20 Kasım 2021 Cumartesi Günü Saat, 10.00’da MANAS GÖNÜL Evi’ndeyiz.
Bugünkü Cumartesi Günü Kürsübaşı Sohbetimizin ana teması,
“Sanat hayatının 50. Yılında Naci Sönmez…”
Bir ideal, bir yürekli insanı tarihe şerh düşecek şekilde dostlarıyla birlikte;
“50 yılını dolduran sanat hayatını…” o tatlı serüveni konuşmaya gayret ediyoruz.
Misafirlerimiz, “Naci Sönmez ve Eşleri, Naci Sönmez’in biricik evlatları; Ferahnez Yalçın
Ve Mustafa İbrahim Sönmez, Doğan Sever, Nihat Gazezoğlu, Tahsin Öztürk,
Aytunç Sunguroğlu, Adnan Çamlıbel, Hakan Çağlar, Remzi Pirinç, Recep Bağcı,
Alaattin Pakyüz (canlı telefon bağl.) Günerkan Aydoğmuş, Fethi Açıkgöz, Ziya Tunçtekin
Naci Sönmez ve burada isimlerini zikrettiğimiz insanlar, ‘şehrin kimliğidir…’
Gemuhluoğlu ‘türkülerimiz’ isimli makalesinde;
“Türküler ve şarkılar var. Türküler ve şarkılarda halk var. Millet var. İnsan var.
Türkülerde ve şarkılarda şiir var, hikmet var, yaşama kuralları var. Türkülerde ve şarkılarda ahlak var, töreler var gelenekler var. Ve asıl en mühimi yüreğimiz ve gönlümüz var. Müşahhas olarak yürek, mücerret olarak gönül var.”
Biz buradaki sohbetimizde, Naci Sönmez’in sanat hayatının 50. Yılını; 1970’lerden itibaren başlayan o tarihi serüveni konuşurken gerçekte şehri, şehrin insanını, tarihini, kültürünü, dilini, ufkunu birlikte konuşuyoruz.
Bir ömrü, ‘sanata adamak…’ vakıf insan zihniyetiyle tarihi bir yürüyüşü başlatmak çok önemlidir. Naci Sönmez’de, Cenab-ı Allah’ın bir vergisi liderlik ve teşkilatçılık marifetini görmekteyiz.
Lider insanda; ‘gayret, azim, heyecan, istikrar, kararlılık, ufuk ve gaye insan…’ gibi vasıfları birlikte sayabiliriz.
45 yıllık yazı hayatımızda, “1971’lerde kurulan Elazığ Musiki Konservatuvarının yakınında oldum! Bir kitap hacminde yazılarımız oldu…”
İdeal insanların omuzlarında yükselen bir bayrak dalgalandı şehrimizde… Hafız Osman Öge’yi de, Av. Fikret Memişoğlu’nu da, bu şehrin usta sanatçılarını da, bu vesileyle daha yakından tanıma fırsatımız oldu… EMKD’nin, tarihi konserleri oldu… Bu konserler şehrimizde günlerce konuşuldu, tartışıldı… Halkla bütünleşen EMKD yıllar sonra meyvelerini vermeye başladı.
1991 tarihinde, “Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Kürsübaşı Topluluğu” kuruldu. İlk Koro Şefi, Naci Sönmez’dir. İlk konseri de, 40 kişilik kadrosuyla birlikte; “29 Ekim 1991 tarihinde verilen Cumhuriyet Konseridir!”
F.Ü. Devlet Konservatuvarı 2001 yılında 20 öğrenci ile birlikte eğitim ve öğretime başlayacaktır!” 2009 yılında ise “Halk Oyunları Bölümü” açılacaktır.
Dikkat ettiğim bir şey vardır, Rahmetli Ahmet Kabaklı, Dr. Ayhan Songar; köşe yazılarında sıklıkla Dr. Nevzat Atlığ’ın konserlerinden bahsederlerdi. Musiki sevgisi, edebi dünyalarıyla da bütünleşmişti. Türk Musikisinin zengin ve de makam yönünden güçlü oluşunun en önemli sebebi, “Türkçe’nin estetiğidir, iç ahengidir, musikimizle bütünleşen bir edebi zenginliğe sahip oluşudur!”
O sebepledir ki, Naci Sönmez’in öncülüğünde başlayan ve şehrimizi bütünüyle kuşatan bu sivil hareket; ‘milli bir heyecanı da, musiki terbiyesini de beraberinde getirecektir’
Türkiye’nin sınırlarını aşan Esat Kabaklı, Türkiye’nin en önde gelen Musiki Cemiyeti olan, “Üsküdar Musiki Cemiyetinin 2. Başkanı Alaaddin Pakyüz EMKD’den yetişmişler...!”
Sanatı, “İlim muhiti besler!” İlkokul, ‘ailedir…’ Anne ve Baba rol-modeldir. Naci Sönmez’in, Babası Kafkaslardan Elazığ’a gelmişler. Rahmetli Babaları, “Kars- Arpaçay Belediye Başkanlığı yapmışlar!” Annesi ve dayısı hanımı Harput’ta özel olarak, “Ud ve Keman Dersleri almışlar…”
Harput’un, edebiyatımızda, kültürümüzde, sanatımızda, musikimizde müstesna bir yeri olduğunu biliyoruz.
Naci Sönmez, emekli olduktan sonra da boş durmamışlar; “Faslı Bahar Türk Musikisi Korosunu…” oluşturacaklar… Daha sonraki yıllarda, “Elazığ Belediyesi Devlet Korosunun…” temellerini atacaklar. Bir ömrü musikiye adayan Naci Sönmez beyefendiye sağlık ve esenlikler diliyorum.
Önemli bir teklifimiz olacak; “Türk Dünyası Musiki ve Folklor Kurultayını…” şehrimizde, Üniversitemizin öncülüğünde gerçekleştirelim. Türk Birliğine atılan adımlarda böyle buluşmalar tarihi köprüleri de güçlendirecektir.
