Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Yalan üzerine

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bir kıvılcımın, ‘koca bir ormanı yaktığı…’
Bir sesin, ‘büyük çığların kopmasına sebep olduğu…’
Küçük bir kurtçuğun, ‘bir koca ağacı kökünden kuruttuğu…
Sebepler ve İlletler!
“Kökü yalan olan bir sözün, istikameti ne olur?”
Varın sizler düşününüz…

Müslüman kimdir denildiğinde,
“Dilinden ve elinden emin/güvenilir olan insandır!”
Hucurat Suresi 6 ayette şöyle buyrulur;
“Ey iman edenler! Eğer size bir fasık, bir haber getirirse, onu
araştırın (doğruluğunu anlayıncaya kadar tahkik edin/araştırın).
Değilse bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman
olursunuz
Hadis, “Yalandan sakınınız; çünkü yalan fenalığa, fenalık ise
cehenneme götürür.”

Yalan nedir?
“Aldatmak, kandırmak maksadıyla bilerek
Ve gerçeğe aykırı olarak söylenen asılsız söz…”

YALAN
Yalan, akıl ile dalga geçmektir
Vakti zayi ile zehir içmektir
Kör bir gözle karanlığı çekmektir!
Aldatanlar gönül evini yıkar

YALANCININ NARASI
Dinleyin yalancının narasını,
Açarmış iki kardeş arasını!
Yalan kılıfına sarılan dünya;
Dökermiş iki de bir safrasını…

YALANSIN DÜNYA
Yalansın sen dünya, benlik sırrıyla
Boyadın öfkeni, dünya kılıfına
Estin, gürledin, kazanma hırsıyla
Öfkeni koydun, mağrur kınıfına!

YALAN
Yalan, meydan meydan satılır oldu!
Fitne, fücur, fıska katılır oldu
Feryadım, dağlara çarpar yüreğim
Sabır, yayından atılır oldu

YALAN…
Yalan, bilginin içine sızarsa
Kâlem, kiriyle pasıyla yazarsa
Nasıl algı, sizler düşünün hele
Siyaset için bulunmaz pazarsa!
Sanal bir dünyanın içinde yüzer
Yalan düşlerine paradoks çizer
Şuur altında gizemli bir mikrop
Talan eder, dünyalarında gezer!

YALAN
Yalan içinde, zulmün tohumu
Kötü çığırlar, ondan neşet bulur
Yalan, içinde zehrini besler;
Zehri, meyveye düşer; nifak bulur

YEİSE UYANMA
Gün doğar, ışığıyla birlikte
Kâinat tebessüm eder her güne
Güne doğrul umutla birlikte
Ufuklarda yeşersin, gönlün güne

YEİS YOK
Yeis yok, hanemizde dilimizde
Yesevi ‘den aldık hikmet dersini
Efkâr dağılır, bizim şiirimizde
İlham kaynağıdır, besler harsını

YEİS
Yeis, milletlerin kanser denilen en dehşetli hastalığıdır:
Yeis, korkak, aşağı ve acizlerin işidir

ADET OLMUŞ
Yalan sözle aldatmak adet olmuş!
Hallerine baksan saadet bulmuş
Ey iffet, izzet, ikram neredesin?
Zillet bile sinsi bir medet olmuş!

GÖÇ ETTİ...
Göç etti, bu şehrin harsı yıllar boyu
Güç gitti, derman kalmadı, renkler koyu
Bir ah çekti, bin vah işitti derinden;
Taşlar oynadı, birer birer yerinden!
Viran olan beldeye baykuşlar konmuş
Yüreğimin ışığı, şamdanlar sönmüş!

Gıybet olur,
Her kem söz, gıybet olur
Yalanın adı iftira;
Sızlatır gıybet olur.

Tuzak olur,
Toprak haki, tuz, ak olur
İlim/Hikmet göç etti mi?
Nefis cana tuzak olur

YALANIN İZİ KALIR
Atalarımız, ‘iftira at, izi kalır’
Karanın karası, doğrunun izi kalır
Malum sanatı kendine yol edenin,
Ebedi lekesi, silinmez izi kalır

YANARIM
Yanarım dosta ihanet edene
Kalbi ile dili bir olmayana!
Anarım hep ahde vefa edene
Aklı ile vicdanı bir olana
Dost kimdir, Hakk’ı birleyen veli
Gönül sohbetini derleyen eli…

Bakarsın gözler kayar sağa sola
Ayaklar, vicdanla yürümez yola
Nasıl girmiş fitne, fesat kol kola
Cihangirane bir duruş metanet!

Yazarın Diğer Yazıları