Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Manas Sohbet Gönül Evi

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Son 30 yıla/ zaman tünelinden yolculuk yapıyorum!
2020 yılına kadar tatlı bir serüven…
Bizleri kimliğimizle/ gönül coğrafyamızla buluşturan tarihi faaliyetler…
O faaliyetlerle yüzümüzü tarihe çeviriyoruz…
Harput İstanbul’dan 368 yıl, Bursa’dan 214 yıl önce fethedilmiştir.
Tarihte önemli roller oynayan efsanevi şehir…
Günümüzün, ‘açık hava müzesi’
Harput, ‘tarihi buluşturan vuslat şehri’ olarak anılır
Tefekkür dünyamızın da önemli merkezi olacaktır.
Belek Gazi’yle, Erzurum’dan Halep’e kadar uzanan coğrafya;
Fütüvvet diliyle asırları kucaklayacaktır…

Son 30 yılın hikâyesi anlatılırken, ‘9 asrı teneffüs ederim’
Bizim geleneğimizde, ‘sohbet kültürü’ yer alır.
Bu sohbetlerin bizim dilimizdeki adı, “Muhabbettir…”
Ne deriz,  “Muhabbetten doğdu, Muhammed!”
Bu kavramın kökünde; Sevgi vardır, Dostluk vardır,
Kardeşlik Hukuku vardır, Yarenlik vardır!
Elazığ’daki, “Kürsübaşı” Sohbetlerinin adı;
Diyarbakır’da,  “Velime…” olarak bilinir!
Urfa’da, “Sıra Geceleri…”
Sivas, Tokat, Gümüşhane’de,  “Herfene…”
Gaziantep’te, “Barak Odası…” 
Erzurum da ise, “Bar Odası…” olarak bilinir.
Sohbet geleneğinin bütün Anadolu’da;
Değişik isimlerle anıldığını görüyoruz!
Azeri Şair Nebi HEZRİ bir şiirinde;
 “Muhabbet sonsuzdur, ömürse kısa
 Ne olur, sadakat ebedi kalsa!
Kimin yüreğinde bir tel kırılsa,
Benim yüreğimdir, benim yüreğim

Elazığ’da Kültür hayatını üç döneme ayırabiliriz.
Dergiler, Gazeteler, ‘edebi mahfiller’ olarak da bilinir.
1883 tarihinde yayın hayatına başlayan, “Mamuratül Aziz Gazetesi…”
Bu gazetede yer alan önemli kalemler; “Rahmi-i Harputi, Hacı Hayri Bey,
Süleyman Faik Bey, Çırpanizade Ali Haydar Bey, Bedii Nuri Bey,
Osman Fahri Bey, Osman Remzi Bey…”
Çırpanizade Ali Haydar Bey ve arkadaşları bir döneme imza atacaklar!
1960’lı yıllar… Elazığ kendi içerisinden bir efsane şahsiyeti;
Bir mücadele insanını; Av. Fikret Memişoğlu’nu çıkaracaktır.
Fikret Memişoğlu ve arkadaşları, ‘Yeni Fırat Dergisi’ etrafında buluşacaklar.
Av. Fikret Memişoğlu’nu anlatırken;
Kendilerinin Şair, Yazar, Hatip, Eğitimci, Halkbilimci;
Folklor Araştırmacısı, Siyasetçi, Yayıncı, Gazeteci, Müzik Adamı…
Çok yönlü kişiliği ve hizmetleriyle bir dönemin temsil etmişler
1985 yılları… Kültür hayatımızda yeni bir dönemin başlangıcıdır.
1985’lerden 2006 yılına doğru uzanan yolculuk…
Tarihi projeler, Elazığ’da müstesna bir iklim oluşturacaktır.
O iklim Elazığ Şehrine birçok imgeler yükleyecektir;
Elazığ için, “Doğudaki Batı…”
Elazığ için,  “Asya’nın Gül Bahçesi…”
Elazığ için,  “Musikimizin cazibe merkezi…”
Elazığ için, “Şiirin Başkenti…”
Elazığ için,  “Türk Dünyasının Manevi Azığı…”
Elazığ için,  “Asaletin ve Cesaretin Birleştiği Şehir…”
Elazığlı/ Harputlu için, “İstanbul Beyefendisi…”
Elazığ için,  “Tarihimizi ve Kültürümüzü Birleştiren Şehir…”
Böylesine erdemli bir şehrin atmosferi nasıl oluşuyor?
Bir söz vardır, “sanatçıyı,  ilim muhiti besler…”
Elazığ’da, coğrafyanın gıpta ile baktığı hamiyetli bir insan profili ile karşılaşıyoruz
İşte, bu şehirde; “iz bırakan…” o kadar güçlü şahsiyetler yetişmiştir ki!
Onlar içinde de, “zirvelere taşınan isimler…”
Anadolu’da;  “dokuz asrın yüreği…”
Ben,  “Anadolu’yum…” diyebilen sevda dolu yürekler bu şehri yoğuracaklar!
Bugünlerin,  “iklimini…” hazırlayacaklar!

