Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Orucun Vakitleri, Sahur

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bakara Suresi 187 ayette şöyle buyrulur;
“Fecrin beyaz ipliği siyah ipliğinden size belli oluncaya
(imsak vaktine) kadar yiyin, için;
Sonrada geceye (iftar vaktine) kadar orucu tamamlayın!”
Fecir sözlükte, “güneşin doğmaya başlama zamanı, tan vakti.
Güneşin doğmasından önceki alacakaranlık!”
Sabah namazının vakti, ‘fecr-i sadıkla başlar’
İmsak, ‘oruç tutmaya başlanan fecr-i sadığın oluştuğu vakit’
Bizim burada üzerinde duracağımız vakit, ‘sahur vaktidir’
Seher sözlükte, “sabah olmadan önceki vakit. Gecenin son üçte biri!”
Sahur kelimesiyle seher kelimesi aynı kökten gelmektedir.
Sahur, ‘oruç tutmaya hazırlık’ Fecrin doğmasından önceki zaman dilimi!

Sahur Vaktinin apayrı bir özelliği manevi huzuru vardır!
Hadis, “Sahura kalkmak berekettir. 
Bir yudum su içseniz bile onu terk etmeyiniz.
Çünkü Allah sahura kalkanlara rahmet eder.”
Orucun rahmeti, bereketi, huzuru sahur vaktinin lezzetindedir!
İnancımız, “oruç tutarken sahuru ihmal etmeyin!” buyuruyor.
Oruç, ‘cehennem ateşine kalkandır’
Oruç, dünyanın kötülük ve musibetlerine karşı kalkandır!”
Oruç, insanı tahammül sahibi, sabırlı yapar…
Diyetisyenler, “sahur yapmadan oruç tutmanın sağlıksız olduğunu!” ifade ederler.
Sahursuz bir ramazan/ veya oruç düşünemezsiniz!
O sebeple sahur yemeği, ‘mübarek gıda’ olarak nitelendirilir.
Sahur Vaktinin en önemli özelliği/ farklılığı;
“Müslümanların orucunu Ehl-i kitabın orucundan ayıran bir özelliği…” 
Sahur yemeği, ‘Müslümanlara has oluşu…’
Sahur yemeği,  ‘oruca niyettir’
Oruç, ‘imsakla…’ başlar. 
İmsak, ‘el çekmek, geri durmak, kendini tutmak…’
İmsak’ın zıddı nedir, ‘iftardır’
Sahur o kadar önemlidir ki,
Allah Resulü (sav.), “Bir yudum su ile dahi olsa sahur yapınız!”
Sahur, oruca hazırlıktır, niyettir…
Hadis, “Sahur yemeği yiyin, zira sahurda bereket vardır!”
O bereketi, ‘rahmet olarak, nimet olarak, şifa olarak’ düşünebiliriz!
Rızka kefil, Cenab-ı Allah’tır. Nimete şükür, ‘kulun zikridir’
Hadis, “iftarı acele ediniz; sahuru geciktiriniz!”
Hayatı, vakitleri, ‘ibadet olarak düşünelim’
Allah Resulü (sav.) sahurda şöyle dua ederlerdi;
“Allahümme inni es'elüke bi rahmetikellti vesiat külle şey ‘in en tağfirali"
Mealen, “Allah'ım! Her şeyi kuşatan her şeyi içine alan o geniş rahmetinle,
 Beni bağışlamanı diliyor 
Ve benim günahlarımı, hata ve kusurlarımı affetmeni istiyorum.”

Ali İmran Suresi 191 ayette şöyle buyrulur;
“Onlar ayakta iken, oturur iken, yan üstü yatarken Allah’ı zikrederler!”
“Göklerin ve yerlerin yaratılışı üzerinde düşünmek!”
Her an, ‘tefekkür etmek’
O tefekkürle, “bizi ateş azabından koru!” nidasındadır!
Oruç, hiçbir zaman bir meşakkat olarak düşünülmemelidir…
Oruç da, ‘sağlık vardır’ Oruç da, ‘şifa vardır’ 
Hadis, “gündüzün orucuna sahur yemeği ile
Gecenin ibadetine de öğle uykusu ile yardımcı olunuz!”
Sahur yemeği, bizleri günün meşakkatine hazırlıyor!
Oruç ibadetini daha sağlıklı tutmamıza vesile oluyor.
Öyle uykusu, ‘gece ibadetine…’ bizleri hazırlıyor.

Ramazan Ayı, ‘geceleri’ ile bilinir…
Pandemi öncesi yıllara yolculuk yapıyoruz.
O yıllarda, Camiler, 7’den 70’e;
Kadın-Erkek,  Genç-Yaşlı- Çoluk çocuk ve Çocuklarla dolar taşardı!
Teravih Namazlarının heyecanı bir başkadır!
O heyecan, ‘camilerin dağılmasıyla’  devam edecektir.
Çocukların mahalle içindeki oyunları, “sahura kadar” 
Bir, ‘kutlu bir havada’ devam eder.
Ve  ‘davulcunun’ gelmesiyle asıl curcuna kopar!
Her tokmağa vurduğunda davulcu başlar söylemeye;
“Besmeleyle çıktım yola
Selam verdim sağa sola
A benim ağalarım
Ramazanınız mübarek ola”
 
Ve davulcunun talebi vardır;
“Yeni cami direk ister
Bunu söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur ama
Arkadaşım börek ister”
Çocuklar, ‘davulcunun talebini’ yerine getirmek için evlere koşarlar!
Sonrasında,  mahallenin çocukları-gençleri hep birlikte,
Ezgilerle, türkülerle birlikte “Halay çekerler…”
Sözün özüne gelirsek;
Bizim, asırlar boyu ecdat hatırası olarak yâd ettiğimiz,
Çok güzel ‘örflerimiz-geleneklerimiz’ var.
Bütün bunlar, ‘sosyal hayatımızı güçlendiren’
Bizleri daha sağlam temeller üzerinde,
“Bir araya getiren” güzelliklerimizdir…
Bütün iyiliklere, erdemliklere merhaba diyoruz.
Sözümüzü merhum Ziya Çarsancaklı büyüğümüzün şiiriyle noktalamak istiyorum;
 “Her günün bir imsakı var
Her İmsak’ın bir Fecri var
Her fecrin bir şafağı var
Her şafağın tulu’u şems’i var
Her şemsin cilve-i elvanı var
Her elvanın Nur’u ve Nar’ı var
Her nur ve narın hükmü süreci var
Her sürecin de kemâl ve zevali var”
Ayet ne diyor;
“Ay için de bir takım menziller (yörüngeler) tayin ettik (Yasin, 39)
“Güneş ve ayı (vakitlerin tayini için) birer hesap ölçüsü kılmıştır” (En’am, 96)

Yazarın Diğer Yazıları