Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

'Yalan' Haber!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Müslüman kimdir denildiğinde,
“Dilinden ve elinden emin/güvenilir olan insandır!”
Hucurat Suresi 6 ayette şöyle buyrulur;
“Ey iman edenler! Eğer size bir fasık, bir haber getirirse, 
onu araştırın (doğruluğunu anlayıncaya kadar tahkik edin/araştırın). 
Değilse bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.” 
Yalan nedir?
“Aldatmak, kandırmak maksadıyla bilerek
 Ve gerçeğe aykırı olarak söylenen asılsız söz.”
İnancımız,  “Aldatan bizden değildir!” diyor!
Aman Allah’ım!
Hadis, “Yalandan sakınınız; çünkü yalan fenalığa, fenalık ise cehenneme götürür.”
Yalan bir haberle, yalan bir söz/veya ifadeyle,
Bir insanı, bir şehri, bir toplumu aldatacaksınız!
Ne zamana kadar?
Ecdat ne diyor; “güneş balçıkla sıvanmaz…”
“yalanın ömrü kısadır, ama bıraktığı yara/ iz derindir”
Âşık Veysel bir şiirinde ne diyorlar;
“Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın külü yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu, hedefi, yolu yalandır.”
Yalan ve cehalet aynı kapıda!
Yalan ve kötülük aynı yapıda!
Ne diyoruz, “Doğruluk, emanettir, yalancılık, ihanettir…”
Bu ihanet kime ve kimlere karşı?
İnsana, onun kutsi değerlerine…
Yalan bir haberle; İnsanları aldatıyorsunuz,
Kötülüklere zemin hazırlıyorsunuz,
Toplumun huzurunu, moral değerlerini yıkıyorsunuz!
İnancımız, “Yalanı kesin olarak haram kılmıştır”
Nahl Suresi 105 ayette şöyle buyrulur;
“Yalanı ancak Allah’ın ayetlerine iman etmeyenler uydururlar” 
İsra Suresi 36 ayette de şöyle buyrulur;
“Bilmediğin bir şeyin ardına düşme! 
Doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur” 
Yalan ile birlikte,
Gıybet ve İftira gibi kavramlar karşımıza çıkıyor!
Hucurat Suresi 12 ayette şöyle buyrulur;
“Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının.”
İnsanların birbirinin kusurunu araştırması,
Bir insanı veya grubu arkasından çekiştirmesi,
Toplumda, kötü bir çığır açılmasına sebep olursunuz!
Münafığın alameti üçtür; 
“Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde, sözünü yerine getirmez, 
Emanet olunduğunda hainlik eder”
Bir şiirimizde ne diyoruz;
“Atalarımız, ‘iftira at, izi kalır’
Karanın karası, doğrunun izi kalır
Malum sanatı kendine yol edenin
Ebedi lekesi, silinmez izi kalır”
Yalan, iftira, karalama, kötüleme vesaire…
Bunları toplumda bir huy/ sanat haline getirenler vardır!
Bu da, ‘tedavi edilmesi gereken’ bir hastalıktır
Yalanla, iftirayla ne yapıyorsunuz?
“Hakikatin üzerini örtüyorsunuz!”
Bir dörtlüğümüzde,
“Gıybet olur,
Her kem söz, gıybet olur
Yalanın adı iftira;
Sızlatır gıybet olur.”
***
Tuzak olur,
Toprak haki, tuz ak olur
İlim/Hikmet göç etti mi?
Nefis cana tuzak olur”
Nefis muhasebesi yapmak!  Kendimizle, ‘otokontrol…’
Bütün bunlar, hayatın disiplinleri!
“Yalan” Haber, “Yalan” Söz, “Yalan” İfadeler,
Her biri, ‘kötülüklere’ kapı aralar!
Toplumda var olan, ‘moral’ ve ‘ahlaki değerler’ zarar görür!
Saygı, Sevgi, Aşk, Muhabbet, Güven, Emniyet, Şefkat, Merhamet…
Ne kadar güzellikler varsa,
‘Yalanla…’ birlikte, her birini soldurursunuz!
‘Yalan…’ toplumda ki, “Husumet, Kin, Nefret, Öfke…” tohumlarıdır!
‘Yalan…’ sosyal facialara da, kapı aralar!
Öncelikle, yazımızın başlığına ‘Yalan Haber’ dedik!
Medya İletişim Araçlarının çok geniş kitlelere etkisinden dolayı bu başlığı koyduk…
Bir kıvılcımın, ‘koca bir ormanı yaktığı…’ 
Bir sesin, ‘büyük çığların kıpmasına sebep olduğu…’
Küçük bir kurtçuğun, ‘bir koca ağacı kökünden kuruttuğu…’
Sebepler ve İlletler!
“Kökü yalan olan bir sözün, istikameti ne olur?”
Varın sizler düşününüz…
***
Göç etti, bu şehrin harsı!
Göç etti, bu şehrin harsı yıllar boyu 
Güç gitti, derman kalmadı, renkler koyu 
Bir ah çekti, bin vah işitti derinden; 
Taşlar oynadı, birer birer yerinden! 
Viran olan beldeye baykuşlar konmuş 
Yüreğimin ışığı, şamdanlar sönmüş! 
 

Yazarın Diğer Yazıları