Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sayın Şahin Şerifoğulları'na Açık Mektup

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Mektup bizim edebi kültürümüzde yer alıyor. Mektup, arzu halimizdir.
Açık Mektup, ‘toplumla paylaşılan bir çağrıdır’ 
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ne diyorlardı, “Her ile bir Ömer lazım!”
Hz. Ömer,  İslam âleminin 2. Halifesi… “Adaletle anılır…”
Hz. Ömer’in yanında kimler vardır?
“Seni kılıcımla düzeltirim…” diyebilen Allah Resul’ünün gökyüzündeki yıldızları, “Sahabe-i Kiram…” 
Kiram Sözlükte, “şerefli, ulu, cömert, soyu temiz, soylu kimseler!”
Şehir denilince, “Medine-i Münevvere” akıllara ilk olarak gelir.
Sizlere ‘medeniyeti’ çağrıştıran ‘münevver’ şehir…
Günümüz şehirlerinin aynı ruhaniyette olmasını o kadar çok arzu ederim ki?
‘Erdemli insanlardan…’ oluşan, ‘Erdemli bir Şehir…’ hayal etmek!
İnsanların birbirlerine saygısı olduğu gibi,
Mekânlarında, evlerin/ hanelerinde birbirlerine saygısı olması gerekmez mi?
Evler/ haneler, ‘birer mahremiyetin…’ ifadesidir. 
Biz buna, ‘edebin korunması’ iffetin, hasletlerin korunması deriz!
Şehirler, ‘kimlikleriyle birlikte…’ yaşarlar.
Harput/ Elazığ Şehrinin kimliğinde, ‘sizlere tebessüm eden bir bilgelik’ vardır.
Geliniz bu şehri, ‘aksaçlı hamiyetli yüzüyle…’ yaşatalım.

Buradan, üzüntümü ifade etmek istiyorum…
Bunu kamu vicdanında da, sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şehir insanımız bilirler, “60’lar Sitesi…” şehrin en merkezi yerindedir.
Trafiğin en yoğun olduğu bir yerde, Zübeyde Hanım Caddesi Üzerinde…
Bütün nazarların çevrildiği alt katları dükkân, birinci kattan itibaren geriye çekilmiş;
Üç Blok halinde, 84 daireden oluşan 7 Katlı bir, ‘Site…’ diyebiliriz!
Birinci kattaki bir komşumuz ne yapıyorlar;
2. Katın balkonuna/gelecek şekilde, “Cam Balkonlarının önünü Branda ile kapatıyorlar!”
Birinci katta, 12 Daire bulunuyor… 12 Dairenin ön cephelerini Branda ile örttüğünü düşününüz!
Şehrin en merkezi yerinde yer alan; ‘yeni yapılan bir sitenin vahim bir görüntüye sahip olması!’
Bu yapılan işler, ‘apartman sakinlerinin rızası alınmadan…’
Ve “apartman yönetim kurulu kararı alınmadan…’ alelacele yapılıyor!
Söylerim sizlere, ‘imar izni olmadan…’ kendi evinizin dış cephesinde eklemeler yapabilir misiniz?
“Ben yaptım…” oldubitti demek ne kadar doğru?

Bizler, ecdat terbiyesiyle, ‘insana, tarihe, kültüre, şehrin estetiğine, mimari dokusuna, mekânlara saygıyla yetiştik!’ O saygının gereği olarak da, ‘dine, akla, örfe uygun olarak…’ düşüncelerimizi paylaştık. Elazığ Belediyesine, ‘yapılanların yanlış olduğu…’ yönünde müracaatımızı yaptık. 
Elazığ Belediyesi maalesef, ‘konuyu çözmediler…’ 
Bizler Belediyelere, “Şehremini…” diyoruz!
Burada, Allah Resul’ünün (sav), en bariz sıfatlarını/ güzel ahlakını üzerinde bulunduran bir kavram;
“Güvenilir...” olmak! Bizler, “Şehrin Emini…” sıfatıyla halisane bir yürekle yöneliyoruz!
Sayın Başkanım, “şu şehirde binaların, mekânların estetiğinin bozulmaması…”
Şu Şehirde, binaların, mekânların, ‘dokularının ve kimliklerinin korunmasını…’ istiyoruz!
Maalesef, şehrimizi; estetiğini, kültürünü, zarafetini, kimliğini, ecdat değerlerini bir başkası değil,
Bizler kendi ellerimizle katlediyoruz!  
Sizlerden, bu şehrin ’45 yıl yazı hayatına hizmet veren bir garip olarak istirhamımız…’
“ferdi/ bireysel tasarruflara…” müsaade etmeyiniz!
Rahmet mekân Nasrettin Hoca’nın ifade ettikleri gibi, “gün gelir yanlışlarda yol olur…”
 Güzel şehrimizi, “yanlışlara kurban ederiz!”
Her İlimizin Belediye Başkanını, O ilimizin, “Ömerleri…” olarak tasavvur ediyorum.
Bizlerin sahabe meşrepli, “sadakati, adaleti, iffeti, bilgeliği…” üzerinde taşıyan;
21. asrın, ‘O nezih fotoğraflarına…’ o kadar çok ihtiyacımız var ki! 
İnşallah, derdimizi anlatabildik! Hassasiyetimizi hoş görünüz!
Şikâyetimizi de, ‘açık mektupla’ Şehrin eminine iletmekten başka çıkar yolumuz kalmadı!
Selam ve Muhabbetle… Esenlikte kalınız…

Yazarın Diğer Yazıları