Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Şiir Bahçesinden

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Allah Resulü, “şiirde hikmet vardır!” buyururlar. 
Şiir, farklı bir anlatımdır.  Şiir, şairin, ‘sır dünyasının yansımaları…’
Ne deriz, “nesrin bittiği yerde şiir başlar!”
Bugün gönül dünyamızdan, ‘ilham penceresinden’ sesleneceğiz
ATA YURDUMA
Kıyma düşman kıyma, öz kardeşime
Ateş düşürme haneme, aşıma
Ata Yurdundan çığlıklar yükselir
Yanarım, ‘uzaktaki kardeşime’

KAZAK CAN KARDEŞİM
Kazak, Kırgız, Özbek can kardeşimdir
Aman der, derdi; yüreğime işler
Azeri, Türkmen, Özüm, yoldaşımdır
Birlik olursak, ‘yere düşmez başlar’

İKİLİK NEDİR
İkilik nedir; ayrılık, gayrılık
Ayrılık içine düşer adavet
Hüner nedir; bir akıl, yüreklilik
Vicdanın sesine, ihlasla davet et

İHTİYARDIR
İhtiyardır, aklıselim sahibi
‘Halk içinde Hak ile olan insan
Tarihim, kültürüm, dilim, sanatım
İhtimam ile sarılır, idrakim
Yardır bize, vatanın her bilge insanı
Akıl danışır, yol yordam öğrenir;
Razı olsun bizden, ‘ak saçlı ihtiyar’

NAZAR
Nazar, ‘edepten ayrılan göz hissi’
Ateş topu gibi gelir üstüne
Zulmeden bakışta, ‘husumet gizli’
Alev, sanki bir an düşer göğsüne
Ruhunu daraltır, ‘gizemli belâ’

FERASET
Feraset, ışığa dön yüzünü
Erdemli bakışlara aç gözünü
Yüreğinle besle, edep sözünü
Alnında terazi, tartar özünü
Simsarlar anlamaz, âşık sazını
Elbet birgün, felek okur yazını
Tarik ehli mümin bulur izini

GEZDİM GÖRDÜM
Gezdim, gördüm yurdumun dört yanını
Ovasında sükût, dağında güven
Huzura ermiş renklerin halayını 
Duyar sohbetlerde, vadiler divan…
Nehirler uğurlar, gönül balayını
DOĞU TÜRKİSTAN’A
Devletliydim, nerde kaldı devletim?
Öksüz kaldı milletim, düne hasret
Yusuf sabrıyla, gayretin, savletim
Yarab! Dilerim, öz yurdumda nusret

“Tarihler ismini andığı zaman”
Huzura koşan nağmeler dinlerim
Yürekler vatanla yandığı zaman,
Yerlere düşen civanlara yanarım

AYNAYA BAKTIM
Aynaya baktım, ben buy muyum diye
Kimse kendisini görmüyor, niye?
Gün doğdu, batacak; evhamın niye?
Keder ağına düşen akıl ziyan
GÜZEL SÖZLERE
Güzel sözlere aşina olalım
Suyun gözesinde halka olalım
Çorak gönüllere akar mısın hey!
Feth-i Mübin âşıkları olalım

HAYATA GÜLÜMSEYİN
Güne merhaba deyin, gülümseyin
Hayatı her anıyla önemseyin
Farkı, fark olarak göreceksiniz
Gülü koklamayanı garipseyin

BUGÜN CUMA
Bugün Cuma, sefer var gönüllere
 Kıyamda, hak katında, elif olur
Bülbüller şakıdı, haber ver güllere
Saflar, cennet misali zarif olur

DOLDUR DERVİŞ
Doldur derviş, doldur şarabı!
Neyle üfle daracık dünyama
Ektiğimizi biçelim, Hay ile
Yahu diyerek, dönelim âlemi

BİR YÜREK OLAYDI
Bir akıl, yürek olaydı memleketim
Dik olur, eğilmez; yürürdü başlar
Dalgalar kadar büyür, imaretim
Bir minval üzre yükselirdi taşlar…

VARDIM ATA YURDUNA
Vardım ata yurduna, ıssız bir köy
Bedri, yüreğine hançer saplanır
Bir hüzün şarkısıdır, söylenir; “OY”
Sessiz düşlerde bir ömür depreşir


DÜŞLERİM SARMAŞIK DALI
Geceler, düşlerim sarmaşık dalı
Dolanır birbirine moru, alı
Yıldız kayar, karanlığın kalbine
Rahmete açılan, diller dualı

AĞIN’A
Yolunuz düşerse bir gün, AĞIN’a
Dört incisiyle açar, gül çağına
Leblebisi, bademi ve de narı
Sizleri götürür gönül bağına…

ARAFTA DURUR GİBİ
Araf’ta durur gibi hislen her an
Bulut bulut gözyaşı sevincinde
Selâm ehl-i kabre, ehl-i dünyaya
Dostları, duayla anmak kavlince


 

Yazarın Diğer Yazıları