricik yolu ise toplumdan uzaklaşmak ve yalnız kalmaktır.
“Uzaklaşmak ve yalnız kalmak…”
Ne kadar tanıdık bir tespit değil mi?
Bizim memlekette iyi, ahlaklı, dürüst, yetenekli bir insan gözlerden uzak, bir köşede kendi hayatını yaşıyorsa ahlaksız ahlakçılar için tehlike arz etmez.
Ne zaman söyleyecek bir sözüm var diye ortaya çıkarsanız işte o zaman ahlaksız ahlakçılar için av mevsimi başlamış demektir.
****
Peki çözüm ne?
Bu şehri kirleten insanlar en çok “cesaretten” korkarlar.
Cesur olacağız,
Söyleyecek sözü olan susmayacak,
Kirli insanların temiz insanları kirletemeyeceğini anlayacağız,
Onursuzca iftira atıp bu şehrin enerjisini tüketenlerin aslında en korkak kişiler olduğunu anlayacağız,
Ve asla korkmayacağız…
Çünkü bu şehri güzel ve anlamlı kılanın, içinde yaşayan yüz binlerce güzel insanın olduğunu unutmayacağız…
Allah C.C., Kuran-ı Kerim’de insana “ihsan” diye hitap eder.
İhsan, güzel düşünüp güzel yapan…
Güzeli düşünüp, güzeli yapanlara selam olsun!
