Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Yanlışlar

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sorgularken de, eleştirirken de, ‘makul…’ olalım!
Öncelikle, ‘ülkem ve ülkemin insanı…’ diyelim!
Her şeye, har şarta rağmen birlikte hareket etmesini de bilelim!
İç ve Dış haberlere bakıyorsunuz… Bunları nasıl yorumlarsınız?
Gelişigüzel mi, yoksa haber kaynağına giderek mi?

Ankara’da, 36 saat nöbetten dönerken kaza geçirerek hayatını kaybeden doktorumuz!
Burada büyük bir vebal var! 
Öyle bir vebal ki, “insana değer vermiyoruz!” 
Şu kâinat, “insan için yaratılmıştır!”
Bakara Suresi 29 ayette şöyle buyrulur;
“O (Allah) ki; yeryüzündeki şeylerin hepsini sizin için yarattı,
Sonra (kudret ve iradesiyle) göğe yönelip, onları da yedi (kat) gök olarak düzenledi.
O, (her şeyi bilen) Âlim’dir.” 
Milletçe, ‘yanlışların üzerine…’ birlikte gidelim!
Gayemiz, hedefimiz, ilkelerimiz nedir, “insanı yaşatacağız!”
“Vebal Kimin” dörtlüğümüzde ne diyoruz;
“Yorgun düşer doktorum günaşırı
Kazaya kurban gider vebal kimin?
İtidal der inancım, gitme aşırı
İnsaf der, yasını tutar Hekim’in” 
***
Koronavirüs Verilerine bakıyor musunuz?
24 Ekim 2021 tarihinde, “338 bin 536 test yapılıyor.
Yapılan bu testlerden, “24 bin 792’si pozitif çıkıyor!”
Hala, her yüz kişiden, 7,3’leri pozitif çıkıyor… 
Aynı gün Virüs sebebiyle, “195 kişi hayatını kaybediyor…”
Yanlışlar, ‘bizlerden kaynaklanıyor’
Öncelikle belirtilen, “14 korunma şartına uymuyoruz!”
Bunların en önemlisi de, “maske, mesafe, kalabalık veya kapalı yerler!”
Sözün özü, ‘kimsenin vebalini almayalım’ 
Yazıktır efendim!
***
Sinirlerimizi en fazla geren bir vaka, Ordu İlimizde yaşandı…
Orduspor ile Kırıkkale arasındaki maçta sahaya aralarında Kur’an’ı Kerim’den ayetler yazılı,
Ve Türk bayrağı parçaları bulunan konfetiler atılması!
Bu sadece, ‘göz altılarla yetmez’
Ahlaki ve psikolojik problemler sıkıntılar meydana getirmeye başladı!
Bunlar, “aklıselim insanların yapabileceği işler değil!”
İnsanımızı, inancımızı, vicdanlarımızı yaralayan vahim bir durum!
Ahlaki çöküntü, çürüme, pörsüme, kokuşma… 
Elbette ki, “Ey anne babalar…” diyeceğiz! 
Elbette ki, “Okullarımız…” diyeceğiz!
Elbette ki, “Ne oluyor?!” diyeceğiz!
Üzüntü verici vahim bir tablo…
***
Diplomasi Nereye Diyeceksiniz?
Demeye de, ‘millet olarak hakkımız var’
Yanlış olan nedir?
“10 büyükelçinin bir araya gelerek bir tutuklunun salıverilmesi için çağrıda bulunması!”
Hangi ülkeler derseniz; “Almanya, ABD, Danimarka, Finlandiya,
Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda…”
Diplomatik ahlakı yerle bir eden bir görüntü…
Sonra ne oldu?
ABD’nin önde gelen gazetelerinden  “New Yok Times…” bu olayın itici gücünü, “deşifre etti!”
Bu vahim olayın arkasında, “ABD Başkanı Biden’ı işaret etti!”
Her halükarda, Mecliste temsil edilen siyasi partiler, “Birlikte bir tepki gösteremezler miydi?”
Ecdat ne demiş, “kol kırılır yen içerisinde!”
Bu milletin, ‘iç siyasetine yabancı müdahale…’ kesinlikle olmamalı/ olamazda…
Bir Dörtlüğümüzde şöyle sesleniriz;
“Türkiye’ye müstemleke gözüyle
Talimat verecek edepsize bak
Ülkeme pusu kuracak sözüyle
Soğuk savaş açacak yüzsüze bak!”
İnancımız, bizlere “Bir ve Beraber Olunuz” diyor;
“İnancım, “bir ol, diri ol, iri ol” der
Birlikte rahmet esintisi hay der
Niye ikilik, ayrılık şaşarım;
Kabında durman fitne taşarım, der!”
***
Yüksek Kur… Yüksek Enflasyon… Pahalılık…
Hayatı, ‘Orta Direk…’ için, çekilmez hale getirdi!
Çalışanlar ve Emekliler için ısrarla; “REFAH PAYI…” diyoruz.
Çalışanlar ve Emekliler için  ‘yılda iki defa…’ yansıtılan zamlarında artık;
Yılda, “yılda dört defa…” refah payı ile birlikte yansıtılmasını teklif ediyorum.
Bu milletin üç büyük düşmanı var, “cahillik, fakirlik, ihtilaf!”
Hadis, “Fakirlik nerdeyse küfür olacaktı!”
Sözün bittiği yerdeyiz…
***
Öğrencilerimiz Devlet Yurtlarında Kalmalı…
2021-2022 Eğitim-Öğretim Döneminde bir şeyler günışığına çıktı;
Başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere, “Devlet Yurtlarının Yetersiz Oluşu!”
Bu ülke de, en büyük yatırım, “insanımıza ve de eğitime olmalıdır!”
Üniversitelerimizin Öğrenci kapasiteleri oranında, “Yurtlar İnşa Edilmelidir!”
Özel Üniversitelere de, “Yurt/ barınma/ ve iaşe mecburiyeti…” getirilmelidir.
Verimli, İstikrarlı, Sağlıklı Eğitim için, Üniversitelerimiz ‘altyapılarını’ hazırlamalıdır.
***
Yaya Geçitlerini Dinleyen Kim…
Özellikle, kalabalık yerlerde, ‘okul mahallinde…’ Yaya Geçitleri daha fazla önem kazanıyor.
Trafik ışıklarının olmadığı yerlerde, ‘sürücüler…’ öncelikle; ‘yol hakkı yayanın’ diyecek!
Bu anlayışı geliştirmeliyiz…
Bir yerde kural varsa, ‘kurallara uymakla mükellefiz…’
Bu bizim öncelikle, insani görevimiz…
Bir şey var ki, “yaya geçitleri dikkate alınmıyor!”

Yazarın Diğer Yazıları