Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sulha Merhaba

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Damla oldum, deryalara karıştım

Gonca oldum, baharlara eriştim

Yürek oldum, sevdalarla yarıştım

Sulha, birliğe, dirliğe merhaba

KİBİR

Kibir, kabir azabı kadar fena

İyilerle vahdet, vuslata sena

Birlik içine düşmesin ikilik,

İkilik, zehir kusan kör bir belâ

Riyadan uzak dur, huzurdan yana

BEYİMDİR DEMELİ

Gakkoş, gakgoşa, ‘beyimdir’ demeli

Kırgınlık senin, ‘neyindir’ demeli

Sevgiden gayri yar mı var dünya da;

Dünya fani bir, ‘oyundur’ demeli

SAVAŞ

Savaş; simsiyah kara bulut gibi

Akar, ‘âdem’e cehennem rüzgârı

Veyl onlara; kötü çığır açanlar

Akılsızlar bu âlemden yüzgeri

Şura ehliyle ister gönlüm sulhu

NURETTİN ARDIÇOĞLU’NA

“Nevi şahsına münhasır” şahsiyet

Ulu orta, gösterişlerden uzak

Rüzgâr gibidir, hayat serüveni

Emreder tavrı, ikiliği bozar!

Tarihi kahraman Belek Gazi,

Türk Yurdu Harput’u, ihya gayreti

İnşadır en büyük emeli, yurdu

Nöbetinde, ‘git-geldir Harput Yolu…’

BULUTLARDA NAĞME

Bulutlarda nağme, gök gürültüsü!

Toprağa muştu, rahmet esintisi

Düşer gönlüme yağmur taneleri

Süsler semayı, ışık gösterisi…

GÖLGELER

Işığın raksında gölgeler yürür

Secdelerde aklım, yüreğim yürür

Gün boyu uzandı, kısaldı gölgem;

Ufkumun derinliğinde yürür

DAHA SESSİZ

Bugün daha yalnızım, daha sessiz

Mart soğuğu, söz taneler dışarı

Zamanın yorgun düştüğü düşlerde

His denizinde yüzer heveslerim!

Nefesler, ısıtır mı gözyaşını

Soğur dünya, rüzgârlar daha hırçın

EY ŞEHİR

Ey Şehir, tebessüm et geleceğe

Hak murat eder, bütün olacağa

Sende gayret, sâlih bir niyet olsun

Tarihin, hafızan, bayrağın olsun

Kıyama kalk, doğrul ve kendin ol!

Kendinde yaşa, gönül yürüyüşünü…

MEZAR TAŞINDA

Bu bayram hislendim mezar taşında

Babamın gözlerinden okunurdu,

İbrahim’i bakışlar, gözyaşında

Duası, yüreğime dokunurdu!

SON NEFESİM

Her ölüm gözyaşı, sözün bittiği,

Yerde; ders verir, her mezar taşı!

Taşı yüreğine, ‘ölüm sırrını’

Ölmeden önce, ‘ölümünü taşı’

Ölüm hakikat, bir adım ötesi

Adım adım yaklaşır, son nefesim!

Kalbimin ritminde donar hevesim

NİMETE ŞÜKÜR

Nimet, haktan lütuf, iyilik ihsan

Bir nefes sıhhat, bize büyük nimet

İnsan yükü ağır, düşürme yâ Rabbi!

Akıl, idrak, iz’an, şuur, basiret,

Her biri nimet, şükrün edasında;

Hayat daha güzel, daha yürekli

HAKKA TAPARIZ

Dünya, ahiretin ekin tarlası;

Eker, biçer, hasatını yaparız

İyilikler, ahiretin meyvesi;

Hakkı bilir, yaşar; Hakk’a taparız

DOLDUR DERVİŞ

Doldur derviş, doldur şarabı neyle

Üfle daracık dünyama ney ile

Ektiğimizi biçelim HAY ile

YAHU diyerek dönelim âlemi…

HABİL İLE KABİL

İlk insanla başlar, ‘mazlum nefesi’

Habil çobandır, sürünün başında!

Kabil’de, ‘kin kusar’ dünya hevesi

Öfke çığlığı, kıskançlık zehrinde

Zulümle eşleşen, ‘nefret savaşı’

Barış sorulmaz, ejderha taşında!

Olmaz mı asrın ideal davası?

Yazarın Diğer Yazıları