Nesrin bittiği yerde, şiire merhaba
Merhaba, ‘her doğan güne’ sabaha
Işık olup süzülen adımlara,
Yürek dolusu, çağrılara merhaba
ZAMANIN FENDİ
Dost odur ki, zor günümde benimle,
Sencileyin der; ruhum, özüm, sözüm
Tuzağına düştük, zamanın fendi!
Azap rüzgârında savrulur közüm!
BU NASIL MÜTTEFİK
Bu nasıl müttefik, nasıl ittifak!
Örtüsünü kaldır, ‘özünde nifak’
İşte Kırım, işte Kerkük nicedir?
Tâ içine kadar sızmış münafık!
19’UN KATLARI
Gazi Atatürk’ün hayat serüveninde;
“19’un katlarını görmekteyiz!”
Doğum Yılı, 1881
Ölüm Yılı, 1938
Samsun’a Çıkışı, 1919
Atatürk’ün vefat yaşı, 57
Ben buna bir ömrün şifresi diyorum!
BİR GÜNE ARMAĞAN
Bir güne armağan, selâmımız var
Muhabbetle dil döker tevazuumuz
Gönül dünyamıza, kelâmımız var
Bülbül gibi şakıyan avazımız!
MÜZELER GÜNÜNE
Maşeri vicdanına danış hele;
Üzerinde titrediğin toprağın!
Zemininden kat kat aşağıya in,
Elbet, ‘gelmiş geçmiş medeniyetler’
Lâl olma, kör olma tarihe uzan…
Eserler bırakmış nice milletler
Resmeder hayatı, kendi içinde!
HABERİ DE FANİ
Dünya kadar, ‘haberi de fani’
Acılar, sevinçler içiçe girmiş
Atlılar misali geçeriz dünyadan;
Dünya aşkına, ne bâde içeriz!
ANMAK
Anmak, geçmişi birlikte yâd etmek
Geleceği birlikte inşa etmek
Ey Aziz Şehrimin, sevda yolcusu
Dostlar bağında şefkati yâr etmek!
TOYUMUZ VAR
Toyumuz var, kutlu şölenimiz var
Oyunlar oynanacak, yürekten hey!
Yolumuz, yordamımız; ‘edep içre’
Ufuklarda nice özlemimiz var
Meydan inlemeli, dizler vururken
Uyumla, ahenkle her adımımız;
Versin el ele sevdamız hoyratça!
AKSAÇLARIM
Aksaçlarım bize onur verir
Kâmil insan, aksaçlıdır, vesselam
Vakarı, her haliyle güven verir
Vakte, vaktin sahibine selâm!
SORGULA
Sorgu-sual ederim, her halime,
Sarf-ı nazar ederim dilime
Deryalara dalabilsem, ‘hikmetin’
Selâm sırrıyla maruf her âlime
ÖMÜR
“İki günü eşit olan zararda”
Kâmil insan ilmi ile kararda
Gece-gündüz bir ahenkle içiçe
Ömür, ehl-i hâl olana yararda
GÖZYAŞIYLA
Evimin yolunda, bir ömür boyu
Huzuru yudumlayarak yürüdüm!
Söz orucumu, akdimi bozmadım!
Yüreğim titrer, bir Hoşseda’ya
Dünya fani, hayat kısa; hasretim,
Gözyaşıyla dolu dolu yürüdüm!
HARPUT
Harput, ‘manevi ihramını giymiş’
Senin ikramın, “sıla-ı rahimdir”
İhtişam değil, ihtiramla yaklaş
Gönül gözüyle Harput’u seyre dal;
Gözyaşı dök ki, deryalara karışsın!
ANKUZU BABA
Bir Veli, bir şehit, fütüvvet ereni
Harput’ta, Ankuzu Tepesi’nde
Atının nal izi toprağa bulanmış
Kanıyla asırları, ‘şahit tutmuş’
“İnnâ fetahnâ leke fethen mübinen”
Ayetine mazhar olmuş bir Veli,
Şehadetiyle asrın Alpereni
Selâm, Allah’ın veli kullarına
