Nedir bu dillere pelesenk olan "anda kalmak"?
Severek ve zevkle okuduğum bir yazıda şuna dikkat çekiliyordu. Bir yılda hiçbir şeyin yapılamayacağı iki gün vardır, biri dün diğeri ise yarındır. İşte benim için anın ve şimdide olmanın anlamıdır bu.
Geçmişin ‘keşke’lerinden ve geleceğin kaygılarından sıyrılmış bir bugündür bize kalan.
Günümüzde konsere giden seyircileri düşünelim. Gözümüzün önüne ilk gelen ne olur? Muhtemelen ellerinde telefonla sanatçının resmini ya da videosunu çekenler gelir.
Bu durumun, evde oturup konser kaydını telefondan izlemekten farkı nedir ki? Biz keyif almayı mı unuttuk yoksa?
Yoğun ve yorucu bir günün ardından işten eve geldik diyelim. Yemek hazırlarken o esnada bir dolu düşünce yumağına saplanıp kalıyoruz. Çocuğun derslerinden tutun, yarın ne giyeceğimize, evin temizliğinden iş yerinde nasıl terfi edeceğimize dair yığınla düşünce hücum ediyor zihnimize.
Bunları düşünürken yemeğe oturmuş, soluklanmadan sosyal medyada video açıp aşağı doğru kaydırırken birkaç lokmayı da araya sıkıştırmıyor muyuz?
Lezzet almak, keyifli bir anı yaşamak nerede kaldı peki? Bütün bunlar aslında anda kalmamaya birer örnek. Siz bu yazıları okurken dahi birçok ‘an’ uçup gidiyor, geçmişte kalıyor bile…
130 km hızla giden bir araç düşünün. Yolda giderken etraftaki güzellikleri görmek, hissetmek ve yaşamak istersiniz değil mi? Oysa bunun için fazla süratlisinizdir. Düşüncelerimiz de böyledir. Zihin; sürekli geçmiş ve gelecekle doluyken, şimdideki ve andaki güzellikleri görmekte zorlanabilir. İşte bizler, bu düşünce yükünü azalttığımız ölçüde anda kalır anı yaşarız.
“Anda kalmaya çalışıyorum fakat sürekli zihnimde başka düşünceler beliriyor, kafam bambaşka yerlere gidiyor” diyorsanız bilinçli olarak anda kalma egzersizlerine başlamanızı öneririm.
Gün içinde özellikle bir meşguliyet seçip o meşguliyetteki hareketlere odaklanmaya gayret edin. Bu bulaşık yıkamak da olabilir, bulaşık süngerini köpürtüşünüzü izlemek ve sadece bunu düşünmek de olabilir . Zihin mutlaka başka düşüncelere kayacaktır ama yılmayıp usanmadan tekrar tekrar odaklanmak gerekli bu egzersize.
Beş duyu organımızla o anda kalmaya ve şimdide yaşayama çalışın. Unutmayalım ki ‘an’ bize sadece mutluluk, neşe ve daha nice güzellikler getirmek zorunda değil. Belki anda kalırken üzüntü de duyabiliriz. Ama bilmeliyiz ki andayken yaşamamız gereken bir keder varsa dahi bu geçmiş ve geleceğin üzüntüsünden çok daha gerçektir.
Yorumlar 1
Beytü-l rüya 16 Şubat 2024 11:36
Değindiğiniz konu modern dünyadaki yerimize bakılarak ele aldıgımızda çok önemli olduğunu düşünmekteyim , gençlerimiz geleceklerine ve geçmişine takılı bir şekilde yaşamakta bende sizin gibi düşünüyorum ek olarak anda kalmanın önemini vurgulayarak gelecekteki sentezledigimiz olaylarla şimdiki zamanda gelecege emin adımlarla yürümeninde önemli olduğunu düşünüyorum. İyi çalışmalar dilerim , anda kalmanız dileğiyle... Geçmişten ve gelecekten ...