Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Yürekten Gelen Sözler

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Hoyratla dağlar, vadiler aşarız
Fırat misali bereket taşırız
Vatan imandır, aşktır, yürektir
Gönlümüzle coşa coşa yaşarız

BAHAR DAĞIT!
Âleme tebessümle, sadaka dağıt
İçindeki tasayı bir bir dağıt
Tevazuunla kanat aç, gönüllere;
Gönüller kapısından, ‘bahar’ dağıt
Bahar, “yeşil, huzur, çiçek, uygarlık”
Rüzgâr ol âleme, ‘esenlik’ dağıt

SABIR ZIRHI
Bilmem, nasıl anlatayım kendimi!
On dört Eylül’de dünyaya gelmişim
Her anı, ‘hüzne tebessüm edişim’
Sabır zırhıyla güne uyanışım
Geleceğe cüretle yürüyüşüm
Bir işten diğer işe koşturmam
Yürek yarışına döndü hayatım!

SİYASET Mİ?
Siyaset mi, “hamle üstüne hamle”
Kaskatı taşları işliyor damla
Marifetten nasibini almışsa;
Arar hikmeti, insanoğlu mumla!

PERŞEMBENİN GELİŞİ
Perşembenin gelişi Çarşamba’dan;
Belli olur der ecdat, ‘feraset’
Dünü iyi oku, her hamlene ders!
Yeneceğin en büyük düşman; ‘haset’

EĞRİYE DOĞRU DEMEK
Doğruya, doğru demeli, eğriye;
Eğilir, “şerre dua eder gibi”
Bakakalan gözler eza veriyor
“Ekseni kayan dünya” ceza gibi
Belâlar, baharda soğuyan düşler!
Düşler, aynaya düşen resim gibi

BİR TOHUMDA
Besmeleyle toprağa tohum eker
Bir tohum, ‘kâinat dersine’ nazar
İlahi, kabirden ruhumu çeker!
Mahşer günü, ‘elemler katar katar’
Vebalimi nasıl da alır, kantar!
İnşallah Rabbim, ‘rahmetiyle tartar’
Bir tohumda kâinat iksiri yatar

DERT ÖĞÜTÜR
Derinden bir, “OY” çekerim yanlışa
“Yanlış hesap Bağdat'tan döner” derim!
Dönmezse derdimi eker, içime;
İçimde yangın, derdimle halleşir
Sabır değirmen, ‘dert öğütür’ derim!

İBADET
İbadet, ‘ruhumun sükûna erişi’
“Bir ben varım, benden içeri” duruşu
Akarsu gibi sürekli durulanışı,
Damarlarımdaki kanın, “ya Hâk” deyişi
Erenler bilir, o vuslat halini!
Tâ ezelden beri, zikri, secdeyi

GECENİN YARISI
Gecenin yarısı, ‘uyku nöbette’
Bekler sancılarım, fikir kıvamda
Gün doğmuş, gün batmış; hesapta değil
Bir deruni tefekkür ikliminde

SABIR
Sabır, ‘hayatımda kilit, anahtar’
Acele işlerde, Rabbimden ihtar
Bir ömrün karekökünde; “Ya Sabır!”
Rüzgâr kadar sakin, tevazu kantar!

İSRAF
İlimsiz hayat, fikirsiz söz; israf!
Sarfı nazardır, halleri itiraf
Resmeder aynalar suretini;
Âdem odur, kendi içinde sarraf!
Fırsatı, ferasetle işler maruf…
İsraf, “hayatı zehir eden” tarif

Yazarın Diğer Yazıları