Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Vasat Ümmet

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

“Vasat Ümmet!” kavramını Kur’an bizlere açıklıyor.
Bakara Suresi 143 ayette şöyle buyrulur;
“Ve işte böylece sizi (ifratla tefrik arasında) vasat bir ümmet kıldık ki,
Bütün insanlara karşı adalet örnekleri, hak şahitleri olasınız,
Peygamberde size hakkıyla şahit olsun!”
İfrat sözlükte, “aşırı gitmek, ölçüyü kaçırmak, abartılı davranmak!”
Tefrik ise, “bir şeyi daha değersiz daha aşağı, daha değersiz göstermek!”
İnancımız bizlere, “hakkı hak, batılı batıl olarak...” bileceğiz!
İnancımız, ‘taassuba…’ her türlü aşırılıklara yer vermiyor. 
Kur’an ne buyuruyor, “bütün insanlara karşı adalet örnekleri…”
Bütün insanlara karşı, “hak şahitleri…” olmak! İdeal insan çizgisi…
Halim, selim, dürüst, samimi, ince, kibar, tebessüm eden bir yüze sahip olmak!
Bir şiirimizde şöyle diyoruz;
“İnsan, insanın kurdudur” denildi
Öfke, şeytanın yurdudur, denildi
Nefsine hâkim, öfkesini yenen;
Zafer kazanmış ordudur, denildi”
Nefsimize pranga vuracağız! Öfkemizi yeneceğiz! Kin gütmeyeceğiz…


İNKÂR EDENLER!
Kur’an, Bakara Suresi, 146.ayette “Hakkı gizleyenlere…” sesleniyor;
“Kendilerine kitap verdiklerimiz (Yahudi ve Hıristiyanlar) 
O’nu (son peygamberi) öz evlatlarını tanıdıkları gibi tanırlar.
Bununla beraber onlardan bir kısmı bilip buldukları halde hakkı gizlerler.”
Ayet gayet net ve sarih bir şekilde açıklıyor, 
“Allah Resul’ünü öz evlatlarını tanıdıkları gibi tanırlar!”
Kur’an bizlere sesleniyor, “artık şüpheye düşenlerden olma sakın!”
İman nedir, tereddüt ve şüpheye yer vermeden,  ‘tam bir teslimiyet’ 

“HER MİLLETİN BİR YÖNÜ VARDIR”
Bakara Suresi 148 ayette şöyle buyrulur; 
“Her ümmetin bir yönü ve yöntemi vardır ki, ona doğru yönelir.
Siz ise (ey Muhammed ümmeti!) hayırlara yönelip (bu hususta) birbirinizle yarışın
Nerede olursanız olun Allah hepinizi toplayıp bir araya getirecektir.
Şüphesiz ki, Allah’ın her şeye gücü yeter.” 
Vasat Ümmetin, duruluğu, berraklığı, sadeliği, içtenliğini iyi okumalıyız!
Bu şuur bizlere neleri öğretiyor; “hayırda yarışmayı…”
“Sosyal adaletin tesisini…” İnsanlığın selameti, huzuru ve güvenliğini…
Hayatı güzelleştirmek, ‘yaşanabilir…’ bir iklime taşımak!
Bakara Suresi 152 ayette ne buyruluyor;
“O halde anın beni, anayım sizi; şükredin bana sakın nankörlük etmeyin!”
Allah’a yakın olmanın muradı, ‘namazdır, duadır, yakarıştır, tefekkürdür’
Her şeyden önce, ‘nimete şükretmek’ 
İnsan için en çirkin olanı, ‘haddi aşmak ve nankörlüktür’

