Ülkemizde en çok konuşulan ve tartışılan konunun siyaset olduğu çok açık bir gerçektir. Zira siyasi seçimler dünyadaki birçok ülkede bizdeki gibi yüksek katılımlı ve yoğun heyecanlı geçmez. Milletimizin sabaha kadar merakla seçim sonuçlarını ekranlardan takip etmesi de bunun bir başka göstergesidir.
Tabii böyle olunca ülkemizde siyaseti yönetenler ve siyaset yapanlar da zaman zaman tiyatro sahnelerini aratmayan oyunlar sergilemektedir. Gelin hep beraber bu oyunları inceleyelim.
Siyasetteki birinci tiyatro sahnesi temayül yoklamalarıdır. Hemen her parti, seçilecek olan aday adaylarını belirlemek için temayül yoklaması yapar. Temayül yoklamasının esası en fazla oyu alanların aday yapılması şeklindedir. Ancak gelin görün ki nedense temayülde en fazla oyu alan çoğu zaman aday yapılmaz. İlimizde bir siyasi partide siyaset yapmak isteyen bir bayan, neredeyse her temayülde birinci çıkmasına rağmen nedense bir türlü aday yapılmaz. Bu durum birçok partide böyledir. Yani temayül yoklamaları tiyatrodan öteye geçmez.
İkinci tiyatro, siyasi parti merkezlerinde yapılan mülakatlardır. Sözüm ona kendi siyasi görüşüne yakın, birikimli donanımlı ve ülkeye en iyi hizmeti yapacak kişiyi seçmeye yönelik yapılan mülakat tam bir fiyasko ile sonuçlanır ve o siyasi partinin felsefesinin yanından geçmemiş hatta o partiye en şiddetli, en galiz eleştiriyi yapmış kişiler aday yapılır. Ya da akçeli işler devreye girer birileri tepeden inme aday yapılır. Hatta mülakat yapılsa bile adaylar haftalar önceden bellidir. Burada da yine bir tiyatro oynandığı 28. Dönem aday adaylığım esnasında bizzat yaşadığım tecrübeyle sabittir.
Bir başka tiyatro da il yönetimlerinde oynanır. İl başkanlığı, kadın kolları, gençlik kolları gibi il yönetimleri güya aday belirlenmesinde görüş belirtiyorlar. Ama kale alan yok. Genel merkez her zaman bildiğini okur. Falan kişi çok bilgili ve donanımlıymış, dava adamıymış, şehrine ve ülkesine çok katkılarda bulunmuş gibi artılar hep kimsenin umurunda değildir. Hele hele genel merkezin hiç umurunda değildir. Üstelik parti lideri, “Ömerler ve dava adamları aranıyor” diye seçileceklerde hangi vasıflar olacağını bile bazen ortaya koyarlar. Ve fakat parti liderini takmayan A Takımı bildiğini okur. Bugüne kadar hep böyle oldu.
Aday adaylarının sıralaması da ayrı bir tiyatrodur. Bazen bir bakıyorsunuz en kaliteli aday adeta seçilmesin diye listede en sona konulmuş. Nerde beceriksiz, iş bilmez, konuşmaktan aciz biri varsa, listede ona yer verilmiş. Nitekim seçim olur bakarsınız ki sizin uğruna oy verdiğiniz kişiler seçilememiş, şehrine ve ülkesine katkısı olmayacak birileri seçilmiş.
Siyasette tiyatro bitmez, seçilen kişilerin hemen yaptığı ilk iş il başkanından tutun da bütün ildeki yönetimi ele geçirme operasyonunu başlatmalarıdır. Hatta öyle ki eğer birkaç tane vekil varsa, bu konuda hepsi ayrı ayrı operasyon başlatırlar. Nihayet biri başarılı olur ve sonraki dönem tekrar vekilliği nasıl garanti ederimin derdine düşer.
Bazıları vekil seçilip meclise kapağı atınca bu defa seçmenler üzerinden tiyatrolarını oynamaya başlarlar. Seçilmeden önce “kapım herkese açık, “Ankara’da da bir kardeşiniz var” gibi beylik laflar kurarlar. Ama vatandaş aradığında ya ulaşılmazdır ya da toplantıda olduklarını ifade ederler. Hatta bazıları vatandaşla yan yana yürürken kameralara bakıp bir yerleri arama numarası bile yaparlar.
Bazen de mecliste tiyatro oynanır. Bazı vekiller diğer vekillere; sucuk, bal, peynir, fındık, fıstık gibi memleketlerinin meşhur ürünlerini güya bedelini kendileri ceplerinden harcayarak hediye ederler. Ama dünya küçük cinsinden olduğu için mumları yatsıya kadar bile yanmaz ve belediyeler hemen faturaları kendilerinin ödediğini basın yoluyla ifşa ederler.
Bazı vekiller de ihale tiyatrosu oynarlar. Kendi partilerinden seçilen belediye başkanlarına; ya kendi şirketlerine ya da çocukları, kardeşleri gibi yakınlarına ihale verilmesi için onları tehdit etmeye başlarlar. Başlarlar ve ardından onların da foyası meydana çıkar ve basın yoluyla rezil rüsva olurlar.
“Artık yeter şiştik” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, siyasette daha birçok tiyatro oynanıyor. Ama hepsini bu köşeye sığdırmak elbette mümkün değil. Zaman zaman yeri geldiğinde elbette konuyu gündeme getirmeye devam edeceğiz. Şimdilik burada duralım isterseniz.