Bu şehirde, asırlar boyunca; ‘kültür iklimini gelecek nesillere taşıyan isimler’
Bir İshak Sunguroğlu ’nu, Bir Nurettin Ardıçoğlu ’nu,
Bir Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ’nu,
Bir, Av. Fikret Memişoğlu’nu, Bir Fethi Gemuhluoğlu’nu,
Bir Ahmet Kabaklı’yı iç huzuru içerisinde söyleyebiliriz.
Anadolu’da;  “dokuz asrın yüreği…”
Ben,  “Anadolu’yum…” diyebilen sevda dolu yürekler bu şehri yoğuracaklar!
Bugünlerin,  “iklimini…” hazırlayacaklar!
1985’li yıllardan itibaren Elazığ’da; “tekrar filizlendiğini…” görüyoruz
 “Kültür Bakanlığı Yayınevi” 
“Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti”
“Elazığ Musiki Derneği Konservatuarı”
“Türk Edebiyatı Vakfı” sivil mekânlar tarihi bir dönemin ilk kıvılcımlarını yakmışlar
1992 Yılında, Uluslararası Hazar Şiir Akşamları…
1992 Yılında,  Kitap Fuarı…
1997 Yılında, Bilim, Sanat, Kültür ve Bilim Ödülleri…
2001 Yılında, Elazığ 1. Ekonomi Kurultayı…
2003 Yılında,  Türk Dünyası Hizmet Ödülleri…
Bütün bu organizasyonlar; “şehrin marka faaliyetleri…”
Şehri, “gönül coğrafyamızla birleştiren…” çok önemli adımlardır.

Ses ve söz ‘ay ve yıldız’ gibidir,
Ses ve söz, tuval ve onun üzerine serpiştirilen renklerin halayı gibidir 
2009 yılında başlatılan; “Manas Şiir ve Musiki Günleri’
Ve Elâzığ’da, MANAS çatısı altında tarihi bir döneme, bir ilke imza atılıyordu… 
Güftesi, Elazığlı şairlere ait eserler her biri yeni bestelerle görücüye çıkıyordu…
 Artık, MANAS Yayın Evi’nin Müzik Şubesi de, söz meclisine ses veriyordu… 
Paşa Demirbağ, Mustafa Döner, Naci Sönmez, Nihat Gazezoğlu, Yasin Çimtay, 
Fethi Açıkgöz Fethi Ahmet Deniz, Harun Yıldırım, Hasan Taydaş 
Ve Doğan Severden oluşan Musiki Meclisi, şiirin ve sanatın şuh meclisine giriyorlardı…
Güfteleri, Elazığlı şairlere ait eserler, Neyzen Doğan Sever tarafından bestelenmiş, 
Naci Sönmez tarafından da bestelenen her eser, 
MANAS’ın o kutsi, o efsunkâr çatısı altında icra ediliyordu…
Bir sistem, düzen ve anlayış içerisinde; Şair Hadi Önal’ın takdimleri, 
Şair R. Mithat Yılmaz’ın ‘edebi eleştirileri’ ile 
Her on beş günün Cumartesi günleri tabir yerinde ise iple çekiliyordu… 
İletişim Lisesi Müdürü Ali Canpolat’ın nezaretinde, 
‘genç iletişimciler’ bestelenen eserleri kayda alırken 
Tarihi bir heyecanı okul yıllarında yaşıyorlardı…
Elâzığ halkı şiirin başkentinde yeni bestelerle, 
Yeni bir doğuşa da adımlarını atıyorlardı…
 

Yorumlar 1
Nurettin ÇELİK 21 Nisan 2021 08:15

Bizi Elazığ ın zaman tünelinde gezdirdiğin için çok teşekkür ediyorum. Geçmiş ile ilgil faydalı şeyler öğrendik sayenizde kalemine yüreğine sağlık

Yazarın Diğer Yazıları