HER ANIMIZLA İMTAHANDAYIZ!
Bizler, ahireti bu dünyada ‘tesis edeceğiz’ 
Şu veciz söz, “dünya ahiretin ekin tarlasıdır. Ne ekerseniz onu biçersiniz!”
Bakara Suresi 155 ayet bizlere hayatın ne olduğundan haber veriyor;
“And olun ki, sizi biraz korku, biraz açlık ile
Biraz da maldan, candan ve ürünlerden noksanlık vermekle deneriz.
Ancak sabredenleri müjdele!”
Kur’an da takva sahipleri nasıl anılır;
Onlar ki, kendilerine bir musibet dokunduğu zaman;
“Biz Allah’a aidiz ve sonunda ona dönücüleriz” derler.”
Hayatı hiç kimse, ‘bir elim yağda, bir elim balda’ şeklinde düşünmesin!
Bir Covid belası, nasıl insanları kavurdu/ maddi ve manevi olarak kırıp geçirdi!
Ülkemiz son bir-iki yıldır felaketleri içiçe yaşadı;
“Depremidir, yangınıdır, selidir, bilinir bilinmez afetler!”
Akşam yatağına başını zengin olarak koyan bir kimse sabah yoksul olarak kalkabiliyor!
Hayatta; ‘korku da bizim için açlık da bizim için…’
Yakup (as) dedikleri gibi, “bizlere bundan sonra güzel bir sabır lazım!”
Sabır, ‘hayata direnci’ öğretiyor! Bizlere, ‘mücadeleci ruhu…’ aşılıyor.
Ayette şöyle buyrulur; “Biraz da maldan, candan ve ürünlerden noksanlık vermekle deneriz.”
İnançlı bir insan her halükarda; ‘güçlüdür’ O gücünü, “Kur’an ahlakından alır!”
İnancımız, “ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız!” buyuruyor!
Özetle, ‘hayatı bilerek, düşünerek, tefekkür ederek yaşamak!”

NE KADAR TEFEKKÜR EDİYORUZ!
“Ölümü düşünen, akıbetini düşünür ve kendisini toplar!”
Ölümle o kadar iç içe olmamıza rağmen, dünyanın cazibesi bizleri sürekli kendisine çekiyor!
Bir söz geldi… Hekimane bir söz;
 “Dünya güzel bir sofraydı. Peşin peşin yedik! Şimdi bize hesabı kaldı…”
Buyurunuz kasaya, “Hesabı ödeyiniz!”
Hesap ile birlikte ilk akla gelen nedir?
 “Terazi…”
Öncelikle de, “Adaleti korumak…”
Adaletin olmadığı yerde, ‘zulüm…’ vardır!
İnancımız ne diyor, “Ne zulmediniz ve ne de zulme uğrayınız…”
“Zulüm yanan bir ateştir, kendi sarayını da birlikte yakacaktır!”
Hesap vermek zor beyim!
Yakarıyoruz Huda’dan;
“Ecrina minennar” (Bizi ateşten koru)
“Neccina minennar” (Bizi ateşten koru)
“Hallisna minennar” (Bizi ateşten halas eyle)

NASIL BİR ELBİSE!
Ayet, Ey âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek bir elbise, birde (giyinip süsleneceği) bir süs elbisesi indirdik. Bir de ‘takva elbisesi’ ki, o (hepsinden) daha hayırlıdır. Bu (maddi ve manevi elbiseler)  Allah’ın ayetlerindendir, umulur ki, düşünüp ibret alırlar” (A’raf, 26)
İki elbise… “İçi, dışına hâkim, Dışı, içine hekim” 
Takva sahibi, “İyiliği emretmek ve kötülükten men etmek”
“Emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i anil münker”
Efendim,  ‘sevgide, saygıda, muhabbette…’ buluşacaksın!
Sabır, ahde vefa, adalet ve dürüstlük, doğruluk ve emanet, ilim ve hikmet vesaire,
Her biri hayatınızdan birer parça olacak!
Bugün, günümüzde ‘cımbızla aradığımız’ nedir, nelerdir?
“Adil yüzlü, Doğru sözlü, her şart ve zamanda emin olacağınız insanlardır”
Eksiğimiz/ eksiklerimiz nedir?
“Ben…” odaklı/ merkezli düşünürüz, her şeyi, “Ben bilirim…” edasında!
Maalesef, üzülerek belirtmek isterim; “Günü kurtarma kaygısındayız…”
İnsanı ve insana ait değerleri koruma gibi bir endişemiz yok!
Söylerim sizlere, “Barışı ve Huzuru…” ne ile arıyoruz!
Cevabı da içerisinde olabilecek soru…
Asıl olan, cevabı birlikte ‘koro halinde…’ söyleyebilmektir!

Yazarın Diğer Yazıları