Bilindiği gibi 31 Mart 2024’te tüm Türkiye'de yerel seçimler
yapılacak. Neredeyse son düzlüğe de girildi artık. Parti liderleri
büyük öz verilerle il il gezmeye devam ediyorlar. Liderler içinde en
yaşlı lider olan Ak Parti lideri cumhurbaşkanımız da ilerlemiş yaşına
rağmen bir oy için koşuşturup duruyor.
Peki koşturuyor da ne oluyor. Tabir yerindeyse kaşıkla topladığını; il
teşkilatları, vekiller, genel merkezden gelen ve birilerinin
gölgesinden çıkamayan kendini nimetten sayan bazı zatlar kepçeyle
dağıtıyor. Bu kanaate halktan duyduklarımızla vardığımızı ifade
edebiliriz. Çarşıda pazarda, markette alışveriş yaparken, otobüste,
minibüste yolculuk yaparken, çay evlerinde, sohbet mekanlarında
konuşulanlardan edindiğimiz intibalardır.
Vatandaşın, Reis’in gölgesinde siyasi hava atanlara karnı tok.
Televizyonları peşlerine takıp sözüm ona seçim çalışmalarına
katılanları vatandaşlar görmek istemiyor. Vatandaş, bunları sanki bir
gayretin içindeler havası yaratıp, yeniden vekilliği garantileme
peşindeler diye görüyor. Dertlerinin başkan adayına oy toplamak ya da
memleketlerine hizmet etmekten ziyade kendi yerlerini garanti altına
almak istiyorlar.
Öyle ki eğer sözü edilenler ortalıkta olmasa, bunların itici tavırları
olmasa vatandaş rahatlıkla başkan adayına oy verecekken, malum
şahısların yüzünden oy vermeyeceklerini ifade ediyorlar. Başkan
adaylarının seçim sürecinde yalnız başlarına gezmelerinin kendileri
için daha iyi olacağını ifade ediyorlar. Ne yazık ki adaylar da halkın
tepkilerine kulak asmadan malum kişilerle seçim çalışması yapmaya
devam ediyorlar. Yazık adayların oluyor gayretlerine.
Öte yandan başkan adaylarının da katıldıkları programlarda “ehliyetsiz
araba kullandım” gibi pot üstüne pot kırmaları, maksadını aşan
cümleler kurmaları da işin bir başka yönü. Reis hangisini toparlasın?
Yani Reis yetmiş yaşında yemiyor, içmiyor, uyumuyor, kar kış, tehlike
demiyor Türkiye’yi geziyor bir oy bir oydur vehmiyle. Ama sözüm ona
Reis’e destek olmak için yanında bulunanlar onun topladığını hoyratça
harcıyorlar. Bir köşe yazarının ifadesiyle ne yazık ki Reis’in yanında
kala kala bir avuç gerçek dava adamı kaldı.
Hakikat bu iken Reis neden bu duruma sessiz kalıyor. Olup bitenlerin
farkında değil mi? Kanaatimizce çok yoğun olduğu için bazı şeyler ya
gözünden kaçıyor ya da birileri her şeyi güllük gülistanlık
gösteriyorlar. Zaten adam bir taraftan terörle mücadele ediyor, bir
taraftan Gazze, bir taraftan, Rusya- Ukrayna savaşı bir taraftan
savunma sanayinin çalışmalarını organize ediyor bir taraftan dünya ile
uğraşıyor bir de bunlarla mı uğraşsın?
Dememiz o ki Reis’in yanına 94 ruhunu taşıyan gerçek dava adamlarından
oluşan yeni bir ekiple yola devam etmesi lazım. Zira bu seçimlerde
büyük gayret gösterenler olmasına rağmen tablo sanki bazı sürprizlere
gebe gibi.