Cemil TURGUT

Milli Devlet Refleksleri

Cemil TURGUT

İki bin yıllık Türk tarihinde başta devletlerin yıkılması ve ara darbeler olmak üzere birçok kırılma noktası olmuştur. Buna rağmen Türk Milleti her zaman bir yapı tarafından korunmuş ve devletleşme süreci bu güne kadar devam etmiştir.

Bazı kesimlerin Ak Saçlı ya da Ak Sakallı dedikleri bu yapı zor zamanlarda Türk Devletleri için hep bir çözüm üretmiştir. Kimilerinin komplo teorisi olarak nitelendirdiği bu yaklaşımın sağlamasını buyrun birlikte yapalım.

Avarlardan, Göktürklere, Uygurlara, Karahanlılara, Gaznelilere, Selçuklulara ve nihayet Osmanlılara kadar birçok devletin kurulmasında bu yapının belirleyici olduğu izahı mümkün olmayacak kadar açıktır. Zira adı geçen devletler yıkılmış ama Türk Milletinin yok olmasına asla izin verilmemiş ve mutlaka yeni bir Türk devleti kurulmuştur.

Özellikle 1839 Tanzimat fermanının ilanıyla çöküşü hızlandırılan Osmanlının ardından emperyalistlerce neredeyse her noktası işgal edilen Anadolu’dan milli mücadele sonucunda yeni bir devletin doğması tesadüf olmamalıdır. Yeraltı ve yer üstü kaynaklarıyla büyük zenginliğe sahip olan ülkemizin kurtuluşu ancak bir mucizeyle mümkün olabilirdi. Ve fakat bu yapı sayesinde yeni bir Türk devletinin kurulmasına engel olunamamıştır.

Son yetmiş yıllık Türk tarihinde de başta ABD ve Avrupa ülkelerinin arkasında olduğu darbeler olmak üzere birçok badire atlatılmış ve devletimiz tüm bu zor zamanlardan güçlenerek çıkmıştır.

Konuyu yakın tarihimize taşıyarak son çeyrekte yaşanılan siyasi süreci değerlendirelim. İlk olarak, okuduğu şiir yüzünden siyasi hayatı bitirilmeye çalışılan, hatta “muhtar bile olamaz”  denilen Tayyip Erdoğan'ın, Ak Partiyi kurması ve Türk siyasi hareketine yeni bir yön vermesini aklımızda tutalım. Siyasi yasaklı olarak kalacakken birden bire Deniz Baykal'ın Erdoğan'a milletvekilliği kapısını açması ve ardından Erdoğan'ın başbakan olması kanaatimizce milli devlet refleksidir. Bu tablo bize siyasi sıkışıklığı geçiştirmenin daha mantıklı olacağını düşünerek Erdoğan’a yol vermesi adına Ak Saçlı denilen bu yapının bir hamlesi olduğu ve Deniz Baykal’ın milli biri olduğu noktasında bir ipucu da vermektedir. Zira Deniz Baykal, ABD ile iş tutan bir yapının komplosuyla CHP’nin başından uzaklaştırılmış ve yerine de sürpriz bir isim olan Kılıçdaroğlu getirilmişti.

Sonraki süreçte 27 Nisan E-muhtırasının savuşturulması, Ak Parti'nin cumhurbaşkanı seçiminde Devlet Bahçeli’nin takındığı müspet tavır sonucu Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi ve Ak Parti’nin kapatılması davasının Ak Parti lehine sonuçlanması da yine kanaatimizce bahsi geçen yapının milli devlet refleksi gibi duruyor.

15 Temmuz darbe girişiminin atlatılmasında toplumun bütün kesimlerinin canhıraş mücadelesi ve Devlet Bahçeli ile Doğu Perinçek’in Tayyip Erdoğan’ın sağına soluna oturtulmasını da ancak bununla izah etmek mümkündür.

Savunma sanayisine özel bir önem verilerek devletimizin emperyalistler karşısında uzun vadede daha güçlü hale getirilmesi çabası da yine ortak aklın eseri diye düşünüyoruz.

En nihayet milliyetçi muhafazakâr ve ulusalcı yapıların( Ak Parti, MHP, BBP, Vatan Partisi) yer aldığı zeminde bir ittifak oluşturmak da bu yapının eseri olsa gerektir.

Bütün bunları alt alta topladığımızda kanaatimiz odur ki, Devletin içindeki bu köklü aklı selim yapı bu tabloyu şimdilik böyle uygun görmüş olabilir. Zira amiyane tabirle en az altı yedi defa kuyuya düşen Tayyip Bey’in bir şekilde bu kuyulardan çıkarılmasının başka bir izahı yoktur.

Burada bahsi geçen yapı, üç beş paragöz menfaatçinin kendilerine derin devlet süsü vermesi sonucu ortaya çıkan yapılar değil. Burada sözü edilen şey, milletimizin entrikalardan uzak tutulması ve devletimizin sürekliliğini sağlamak için tarihin derinliklerinden günümüze akseden bir yapıdır.

Ayrıca burada dile getirdiğim düşünceler tamamen samimi, inandığım düşüncelerdir ve sadece beni bağlar. Bu bağlamda kıymetli okuyucularımın makul, hakaret içermeyen eleştirilerine açık olduğumu ifade etmek isterim. Selam ve dua ile.
 

Yazarın Diğer Yazıları