Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Yıldızlar Kayarken

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Ocak ayının 13, 14 ve 15’ini bir ürkek ceylan gibi çekerim!
Yıldızların aramızdan kayması o kadar zor ki!
İfade edebilecek cümle kurmaktan bile zorlanıyorum.
Ölüm! Solan bir gülü, bülbülün feryadını düşünün!
Hele kahramanların aramızdan ayrılmaları…
13 Ocak 2012 tarihinde KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın aramızdan ayrılmaları!
Rahmet mekân, Kıbrıs’ta verilen mücadelede örnek aldığı; 
“Bu milletin İstiklal Mücadelesi tarihidir!” 
Her türlü zorluğa, her türlü ifsata; ‘gönül dünyasını Anadolu’ya açtı’
Elazığ Şehri, 2003 Yılı Türk Dünyası Hizmet Ödülünü, “K.K.T.Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Denktaş’a verecekti!” O ödül töreni hafızalardan hiçbir zaman silinmez, silinmeyecektir!
Şener Bulut, Murat Kuşçubaşı ile birlikte K.K.T.Cumhuriyetinde, Denktaş’a ödülü takdim ettik.
Ödülün gerekçeli kararını okurken, ‘bir elim Denktaş’ın elindeydi’ Yürekten gelen bir sesle; “Anadolu insanı sizlere güveniyor, sizlerle birlikte…’  O sese, her zaman kalbi müteşekkir olduklarını, ‘hiçbir zaman yalnız olmadıklarını…’ Anavatan’la birlikte yol yürüdüklerini belirtiyorlardı. Bir dörtlüğümüzde rahmetli Denktaş için şöyle seslenecektik;
 “Vatanımdan esen rüzgâr gibisin
Yemen türküsüne çağrı gibisin
 Kıbrıs’ım Anadolu’nun bağrı gibisin
 Hüznümü yıkayan pınarlar akar”

Gazi Atatürk ne diyorlardı; 
 “Dil bir köprüdür... İnanç bir köprüdür... Tarih bir köprüdür... 
Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz. 
Bizler elbette ki, Kafkaslara, ‘Anayurduna…’ 
Balkanlara, ‘Evlad-ı Fatihan Yurduna…’
Mavi Vatan’ın hürriyet limanı, “Yavru Vatana…’  gönül köprüleri kuracaktık.
14 Aralık Tarihi, Bir civan yüreğin aramızdan ayrılış tarihi…
“Elmas Yıldırım…” Bakü ile Elazığ arasında tarihi köprüler inşa eden, ‘vatan ve hürriyet şairi’
1907 Yılında Bakü’de, ‘Gala…’ ismiyle anılan bir yörede doğan şairimiz;
Malatya’nın, ‘Kale...’ yöresinde, Baki Âleme yürüyeceklerdi.
Elmas Yıldırım için yazdığımız bir şiirimizde şöyle diyorduk;
“Gala’dan Gala ’ya köprü kurmuşum
Her iki Gala; yüreğim, can evim
Vatan sevgisi, imanım demişim
Tutuşturur tüm cihanı alevim”
Azerbaycan’ın ‘İstiklal Marşı Şairi’ Ahmet Cevat şöyle seslenir;
“Soranlara ben bu yurdun,/Anlatayım Nesiyem;
Ben çeynenen bir ülkenin/ “Hak!” kışkıran sesiyem” 
Mehmet Emin Yurdakul ne diyecekler;
“Mazlumların intikamı olmak için doğmuşum!”
Elmas Yıldırım’a ithaf ettiğimiz bir şiirimizde şöyle sesleniriz;
 “Gurbet dolu sancı
İçim yorgun be hancı
Yüzler bana yabancı
Gözlerim sürgün bakar
Yürek ağlar vatan sızlar
Vatan ağlar yürek sızlar
Yüreğim vatan çarpar
Elmas Yıldırım’ın ideali, ‘Turan’dır, ‘Türk Birliğidir’ 

O yürekli idealin bir diğer, ‘çilekeş şairi’ Ahmet Tevfik Ozandır. 
İnancımız bizlere öncelikle, “Hakkı” ve “Sabrı” tavsiye eder.
Öyle ki, günün beş vakit namazını dahi, ‘sabırla eda ediniz’ buyurur.
Şunu özellikle ifade etmek isterim, ‘günümüz nesli…’ kendilerine, ‘Rol- Model insanlar’ seçsinler.
Hayatın, ‘mücadele’ olduğunu bilelim.
Akıl, azim, irade,  şuur, kararlılık, sağduyu… Her birini bir araya getiriniz!
Bütün sıkıntılara, bütün ezalara, zorluklara rağmen, ‘başaracağım’ 
O azim ve kararlılıkla; korkuların üzerine, üzerine imanla, ihlasla, tevekkülle giden bir kahraman!
Sözleriyle, sohbetleriyle, çevresinde öyle bir hale oluştu ki, “biz buna sevda okulu” diyoruz.
Ahmet Tevfik Ozan için kaleme aldığımız bir ‘akrostiş şiirimizi’ paylaşmak istiyorum
“Ayın on beşi, Ocak soğuğunda
Haber salındı, ‘şiir göçtü’ diye
Martılar uçtu, buzluk bağlarından
Efkâr rüzgârı, göğüs kafesinden
Toz bulutu gibi, kalkarak yükseldi!
Ozanlar yasta, ayrılık yaman hey!
Zaman hey! Kayar ufkumun yıldızı
Akşam hüznü, şafak kızıllığında, 
Nazar eder söz, edep tuvalinde…”

Yazarın Diğer Yazıları